Ad

doğa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
doğa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Sen de bir İklim Savunucusu Ol!

İklim krizi sadece geleceğin değil, bugünün meselesi. Gezegenimiz her geçen gün daha fazla baskı altında. Kuraklık, hava kirliliği, ormansızlaşma, biyoçeşitlilik kaybı... Bunlar yalnızca haberlerde gördüğümüz başlıklar değil — yaşadığımız dünyanın gerçekleri.

Ama bu gidişatı değiştirebiliriz.
Kim mi? Sen.

🌱 Eğer doğaya saygın varsa,
🌱 Eğer sosyal adalet senin için sadece bir kavram değilse,
🌱 Eğer “bir şey yapmalıyım” diyorsan ama nereden başlayacağını bilmiyorsan...

İklim Okulu seni bekliyor.
“İklim Savunucuları” olarak bir araya geliyor, eğitim alıyor, fikir üretiyor ve projeler geliştiriyoruz.
Sadece konuşmuyoruz, harekete geçiyoruz.

📣 Lise öğrencisi, üniversiteli ya da yeni mezun…
Senin enerjine, fikrine, emeğine ihtiyacımız var.
Yerel çözümler, ulusal etkiler doğurur. Ve sen bu değişimin parçası olabilirsin.


🎯 Sen de bir İklim Savunucusu ol – başvurunu yap, harekete katıl!

Doğada Yön Bulma Rehberi: En Etkili 10 Yöntem

DOĞADA YÖN BULMA: DOĞAL YÖNTEMLERLE KAYBOLMADAN İLERLEYİN

Doğada vakit geçirmek hem beden hem zihin sağlığı açısından son derece faydalıdır. Ancak doğa yürüyüşleri, kamp, dağcılık ya da keşif gibi faaliyetlerde yön bulma becerisi hayati önem taşır. Modern araçlar (pusula, GPS, harita uygulamaları) oldukça yardımcı olsa da, bu cihazlar her zaman çalışmayabilir. İşte bu yüzden doğal yöntemlerle yön bulma tekniklerini bilmek, hem güvenliğiniz hem de özgüvenli bir doğa deneyimi için çok değerlidir.

Aşağıda doğada yön bulmak için kullanılabilecek başlıca yöntemleri detaylıca bulabilirsiniz:


1. GÜNEŞE GÖRE YÖN BULMA

Güneş, doğada yön tayininde en güvenilir işaretlerden biridir.

  • Güneş sabahları doğudan doğar ve akşamları batıdan batar. Bu bilgi temel alınarak yaklaşık yön tayini yapılabilir.

  • Öğle vakti (güneş tam tepede) olduğunda gölge en kısa halindedir ve gölge neredeyse tam kuzeyi gösterir.

Gölge Çubuğu Yöntemi (İlkel Güneş Saati)

  1. Düz bir zemine bir çubuk saplayın.

  2. Çubuğun gölge ucunu küçük bir taşla işaretleyin (örneğin sabah).

  3. 15–20 dakika bekleyin ve gölgenin yeni ucunu yeniden işaretleyin.

  4. İlk noktayla ikinci nokta arasında düz bir çizgi çekin. Bu çizgi doğu-batı doğrultusunu verir.

  5. İlk nokta batı, ikinci nokta doğudur. Bu çizgiye dik olarak kuzey-güney doğrultusunu da tahmin edebilirsiniz.


2. DOĞAL İŞARETLERLE YÖN BULMA

Ağaç ve Taşların Yüzeyleri

  • Ağaçların kuzey yönü daha nemli ve yosunludur; genellikle daha koyu renkte olur.

  • Güney yönü ise daha fazla güneş aldığı için kuru, açık renkli ve çatlamış olabilir.

  • Büyük taşların da kuzeye bakan yüzleri nemli ve yosunlu olabilir.

Karınca Yuvaları ve Termit Tepeleri

  • Karınca yuvaları genellikle güneye bakacak şekilde açılır, çünkü sabah güneşinden faydalanmak isterler.

  • Termit tepeleri (özellikle Afrika’da) de genellikle güneye daha yüksek kısımlarla bakar.


3. YILDIZLARA GÖRE YÖN BULMA

Geceleri doğada yön bulmak istiyorsanız Kutup Yıldızı (Polaris) en güvenilir kılavuzdur.

  • Kutup Yıldızı her zaman kuzeyi gösterir.

  • Bu yıldızı bulmak için Büyükayı (Yedigen) takımyıldızını gözlemleyin. Büyükayı’nın kepçe kısmının iki ucu, Kutup Yıldızı’na doğru bir çizgi oluşturur.

  • Bu yıldız oldukça sabit olduğundan, yön tayininde şaşmaz.


4. SAATLE YÖN BULMA (Analog Saat Yöntemi)

Bu yöntem analog (akrep-yelkovanlı) saatle yapılır.

  • Saati yere paralel şekilde tutun.

  • Akrep yönünü güneşe doğru çevirin.

  • Akrep ile 12 arasındaki açının ortası güney yönünü gösterir.

  • Bu yöntem yalnızca kuzey yarımkürede ve saat güneş saatine göre ayarlanmışsa işe yarar.


