Ad

biyoçeşitlilik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
biyoçeşitlilik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Çevre Dostu İnovasyon: Biyogirişimcilik Nedir?

Doğadan İlham Alan Yenilikçi Girişimler: Biyolojik Üretim Girişimciliği

Değerli dostlar,

Son yıllarda “girişimcilik” kelimesi neredeyse her alanda karşımıza çıkıyor. Ancak aralarında öyle bir tür var ki, hem doğaya hem insana hem de ekonomiye hizmet etme potansiyeli taşıyor: biyogirişim veya diğer adıyla biyolojik üretim girişimciliği.

Peki, nedir bu biyogirişim?
En basit tanımıyla, canlı organizmalara, biyolojik süreçlere veya biyoteknolojiye dayalı yenilikçi üretim ve hizmet modelleridir. İçinde hücre, enzim, mikroorganizma ya da doğanın sunduğu herhangi bir biyolojik unsur varsa, bu girişimler biyogirişim olarak kabul edilir.

Ancak burada amaç sadece ticari kazanç değildir. Biyogirişimler, aynı zamanda sağlık, tarım, çevre ve enerji gibi hayati sektörlerde sürdürülebilir çözümler ortaya koyar. Örneğin doğa dostu tarım uygulamaları, biyobozunur ambalajlar, biyolojik ilaçlar veya yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı projeler bu kapsama girer.

BİYOGİRİŞİMİN AVANTAJLARI
Biyogirişimciliğin en büyük artısı, çevre dostu ve doğal çözümler geliştirme imkânı sunmasıdır. Bu tür girişimler sadece bir sektörde değil; sağlık, ilaç, tarım, gıda, enerji gibi geniş bir yelpazede etkili olabilir. Ayrıca, sürdürülebilirlik odaklı çalıştıkları için düşük karbon ayak izine sahiptirler ve üniversitelerle, araştırma merkezleriyle kolayca iş birliği fırsatları yakalayabilirler.
Yatırımcıların ilgisini çeken bir diğer yönü de, biyogirişimlerin yenilikçi ve gelecek vaat eden bir alan olmasıdır.

BİYOGİRİŞİMİN ZORLUKLARI
Tabii ki her şey tozpembe değil. Ar-Ge süreçleri uzun ve maliyetlidir. Yasal düzenlemeler ve sertifikasyon süreçleri karmaşıktır. Pazara giriş ve tüketici bilinçlendirmesi zaman alabilir. Ayrıca bu işlerin teknik bilgi, uzmanlık ve özel ekipman gerektirdiği unutulmamalıdır.

İklim Okulu’ndan Biyogirişim Fikirleri

Benim alanım olan İklim Okulu’nda da biyogirişimci fikirler geliştirmek mümkün. Mesela tohum toplarıyla biyoçeşitliliği artıracak doğa tabanlı atölyeler düzenlemek, biyobozunur malzemelerle çevre eğitimi setleri tasarlamak veya küçük ölçekli biyolojik arıtma sistemleri tasarlamak…
Bunlar hem çevresel fayda sağlar hem de toplumsal dönüşüme katkı sunar.



Unutmayalım: Doğadan ilham almak sadece bir romantizm değil; geleceğin iş modelidir. Ve biyogirişimler bu yolun tam merkezindedir.

Almanya’dan Türkiye’ye İlham: Orman Adaptasyonu ve Karbon Dengeleme Projesi

ORMANLARDA YEŞİL DÖNÜŞÜM: ORMAN ADAPTASYON PROJESİ

Değerli dostlar,

İklim değişikliği sadece sıcaklık artışı değil; aynı zamanda toprağın, ormanların ve doğanın dengesinin bozulmasıdır. Avrupa ormanları bu değişimin en çok hissedildiği yerlerin başında geliyor.

Yalnızca Almanya’da 2018’den bu yana yarım milyondan fazla hektar orman yok oldu. Aşırı sıcaklar, kuraklık, fırtına ve böcek istilaları gibi sebepler, özellikle tek türden oluşan (monokültür) ormanları savunmasız bırakıyor.

İşte bu noktada Almanya'nın Thüringen bölgesindeki Schlegel Orman Adaptasyon Projesi, örnek alınacak bir uygulamaya dönüşüyor.

Projede Ne Yapılıyor?

🌲 Tek tip ladin ormanı dönüştürülüyor.
Pina Earth, %84’ü ladinden oluşan 471 hektarlık ormanı, çeşitli ve iklime dayanıklı türlerle yeniden düzenliyor. Göknar, kızıl ağaç, kayın, huş, kestane ve akçaağaç gibi farklı türlerle biyoçeşitlilik artırılıyor.

🌱 Genç ağaçların doğal büyümesi destekleniyor.
Ormanın kendini yenilemesi teşvik ediliyor.

🦌 Yaban hayatı dengeleniyor.
Hayvan popülasyonları korunarak orman ekosistemi güçlendiriliyor.

