Ad

secap etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
secap etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İşletmeler ve Belediyeler İçin Net Sıfır Karbon Rehberi

NET SIFIR KARBON: GELECEĞİN ZORUNLU YOL HARİTASI

Değerli dostlar,

Küresel ısınma, karbon emisyonları ve iklim değişikliği dediğimizde, karşımıza hep aynı kavram çıkıyor: Net Sıfır Karbon. Peki bu sadece bir çevreci slogan mı? Yoksa geleceği şekillendirecek gerçek bir stratejik hedef mi?

Bu yazıda "net sıfır" kavramının ne anlama geldiğini, neden bu kadar önemli olduğunu ve buna ulaşmak için neler yapılması gerektiğini birlikte ele alacağız.

NET SIFIR KARBON NEDİR?

Net sıfır karbon, atmosferimize salınan sera gazı miktarının, doğal ya da teknolojik yollarla dengeye getirilmesi demektir. Yani, bir kuruluşun ya da ülkenin saldığı karbon kadar karbonu dengeleyerek “net” olarak sıfıra ulaşması hedeflenir.

Bu şu demek:

• Fosil yakıttan enerji üretirken saldığımız karbonu,
• Ormanlar, karbon yutakları ya da karbon yakalama teknolojileriyle nötrlemek zorundayız.

NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ?

🌍 1,5°C hedefine ulaşmak için dünya genelinde emisyonların 2050’ye kadar net sıfıra inmesi gerekiyor.

📉 Ekonomik baskı artıyor. Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) gibi uygulamalarla, karbonu fazla salan ürünler daha pahalıya satılacak.

🏭 Sanayi dönüşüyor. Yüksek karbon salımı olan işletmeler sadece çevresel değil, ticari risk haline geliyor.

NASIL ULAŞACAĞIZ?

1. Karbon Envanteri Çıkarın
Önce ne kadar karbon salındığını bilmemiz gerekiyor. Kurumlar, şehirler ve bireyler için karbon ayak izi hesaplamaları artık şart.

2. Emisyonları Azaltın
Enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, elektrikli araçlar, yalıtım sistemleri gibi çözümlerle doğrudan azaltım yapmalıyız.

3. Karbonu Dengeleyin
Azaltılamayan emisyonlar için ormanlandırma, karbon tutma teknolojileri, biyochar ve benzeri yöntemlerle dengeleme yapılmalı.

4. Planlama Yapın: SECAP
Belediyeler için Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planları (SECAP) net sıfıra ulaşmak için somut yol haritaları sunar.

NET SIFIR KARBON HEDEFİNİN YARARLARI

✅ Daha düşük enerji maliyetleri
✅ İhracatta rekabet avantajı
✅ Daha sağlıklı bir çevre
✅ Yatırımcılar için güvenli liman
✅ İklim krizine karşı dirençli bir ekonomi

İKLİM OKULU’NDAN ÇAĞRI

Biz İklim Okulu olarak, net sıfır karbon hedefinin yalnızca bir teknik mesele olmadığını biliyoruz. Bu, toplumun zihniyet dönüşümüdür.

• Belediyeler için SECAP danışmanlığı
• Şirketler için karbon ayak izi hesaplama ve azaltım planları
• Okullarda ve STK’larda iklim eğitimi
• Gençler için yeşil meslek danışmanlığı
sunuyoruz.

Çünkü net sıfır, yalnızca çevrenin değil, ekonomik ve sosyal geleceğimizin de anahtarıdır.

Süleyman ÇETİN
Çevre Yüksek Mühendisi – Proje Uzmanı – İklim Okulu Kurucusu


İklim Değişikliği: Felaket mi, Fırsat mı?

İklim Krizi mi, Yoksa Fırsatı mı?

Değerli dostlar,

Uzun süredir iklim değişikliği üzerine konuşuyor, yazıyor, eğitimler düzenliyor ve farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Bu kelime artık hayatımıza öylesine yerleşti ki, “iklim” dendiğinde hemen ardından gelen “kriz” kelimesi neredeyse ezbere söyleniyor. Ancak bugün farklı bir pencereden bakalım istiyorum. Acaba iklim değişikliği yalnızca bir felaket habercisi mi? Yoksa aslında doğru bakıldığında yeni bir teknolojik dönüşümün, ekonomik vizyonun ve çevresel farkındalığın kapısını mı aralıyor?

Yeni Nesil Bir Dönüşüm: Elektrikli Araçlar ve Temiz Teknolojiler

Geleneksel fosil yakıtlı araçlardan elektrikli motorlara geçiş, yalnızca çevreci bir hamle değil; aynı zamanda ekonomik rekabetin yeni kulvarı. Bugün Almanya, Çin, Norveç ve ABD gibi ülkeler elektrikli otomobil üretimini ulusal öncelik haline getirirken, birçok gelişmekte olan ülke hâlâ bu değişimi yalnızca izliyor.