5. RÜZGÂR, BULUT VE DOĞAL FORMASYONLARLA YÖN TAHMİNİ

  • Rüzgâr yönü, bölgede hâkim olan hava sistemine göre değişiklik gösterse de, bazı bölgelerde sabah ve akşam rüzgârları düzenli olabilir.

  • Dağ yamaçlarında, kar daha geç eriyen kuzey yamacında daha uzun süre kalır.

  • Buzulların ve akarsuların şekli, eğimin yönünü ve genel coğrafi eğilimleri verebilir. Akarsular genellikle eğimin yönüne doğru akar.


6. TEKNOLOJİK ARAÇLARLA YÖN BULMA (Alternatif)

Modern doğa gezilerinde harita, pusula, GPS gibi teknolojik cihazlar yön bulma sürecini oldukça kolaylaştırır. Ancak bu araçların pil ömrü sınırlıdır, sinyal olmayabilir veya fiziksel olarak zarar görebilirler. Bu nedenle doğal yöntemleri bilen bir gezgin her zaman avantajlıdır.


SONUÇ: BİLGİ, DOĞADA GÜVENLİĞİ ARTIRIR

Doğada yön bulmak sadece hayatta kalmak için değil, doğayla daha bilinçli bir ilişki kurmak için de önemlidir. Doğal yön bulma yöntemlerini öğrenmek, hem teknolojiye bağımlı kalmadan hareket edebilmeyi sağlar, hem de doğaya olan bakış açınızı derinleştirir. Doğayla uyum içinde, bilinçli adımlar atmak için yön duygunuzu geliştirmeniz önemlidir.

Unutmayın: İyi bir doğa gezgini yalnızca yürüyen değil, yönünü bilen kişidir.




İklim Okulu’nun Simgesi Neden Leylek?

Leylek Neden İklim Okulu’nun Simgesi?

İklim Okulu’nun logosunda yer alan leylek, yalnızca estetik bir kuş değil; aynı zamanda doğa ile insan arasındaki hassas dengeyi temsil eden çok özel bir canlıdır. Leylek, İklim Okulu’nun değerlerini ve vizyonunu taşıyan bir sembol olarak seçilmiştir. Çünkü leylekler, hem doğanın ritmini çok iyi bilen göçmen kuşlardır hem de iklim değişikliğinin en doğrudan etkilediği türlerden biridir.

Göçmen Ruh, Doğayla Uyum

Leylekler her yıl binlerce kilometre uçarak mevsimlere göre göç ederler. Baharın geldiğini müjdeleyen bu zarif kuşlar, insanlık tarihinde daima umut, bereket ve barışın simgesi olmuştur. Ancak son yıllarda değişen iklim koşulları, onların göç yollarını, dinlenme alanlarını ve yaşam sürelerini doğrudan etkiliyor.

İklim Okulu, tam da bu noktada leyleklerle ortak bir anlamda buluşur: iklim değişikliğini erken fark eden, doğayı gözlemleyen, ona göre hareket eden bir bilinç

Ekolojik Denge ve Farkındalık

Leylekler, yaşadıkları çevredeki hava, su ve toprak koşullarına çok duyarlıdır. Bu nedenle bir bölgede leyleklerin varlığı, genellikle o ekosistemin sağlıklı olduğuna işaret eder.
İklim Okulu da bireylerde bu duyarlılığı geliştirmeyi amaçlar. Her çocuğun, gencin ve yetişkinin çevresini tanıması, fark etmesi ve koruması için bilgiyle, deneyimle ve sevgiyle donatılması gerektiğine inanır.

Birleştirici, Gözetici ve Yol Gösterici

Leylekler sadece doğayı değil, kültürleri de birleştirir. Afrika’dan Avrupa’ya, Asya’dan Anadolu’ya uzanan göç yolları, onları sınırların ötesinde bir doğa elçisi haline getirir. Bu anlamda İklim Okulu da sadece yerel bir hareket değil, küresel iklim sorunlarına karşı geliştirilen bir eğitim ve farkındalık modelidir.

Leylek: Umudun ve Dönüşümün Sembolü

Leylekler geldiğinde doğa canlanır. Baharın gelişini müjdelerler. Onlar, döngüsel yaşamın zarif habercileridir. Tıpkı İklim Okulu’nun da hayatlara dokunarak yeni bir farkındalık mevsimi başlatması gibi…

Bu yüzden leylek, sadece bir logo değil;
İklim Okulu’nun yürüdüğü yolun, taşıdığı umudun ve anlattığı hikâyenin ta kendisidir.

EN BASİT ŞEKİLDE ANLATMAK GEREKİRSE;

Neden Leylek?

İklim Okulu’nun logosunda leylek var çünkü leylekler doğayı çok iyi tanır. Her yıl uzun yolculuklar yaparlar ve hava, yağmur, sıcaklık gibi değişimleri çok iyi hissederler. Yani iklim değişikliğini ilk fark eden canlılardan biridir.

Biz de İklim Okulu olarak, tıpkı leylekler gibi doğayı dinleyen, koruyan ve fark eden çocuklar yetiştirmek istiyoruz. Leylek, hem dostluğu hem de doğaya saygıyı simgeliyor. Bu yüzden İklim Okulu’nun simgesi bir leylek!