Bu dönüşümle birlikte 30 yıl içinde 27.000 tonun üzerinde karbondioksit atmosferden uzaklaştırılacak. Proje yalnızca karbon salımını azaltmıyor; biyoçeşitlilik, su kaynaklarının korunması ve toplum refahı gibi alanlara da doğrudan katkı sağlıyor.

Proje Hangi Hedeflere Katkı Sunuyor?

✅ Sağlıklı yaşam
✅ Nitelikli eğitim
✅ Temiz su ve sanitasyon
✅ Sorumlu üretim ve tüketim
✅ İklim eylemi
✅ Karasal yaşamın korunması

İklim Okulu'ndan Dersler

İklim Okulu olarak bu gibi projeleri yalnızca izlemiyor, onlardan ilham alıyor, öğreniyor ve kendi coğrafyamıza uyarlıyoruz.

📚 Bu projeler bize şunu öğretiyor:
• Ormanlar birer karbon yutağıdır,
• Biyoçeşitlilik iklim direnci için esastır,
• Yerel iklim eylemleri küresel mücadeleye destek verir.

Sizinle de Çalışabiliriz

Eğer siz de yerel orman alanlarınızda benzer projeler yapmak, karbon dengeleme stratejileri geliştirmek, iklim bilinci eğitimi vermek veya doğa tabanlı çözümler üretmek istiyorsanız, İklim Okulu sizinle iş birliğine hazır.

Süleyman ÇETİN
Çevre Yüksek Mühendisi – Proje Uzmanı – İklim Okulu Kurucusu



Sadece Karbon Emisyonuna Odaklanmak (Karbon Tüneli Vizyonu)

"Carbon tunnel vision", yani Türkçe düşünecek olursak "Sadece Karbona Odaklanmak" Nedir? Ne demektir bunu bu yazımızda ele alacağız.



Son BM iklim değişikliği zirvesi yani COP26, Glasgow'da devam ederken, dünya liderlerinin ve kilit paydaşların çoğunluğu arasında, küresel ısınmayı 1.5 derecede tutma hedefi için çok daha fazlasının yapılması gerektiği konusunda fikir birliği olmuştu. Ancak zirvede bir çok mesele uzun uzadıya konuşulmasına rağmen yeterli derecede eyleme geçilemediği görülüyor.

Küresel iklim krizine çözüm için, hibeler ve işbirliği ile desteklenen devletlerin, verdikleri taahhütler ile birlikte küresel olarak eyleme geçmesi gerekmektedir. Tek başına çalışmalar yapan ülkeler veya kuruluşlar ile bu iklim hedeflerine ulaşılamaz. Özellikle Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarından SKA 13 - İklim Eylemi ile iklim konularını sürdürülebilirlik gündeminden ayıramayız.

İklim Krizinin Etkilerini Anlamak için Perspektifi Geniş Tutmalıyız

Sadece karbon emisyonlarına odaklanmak, diğer sürdürülebilir kalkınma amaçlarını göz ardı edip yalnızca net sıfır karbon emisyonu için çaba sarf etmektir. Karbon tüneli vizyonu, olarak adlandırılan bu bakış açısının sıkıntılı olduğunu Maastricht Sürdürülebilirlik Enstitüsü'nden Jan Konietzko yaptığı tasarım ile güzel özetlemiştir.

Sosyal medyada 'karbon tüneli vizyonu' sloganı sürekli dile getiriliyor. Akıllıca bir kelime oyunu yapılarak aslında memnuniyetsizlik dile getirilmiş ve iklim zirvelerindeki karar vericilerin neye odaklandığını çok özet şekilde anlatan bir çalışma hazırlanmış. Yani son derece yerinde bir gözlem. Net sıfır emisyona ulaşırsak, ancak insan haklarını göz ardı edersek veya biyoçeşitliliği koruyamazsak, bu insanların ve gezegenin refahı için ne anlama gelir ki?

İklim krizinde çevresel etkiyi yalnızca karbon "nötr" ile değerlendirmek yanıltıcıdır.

Bu terimleri öğrenmek iklim değişikliği savunucuları, aktivistleri, iklim değişikliği uzmanları, iklim öncüleri ve iklim gönüllüleri için son derece önemlidir. Bazen çevirilerde bu gibi terimler tam anlaşılamamaktadır. İklim Politikalarını daha iyi anlamak için iklim okulu'nun sosyal medya hesaplarını takip etmenizi öneririz.

Devlet ve Özel Sektör Arasındaki İşbirliği Güçlenmeli

İklim değişikliği, tek bir konuda mücadele ile olacak bir kriz değil, iklim politikalarına bütüncül bakılması gerekmektedir. Doğa tahribatını ve iklim değişikliğini düşündüğümüzde daha büyük resme odaklanmamız lazım.

Devletler arasındaki iklim değişikliği koordinasyonunun yanı sıra, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının (SKA'ların) ve Paris Anlaşması'nın gerçekleştirilmesinde ve uygulanmasında özel sektörü, önemli bir ortak olarak kabul etmeli ve karbon emisyonunun dışında diğer hedeflere ulaşmak için daha fazla dahil etmeliyiz.