İklim Değişikliği İçin En Etkili Slogan ve Pankart Yazıları (Görselli)

İklim değişikliğiyle ilgili farkındalık oluşturmak isteyenler için etkili sloganlar ve dikkat çekici pankart önerileri arıyorsanız doğru yerdesiniz. Bu içerikte; çocuklara çevre sevgisi aşılayan eğlenceli cümlelerden, gençleri eyleme teşvik eden güçlü sözlere ve toplumu bilinçlendiren kamu spotu tarzı ifadelere kadar birçok örnek bulabilirsiniz. “İklim değişikliği ile ilgili pankart yazıları”, “çevre için afiş örnekleri” ya da “iklim sloganları kısa ve etkili” gibi aramalara yanıt olacak şekilde hazırlanmıştır.

Bu sloganlar; okul etkinliklerinde, çevre yürüyüşlerinde, sosyal medya paylaşımlarında, belediye projelerinde veya bilinçlendirme çalıştaylarında kullanılmak üzere tasarlandı. Her biri elde taşınan pankartlara uygun biçimde düşünülmüş ve görsellerle desteklenmiştir. İklim krizine karşı toplumsal farkındalığı artırmak, çocuklara doğa bilinci kazandırmak veya gençleri sürdürülebilir yaşamın bir parçası hâline getirmek için bu sıradışı ve yenilikçi içerikleri afiş, broşür, pano ya da dijital paylaşım materyali olarak rahatlıkla değerlendirebilirsiniz.

 
iklim değişikliği üzerine pankart yazıları / sloganları:

  1. Gelecek için şimdi harekete geç!

  2. İklimi değil sistemi değiştir!

  3. Doğa intikam değil denge ister.

  4. Bugün susarsan yarın kurursun!

  5. Gezegen B yok!

  6. Çocuklarımıza çöl bırakmayalım.

  7. Fosile değil, geleceğe yatırım yap!

  8. Karbon ayak izini sil!

  9. Dünya ısınıyor, sen hâlâ izliyor musun?

  10. Değiş, yoksa yok olacaksın!

  11. İklim susmaz, dikkat kesil!

  12. İklim adaleti şimdi!

  13. Geleceği tüketme!

  14. Yeşil bir dünya için el ele!

  15. Sıcaklık artıyor, zaman daralıyor.

  16. Sıfır atık, sonsuz yaşam!

  17. İklim değil, biz değişmeliyiz!

  18. Plastik değil, doğa kalsın!

  19. İklim için bir adım sen at!

  20. Susma, gezegenin sesi ol!



  21. Ağaç dik, nefes al!

  22. Buzullar eriyor, gerçek bu!

  23. Küresel ısınma = Küresel kriz!

  24. Çevreni sev, geleceğini koru!

  25. Doğayla savaşma, barış!

  26. Her atık bir yıkımdır.

  27. Gelecek yeşil olacak ya da hiç olmayacak.

  28. Dünya yanıyor, sen ne yapıyorsun?

  29. Gölgeyi seviyorsan ağaç dik!

  30. Küçük değişiklikler büyük fark yaratır.

  31. İklim için birleş!

  32. Hava, su, toprak; hayat üçlüsü!

  33. Enerjini doğaya harca!

  34. Geri dönüşüm değil, ileri düşünüm!

  35. Dünya bizim evimiz, yangına kör kalma!

  36. Bugün farkına var, yarın geç olabilir.

  37. İklim için eğitim şart!

  38. Geleceği çöpe atma!

  39. İklim dostu yaşam mümkün!

  40. Şimdi susarsan doğa bağırır!

  41. Dönüş başlasın: Seninle!

  42. Gezegen seninle yeşerir!

  43. Yeşil düşün, yeşil yaşa!

  44. Her damla değerli, suyu koru!

  45. Toprağı koru, yaşamı besle!

  46. Doğa senden yardım bekliyor!

  47. Sen değişirsen dünya değişir!

  48. Daha az tüket, daha çok yaşat!

  49. İklim seninle nefes alır!

  50. Sessiz kalma, iklimi savun!



    ÇOCUKLAR İÇİN İKLİM ADALETİ SLOGANLARI

    1. Dünya bizim oyun alanımız!

    2. Leylekler gelsin diye doğayı koru!

    3. Orman dostum, ağaç yoldaşım!

    4. Su bir hazine, boşa akıtma!

    5. Doğayı sev, temiz tut!

    6. Geri dönüştür, dünyayı gülümset!

    7. Rüzgârla koş, güneşle gül!

    8. Sıcaktan kavrulmak istemem!

    9. Kirletme, güzelleştir!

    10. Toprakla oynayalım, doğayı tanıyalım!

    11. Dünya bizim evimiz, temiz tutalım!

    12. Güneş enerjisi süper güçtür!

    13. Küçük adımlar büyük işler başarır!

    14. İklimi sev, geleceği koru!

    15. Kuşlar uçsun diye doğayı koruyalım!

    16. Çöpler kutuya, doğa mutluya!

    17. Bugün bir tohum, yarın bir orman!

    18. Su içmek istiyorsan, doğayı koru!

    19. Beni serin tut, doğayı unutma!

    20. Ağaçlar en iyi arkadaşlardır!

    21. Gölgeyi seviyorsan ağaç dik!

    22. Hava kirlenirse oyun biter!

    23. Minik ellerle büyük işler!

    24. Temiz dünya, mutlu çocuk!

    25. Geri dönüşüm süper kahramanlık!

    26. Çevre dostu çocuklar burada!

    27. Çöp değil oyuncak yap!

    28. Kediye mama, doğaya merhaba!

    29. Denizleri kirletme, balıkları üzme!

    30. Güneşe selam, doğaya devam!



    31. Rüzgarı sev, plastiği sevme!

    32. Doğayı seven çocuk, dünyayı korur!

    33. Toprak ana hepimizi sever!

    34. Ağaçları sev, doğayı sevindir!

    35. Su gibi ol, tertemiz kal!

    36. İklim dostu çocuk benim!

    37. Temiz hava için çöp atma!

    38. Bugün dik, yarın gölgelen!

    39. Doğayla barış, oyunla yarış!

    40. Her çocuk doğa bekçisidir!

    41. Gökkuşağı görünsün diye kirletme!

    42. Çevreyi sev, dünya gülsün!

    43. Leylek gelsin, su aksın, dünya yaşasın!

    44. Ağaç dik, doğa gülümser!

    45. Enerjiyi tasarruf et, doğayı koru!

    46. Oyuncağımı doğayla paylaşırım!

    47. Minik ellerle temiz dünya!

    48. Yeşil dünya, mutlu çocuklar!

    49. Kuşlar şarkı söylesin, doğa temiz kalsın!

    50. Bugün doğayı koru, yarın oyun oynayalım!


    ÇEVRE KİRLİLİĞİ, SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ve İKLİM KRİZİ SLOGANLARI

    1. Gezegen değil sistem değişsin!

    2. Gençlik iklimin yanındaysa umut var!

    3. Sıcaklık değil, sesimizi yükselt!

    4. İklim için susma!

    5. B planımız yok, çünkü B gezegenimiz yok!

    6. Geleceğe sırtını dönme!

    7. Sıfır atık = Tam saygı!

    8. Geri dönüşüm devrimi başlasın!

    9. Enerjimizi yeşile verelim!

    10. Bugün atılan adım, yarının yaşamıdır.

    11. Gençler iklimin nabzı!

    12. İklimi değil, alışkanlıklarını değiştir!

    13. Güneşten korkma, kömürden kork!

    14. Yeşil enerji bizim işimiz!

    15. #İklimİçinAyağaKalk

    16. Diren doğa, gençlik senin yanında!

    17. Sıcak değil, yeşil bir gelecek istiyoruz!

    18. Değişim seninle başlar!

    19. Birey ol, bilinçli ol!

    20. Gelecek bizim, karar da bizim!

    21. Plastik kaderimiz değil!

    22. Doğayla uyum, gelecekle barış!

    23. Enerji devriminde biz de varız!

    24. Doğayı savunmak devrimdir!

    25. Gençlik iklim için sokakta!

    26. Sürdürülebilirlik gençlik meselesidir!

    27. Doğa bozulursa biz de bozuluruz!

    28. Gençliğin sesi: Temiz dünya!

    29. Değil doğayı satmak, canımızı veririz!

    30. Gelecek yeşil olacak, başka yolu yok!

    31. Bugün değişmezsek, yarın geç olur!

    32. Bilinçli gençlik, temiz gelecek!

    33. Atık değil fikir üret!

    34. Geri dönüşümle dünya döner!

    35. Doğa kırılgan, gençlik dayanışma!

    36. Doğayı değil, düzeni sorgula!

    37. Genç zihinler, yeşil fikirler!

    38. Moda değil, doğa kazansın!

    39. Kirletme, yüksel!

    40. Gençlik çevre için nefes alır!

    41. Yeşil hareket gençlikle büyür!

    42. Her adımda iklimi düşün!

    43. Bilim yolunda, doğa yanında!

    44. Şimdi susarsan, sonra konuşamazsın!

    45. Gezegen yorgun, gençlik uyanık!

    46. Doğayı tüketme, üret!

    47. Gelecek sensin, sorumluluk da!

    48. Yeşil dünya için genç akıl!

    49. Karbon değil çözüm üret!

    50. İklim bizim geleceğimizdir!







    KAMU SPOTU STİLİNDE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ SLOGANI

    1. Sessiz kalma, iklim konuşuyor.

    2. Doğa bir lütuf değil, emanettir.

    3. Bugünün tercihi, yarının dünyasıdır.

    4. Kirletmek kolay, düzeltmek zordur.

    5. Her birey bir doğa koruyucusudur.

    6. Geleceğe bir iyilik yap: Doğayı koru!

    7. Temiz bir dünya, sağlıklı bir toplum.

    8. Kaynaklar sınırlı, bilinç sınırsız!

    9. Geri dönüşüm bir görevdir.

    10. İsraf etme, yaşat!

    11. İklimi değil, alışkanlıklarını değiştir.

    12. Atığını ayrıştır, doğayı rahatlat.

    13. Bugün bir fark yarat!

    14. Doğa konuşmaz, ama anlatır.

    15. Küçük adımlar büyük dönüşümlere yol açar.

    16. Yaşanabilir bir dünya için sorumluluk al.

    17. Enerjini tasarruf et, geleceği tüketme.

    18. Doğayı değil, çöpü dönüştür.

    19. Geleceğe temiz bir nefes bırak!

    20. Suyu israf etme, yaşamı kurutma!

    21. Her çöp doğaya bırakılmış bir izdir.

    22. Çevreyi korumak insanı korumaktır.

    23. Doğayı korumak birlikte mümkündür.

    24. Temiz çevre, mutlu toplum.

    25. Sürdürülebilir yaşam seninle başlar.

    26. Gezegenin sesi ol!

    27. Gelecek nesiller için bugünden başla.

    28. Atıklarını yönet, doğanı sev!

    29. Sessiz bir kriz: İklim değişikliği.

    30. Dünya yansa, sen de yanarsın.

    31. Doğa dostu kararlar al.

    32. Toprak sağlıklıysa toplum da sağlıklıdır.

    33. Dönüşüm seninle başlar.

    34. Gelecek nesillerin nefesini çalma!

    35. Çevre bilinci, yaşam kalitesidir.

    36. Ekosistem çökerse yaşam çöker!

    37. İklim bir gerçek, çözüm bir zorunluluktur.

    38. Gelecek için bugünü koru!

    39. Bilinçli toplum, temiz çevre.

    40. Gelecek için el ele verelim.

    41. İklimi koru, kendini koru.

    42. Tüketirken düşün!

    43. Yaşanacak bir dünya için sürdürülebilir adımlar.

    44. Dönüşüm seninle başlıyor!

    45. Geleceğe umut bırak, atık değil.

    46. Her birey doğaya karşı sorumludur.

    47. Bugün attığın çöp, yarının sorunudur.

    48. Kirletme, düzelt!

    49. Gezegenin geleceği ellerimizde.

    50. İklimi değil, bilinci değiştir!




Plastik Kaplar Sağlığımızı Nasıl Etkiliyor? Mikroplastik Gerçeği

 Mikroplastik Yiyoruz: Mutfakta Sessiz Tehlike

Farkında olmadan her gün tabağımıza koyduğumuz gıdalarda, içtiğimiz suda ve hatta soluduğumuz havada minik plastik parçaları bulunuyor. Mikroplastik adı verilen bu küçük parçalar, hayatımızın içine sinsice sızmış durumda. Özellikle mutfakta kullandığımız plastik kaplar ve silikon spatulalar, günlük yaşamımızdaki en büyük mikroplastik kaynaklarından biri haline geldi.

Mikroplastikler, 5 milimetreden daha küçük plastik parçacıklardır. Bu minik parçalar, sıcaklık ve aşınma gibi etkilerle plastik ürünlerden koparak gıdalarımıza karışmaktadır. Özellikle sıcak yemeklerle temas eden plastik kaplar ve silikon mutfak araçları, yüksek sıcaklık nedeniyle hızla aşınarak mikroplastik salınımına sebep olur.

Birçok kişi, silikon spatulaların ve plastik saklama kaplarının güvenli olduğunu düşünür. Ancak gerçek, bu ürünlerin yüksek sıcaklık altında mikroplastik parçacıklarını serbest bırakabileceğidir. Örneğin, sıcak tavaya sürdüğümüz silikon spatulalar, zamanla gözle görünmeyen küçük plastik partiküllerini yemeklere karıştırmaktadır.

Araştırmalara göre mikroplastiklerin sağlık üzerindeki etkileri oldukça endişe verici. Bu parçalar vücutta birikerek hormonal dengeleri bozabilir, bağışıklık sistemini zayıflatabilir ve sindirim sistemini etkileyebilir. Dahası, mikroplastiklerin gıda zincirine karışması sadece insanları değil, tüm ekosistemi tehdit etmektedir.

Peki ne yapabiliriz?

Öncelikle, mutfak araçlarımızı seçerken daha bilinçli davranmalıyız. Plastik ve silikon yerine, cam, paslanmaz çelik, bambu ve ahşap gibi daha sağlıklı ve dayanıklı alternatiflere yönelmek gerekiyor. Plastik ürünler kullandığımız durumlarda ise sıcak yiyeceklerle temas ettirmekten kaçınmalıyız.

Ayrıca, mikroplastik kirliliğinin azaltılması için toplumsal bilinçlenme önemlidir. Bu konudaki farkındalığımızı artırmak ve çevremizi bilinçlendirmek, gelecek nesillere daha sağlıklı bir dünya bırakmamız için atabileceğimiz en önemli adımlardan biridir.

Unutmayalım, plastik hayatımızı kolaylaştıran bir ürün olabilir, ancak doğru kullanılmadığında sağlık için sessiz bir tehdit haline gelir. Mutfaklarımızda küçük değişikliklerle büyük fark yaratabiliriz.

Geleceğimiz için plastik kullanımımızı gözden geçirmenin zamanı geldi.



2025 Yılı İçin İklim Odaklı Yeşil Girişimciler Aranıyor


 
2025 Yılı İçin İklim Odaklı Yeşil Girişimciler Aranıyor!

📍 Türkiye’nin İklim ve Sürdürülebilirlik Temalı İlk ve Tek İnovasyon Merkezi G-CORE’da yerinizi alın!

İklim Okulu öncülüğünde kurulan G-CORE (Green – Climate Oriented Research & Enterprise),
🌍 Sürdürülebilir şehirler ve doğa dostu yaşam stratejileri doğrultusunda;
🌱 Çevre dostu teknolojiye katkı sunacak,
💡 Toplumsal ve ekolojik sorunlara yenilikçi çözümler geliştirecek girişimcileri destekliyor!


🎯 Peki sizi neler bekliyor?

✅ İklim ve çevre temalı Kuluçka ve Ön Kuluçka Programları
Gerçek çevresel veri ile prototip ve çözüm geliştirme (Açık Veri – Sensör – Harita Entegrasyonu)
Ticarileştirme desteği ve yatırımcı buluşmaları
✅ Atölye çalışmaları, seminerler ve mentorluk ağı
✅ “Deneyimleme Sahnesi” ile ürününü test et, göster ve geliştir


📌 Girişimler, iklim uyumu ve sürdürülebilirlik odaklı 9 ana alanda destekleniyor:

  • 🔹 Doğa temelli çözümler

  • 🔹 Döngüsel ekonomi

  • 🔹 Karbon emisyon azaltımı

  • 🔹 Sıfır atık uygulamaları

  • 🔹 Yenilenebilir enerji çözümleri

  • 🔹 Ekolojik dijital araçlar

  • 🔹 Afet dayanıklılığı

  • 🔹 Yeşil altyapı tasarımları

  • 🔹 Sürdürülebilir tarım ve su yönetimi


🎓 Etki alanını genişletmek, projenle gerçek bir fark oluşturmak ve yeşil girişimcilik ekosisteminin bir parçası olmak istiyorsan, İklim Okulu seni G-CORE’a davet ediyor!


📝 Başvuru için:

📩 Soruların mı var?
📧 bilgi@iklimokulu.com

SON TARİH: 16 MAYIS 2025


💬 Etiketler:

#GCORE #İklimGirişimi #YeşilTeknoloji #İklimOkulu #SürdürülebilirGirişim
#DöngüselEkonomi #YeşilYenilik #İklimİnovasyonu #DoğaTemelliÇözümler
#GreenStartups #EcoInnovation #ClimateImpact #SıfırAtıkTeknolojileri

İklim Okulu’nun Kurucusu Süleyman Çetin: "Geleceği Bilgiyle, Cesaretle İnşa Etmeliyiz"




İKLİM AJANSI DERGİSİ SÖYLEŞİSİ

Konuk: Süleyman ÇETİN – Çevre Yüksek Mühendisi ve Proje Uzmanı, İklim Okulu Kurucusu
Röportaj: Fatma Yılmaz


Fatma Yılmaz:
Öncelikle sizi tanıyarak başlayalım Süleyman Bey. Hem sizi hem de İklim Okulu’nu tanımak isteriz.

Süleyman Çetin:
Elbette memnuniyetle. Ben Süleyman Çetin, Çevre Yüksek Mühendisiyim ve aynı zamanda proje uzmanıyım. Uzun yıllardır çevre yönetimi, sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği konularında hem teknik hem sosyal projeler geliştiriyorum. Bilimin toplumsal faydayla buluştuğu yerde olmayı önemsiyorum.

Bu anlayışla kurduğumuz İklim Okulu, iklim değişikliğiyle mücadeleyi merkezine alan yeşil bir tekno-sosyal girişim modelidir. Amacımız, bireylerin ve kurumların iklim krizine karşı bilgiyle, farkındalıkla ve çözüm odaklı düşünceyle donanmasını sağlamak.
Eğitimler, atölyeler, karbon ayak izi ölçümleri, doğa temelli etkinlikler ve farkındalık kampanyaları yürütüyoruz. Ayrıca Bilge Nesil Enstitüsü ve Yeşil Orman Okulu gibi kıymetli kurumların uzman desteğiyle daha da güçleniyoruz.

İklim Okulu, sadece farkındalık oluşturan bir platform değil; aynı zamanda eğiten, dönüştüren ve proje üreten bir yapıdır.


Fatma Yılmaz:
İklim Okulu’nu çok etkileyici anlattınız. Biraz daha detaylandırmak gerekirse, bu girişimin sunduğu hizmetler ve potansiyel iş birliklerinden de bahseder misiniz?

Süleyman Çetin:
Elbette. İklim Okulu’nu çok yönlü bir ekosistem olarak kurguladık. Yalnızca bireylerle değil; belediyeler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektörle de iş birliği yaparak sürdürülebilirlik alanında projeler geliştiriyoruz.

Öne çıkan çalışma alanlarımızdan bazıları şunlar:
Sürdürülebilirlik ve İklim Değişikliği Farkındalık Eğitimleri
SECAP (Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı) hazırlama ve danışmanlığı
Sıfır Atık ekibi kurulumu ve kurum içi eğitimleri
Karbon ayak izi ölçümü ve azaltım planları
Yenilenebilir enerji projeleri için stratejik iş birlikleri ve danışmanlık

Ayrıca şu anda kurulum sürecinde olduğumuz çok heyecan verici bir projemiz var: İklim Kütüphanesi. Bu kütüphane, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik alanında dijital ve basılı kaynakların derlendiği, öğrencilere, eğitimcilere, yerel yöneticilere ve araştırmacılara açık bir bilgi merkezi olacak.

Kısacası, İklim Okulu bir projeden çok daha fazlası: geleceği birlikte inşa etmeyi hedefleyen katılımcı bir dönüşüm hareketi.


Fatma Yılmaz:
İklim değişikliğine uyum süreci oldukça tartışılan bir konu. Bu süreci bize biraz aktarır mısınız? Genç bir girişimci olarak neler tavsiye edersiniz?

Süleyman Çetin:
İklim değişikliğine uyum süreci, değişen doğa koşullarına dirençli hale gelmemizi sağlayan bir dönüşüm sürecidir. Sadece doğal afetlere karşı hazırlıklı olmak değil; tarım, enerji, ulaşım, şehircilik gibi tüm alanlarda yeni bir anlayışı benimsemek anlamına gelir.

Bu noktada kavramlar çok önemli: iklim adaleti, dirençlilik, sürdürülebilir kalkınma, toplumsal farkındalık... Bilimsel projeksiyonlar önümüzdeki yıllarda ciddi risklerle karşı karşıya kalabileceğimizi gösteriyor. Ama bu bizi korkutmamalı.
Ben genç girişimcilere hep şunu söylüyorum: Doğayla barışık işler kurun. Teknoloji üretin ama bunu toplumsal faydayla bütünleştirin. Bir ağacı yaşatmak, bir su kaynağını korumak veya bir mahalleyi bilinçlendirmek bazen milyon dolarlık projelerden daha değerlidir. Küçük ama etkili adımlarla başlayın; farkı siz yaratın.


Fatma Yılmaz:
Çevre Yüksek Mühendisi ve aynı zamanda bir platformun kurucusu olarak neler yapıyorsunuz? Mesleğinizin öneminden de biraz bahseder misiniz?

Süleyman Çetin:
Çevre mühendisliği, insan ile doğa arasındaki hassas dengeyi kuran çok özel ve çok değerli bir meslektir. Biz sadece atık su arıtma projeleri yapan teknik uzmanlar değiliz; aynı zamanda toplumsal bilinç ve dönüşümün taşıyıcılarıyız.

İklim Okulu üzerinden yürüttüğümüz çalışmalarla, bu mesleğin sahadaki ve toplumsal hayattaki etkisini büyütüyoruz. Kurumlara sürdürülebilirlik rehberliği sunuyor, gençlerle ve çocuklarla çevre eğitimleri yapıyor, şehir planlamalarına çevre boyutu kazandırıyoruz.
Ben çevre mühendisliğini sadece bir meslek değil, hayatın ta kendisi olarak görüyorum. Çünkü doğa varsa yaşam vardır. Bizim işimiz, o yaşamın sağlıklı devam etmesini sağlamak.


Fatma Yılmaz:
İlkbahar geldi. Bu mevsimde yeni mezun çevre mühendislerine özel önerileriniz olur mu?

Süleyman Çetin:
İlkbahar doğanın yeniden doğduğu, umutların yeşerdiği bir mevsim. Yeni mezun çevre mühendisleri için de taze başlangıçlar demektir.
Ben özellikle toprağa dokunmalarını, doğayla birebir temas kurmalarını öneririm. Çünkü bu meslek sadece formüllerden ve yönetmeliklerden ibaret değildir; doğayı gerçekten tanımak, hissetmek gerekir.

Toprak sabırlıdır, dönüşür. Tıpkı çömlek gibi... Yoğruldukça şekil alır. Siz de mesleki yolculuğunuzda zamanla kendi şeklinizi bulacaksınız. O yüzden sabırlı olun ama üretmekten, katkı sunmaktan asla vazgeçmeyin.
Ayrıca çevre sağlığı, insan sağlığının temelidir. Bu anlayışla hareket ettiğinizde yaptığınız her iş çok daha anlamlı hale gelecektir.


Fatma Yılmaz:
Süleyman Bey bu değerli katkılarınız için çok teşekkür ederiz. Söyleşiyi bitirirken son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Süleyman Çetin:
Ben teşekkür ederim bu güzel davetiniz için. İklim değişikliği gibi büyük ve ortak bir meselede konuşmak, düşünmek, birlikte çözüm üretmek gerçekten çok kıymetli.

Son olarak şunu söylemek isterim:
Doğayı korumak bir tercih değil, bir sorumluluktur. Ve bu sorumluluğu hep birlikte taşıyabiliriz. Bilgiyle, şefkatle ve cesaretle yürüdüğümüz sürece umudumuz her zaman var olacaktır.

Su Haritası Alarm Veriyor: Yeraltı Suyu Tükeniyor


YERALTI SULARI TÜKENİYOR: GELECEĞİN SESSİZ KRİZİNE HAZIR MIYIZ?

Sevgili dostlar,

Bir bardak suya ulaşmanın ne kadar kolay olduğunu düşünebiliriz. Ancak dünyada milyarlarca insan için bu sıradan bir eylem değil, aksine bir hayatta kalma mücadelesi. Su, dünyanın her köşesinde eşit dağıtılmış bir kaynak değil. Ve ne yazık ki, artık sadece yüzey sularından değil, yeraltı sularından da umudumuz azalıyor.

Yeraltı Suyu Nerelerde Bitiyor?

Dünya Kaynak Enstitüsü’nün 2019 verileriyle hazırladığı analiz, pek çok ülkenin yeraltı suyu kıtlığı yaşadığını açıkça ortaya koyuyor. Katar, İsrail, Lübnan ve İran başta olmak üzere birçok bölgede yeraltı suyu çekimleri, yenilenebilir kaynakların ötesine geçmiş durumda. Kısacası, insanlar doğanın sunduğu kadar suyu değil, daha fazlasını çekiyor. Bu ise hem toprak altındaki dengenin bozulmasına hem de su krizlerinin kalıcı hale gelmesine neden oluyor.

Küresel Düzeyde Korkutan Eğilim

Artan sanayi üretimi, kontrolsüz tarım sulamaları, çarpık kentleşme ve nüfus yoğunluğu yeraltı suyu üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde su kaynaklarının kötü yönetimi bu sorunu daha da derinleştiriyor. National Geographic, ESRI ve Utrecht Üniversitesi tarafından hazırlanan Dünya Su Haritası bu gerçeği yüzümüze vuruyor: 40 yıllık veri analizine göre dünya genelinde 22 sıcak nokta, su talebinin yenilenebilir su arzını aştığı bölgeler olarak belirlenmiş durumda.

Kaliforniya'dan Nil Nehri’ne, Türkiye’den Afrika’ya: Dünyada ve Ülkemizde Durum Ne?

Dünya Su Haritası’na göre birçok kritik bölge ciddi yeraltı suyu kıtlığı ile karşı karşıya. Meksika'dan Mısır'a, Pakistan'dan Endonezya'ya dek pek çok ülkede tarımın ve şehirleşmenin yoğun olduğu alanlar su kriziyle mücadele ediyor. Fakat Türkiye'nin durumu da hiç iç açıcı değil. Haritada Türkiye, yeraltı suyu kıtlığı açısından “yüksek” risk kategorisinde yer alıyor. Özellikle Konya Ovası, Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu gibi tarımsal üretimin yoğun olduğu bölgelerimizde yeraltı suları hızla azalıyor.

Türkiye'de tarımsal sulamanın önemli bölümü hâlâ yeraltı sularından sağlanıyor ve çoğunlukla geleneksel sulama yöntemleriyle gerçekleştiriliyor. Bu durum, yenilenebilir kaynaklardan daha fazla su çekmemize yol açıyor. Aynı zamanda artan nüfus, şehirleşme ve iklim değişikliğinin etkileriyle beraber Türkiye'deki yeraltı suyu rezervleri her geçen gün biraz daha azalıyor. Gelecekte ülkemizde su krizi yaşamamak adına, acilen yeraltı su kaynaklarımızı daha bilinçli yönetmeli ve sürdürülebilir yöntemlere geçiş yapmalıyız.

Su Kıtlığı Savaşları Mı Getirecek?

Uzmanlar suyun önümüzdeki yıllarda çatışma nedenlerinden biri olabileceğini söylüyor. Çünkü su, sadece tarımsal üretimin değil, sağlığın, eğitimin ve kalkınmanın temel yapı taşı. Suya ulaşamayan topluluklar göç etmek zorunda kalıyor, şehirler plansız büyüyor ve sosyal dengeler sarsılıyor.

Yeraltı Suyunu Nasıl Koruruz?

• Sulama sistemlerinde damla ve basınçlı sistemler tercih edilmeli
• Yeraltı suyu çekimi kontrol altında tutulmalı ve bölgesel planlamalar yapılmalı
• Şehirlerde yağmur suyu hasadı teşvik edilmeli
• Tarımsal üretimde iklim dostu yöntemler benimsenmeli
• Toplumlarda su okuryazarlığı artırılmalı

Sonuç: Suyu Yönetmeden Geleceği Yönetemeyiz

Sevgili dostlar, yeraltı suyunun çekilmesi sadece bir çevre sorunu değildir; aynı zamanda sosyal, ekonomik ve politik bir risktir. Tüm göstergeler, biz yönetemezsek doğanın artık kendini savunamayacağını söylüyor. Suyun değerini musluklar kuruyunca değil, kaynaklar tükenmeden önce anlamalıyız. Çünkü yeraltı suları, gözümüzün görmediği ama hayatımızı taşıyan en büyük hazine olabilir.

Siz ne düşünüyorsunuz? Yaşadığınız bölgede yeraltı su kaynakları hakkında bilgi sahibi misiniz? Farkındalığımızı birlikte artırmak dileğiyle.

Sevgiyle kalın,

Süleyman ÇETİN
Çevre Yüksek Mühendisi ve Proje Uzmanı