Ancak bu dönüşüm sadece otomobillerle sınırlı değil:

  • Tarımda elektrikli traktörler,

  • Belediyelerde elektrikli çöp kamyonları,

  • İnşaatta elektrikli iş makineleri,

  • Sanayide düşük karbonlu üretim sistemleri…

Bunların hepsi iklim değişikliği tehdidine karşı değil, fırsatına karşılık olarak doğdu. Kısacası, iklim krizi, sadece alarm değil; aynı zamanda bir yenilik ve yatırım çağrısıdır.

“İklim Krizi” Yerine “İklim Fırsatı” Demek Mümkün mü?

Elbette krizin fiziksel ve sosyolojik etkilerini görmezden gelemeyiz. Ama unutmamamız gereken şey şudur: Her kriz, bir uyum ve dönüşüm sürecini de beraberinde getirir. Bu noktada “iklim fırsatı” demek;

  • Gençleri yeşil meslekler konusunda eğitmek,

  • Üniversiteleri iklim girişimciliği merkezlerine dönüştürmek,

  • Belediyeleri iklim adaptasyonu liderlerine çevirmek demektir.

Fırsat, felaketi reddetmek değil; ona karşı hazırlıklı, vizyoner ve üretken olmaktır.

Peki Ne Yapmalı?

  1. İklim adaptasyonunu stratejik bir plana dönüştürmeliyiz.
    Yerel yönetimlerde SECAP gibi planları yaygınlaştırmalı,
    altyapı yatırımlarını iklim risklerine göre yeniden düşünmeliyiz.

  2. Yeşil sanayiye geçişi hızlandırmalıyız.
    Ar-Ge destekleriyle elektrikli araçlar, temiz enerji üretimi, enerji verimliliği teknolojileri gibi alanlarda yerli üretimi teşvik etmeliyiz.

  3. İklim farkındalığını ekonomik bilinçle birleştirmeliyiz.
    Bu konuyu sadece çevreci bir duyarlılık değil, bir kalkınma politikası olarak görmeliyiz.

Sonuç olarak: Artık Krizi Değil, Çözümü Konuşma Zamanı

İklim Okulu olarak biz, bu dönüşümün sadece teknik değil, sosyal ve zihinsel de olduğunu biliyoruz. Bu yüzden kriz kelimesini bazen bırakıp “iklim fırsatı” diyebilmek, belki de yeni çağın başlangıcıdır.

Çünkü gelecek, yalnızca kirlilikten değil; vizyonsuzluktan da kaybedilir.

Süleyman ÇETİN
Çevre Yüksek Mühendisi ve Proje Uzmanı



Yeşil Badana Gerçeği: Şirketler Ne Kadar Gerçekten Yeşil?

YEŞİLE BOYAMA: GÖRÜNDÜĞÜ KADAR YEŞİL MİSİN?

Değerli dostlar,

Günümüzde çevre dostu olmak, yalnızca etik değil, aynı zamanda ekonomik bir avantaj. Tüketiciler daha duyarlı, markalar daha çevreci görünmek için yarışta. Ancak bu yarışta bazıları gerçekten koşarken, bazıları sadece yeşil görünümlü bir kostüm giyiyor: Greenwashing, Türkçesiyle yeşile boyama ya da diğer çevirileriyle yeşil yıkama, yeşil aklama veya yeşil badana.

Yeşile Boyama Nedir?

Yeşile boyama, bir kuruluşun, ürünün ya da hizmetin olduğundan daha çevre dostuymuş gibi pazarlanmasıdır. 
Yani yeşil görünerek güven kazanmak, ancak arka planda çevreye zarar vermeye devam etmektir.

Nasıl Anlaşılır?

• Geri dönüştürülebilir olduğu iddia edilen ama gerçekte geri dönüştürülmeyen ambalajlar,
• "Doğa dostu" yazan ama içeriği plastik dolu ürünler,
• Bir ağacı kurtarırken, on ormanı yok eden şirket kampanyaları,
• Web sitesine bir yaprak görseli koyup karbon emisyonuna dair hiçbir veriyi paylaşmayan firmalar...

Hepsi birer yeşil badana örneği.

Yeşil Aklama Neden Tehlikelidir?

  1. Tüketiciyi yanıltır: Duyarlı bireylerin iyi niyeti suistimal edilir.

  2. Gerçek yeşil girişimcileri gölgeler: Doğru yapanlar, görünmez hâle gelir.

  3. Politikaları geciktirir: Şirketler “zaten çevreci görünüyoruz” bahanesiyle gerçek adım atmaktan kaçar.

Yeşil Olduğunu İspatlayanlar Ne Yapar?

• Şeffaf veri sunar.
• Emisyon hedeflerini ve yıllık performanslarını açıklar.
• Sürdürülebilirlik raporu yayımlar.
• Uluslararası bağımsız sertifikalara sahiptir (LEED, ISO 14001 vb.)

Yani renk değil, eylem konuşur.

İklim Okulu Olarak Neler Yapıyoruz?

İklim Okulu olarak yeşile boyamaya karşı farkındalık oluşturuyoruz.
Gerçekten çevreci olmak isteyen şirketlerle birlikte:

Karbon ayak izi hesaplıyoruz,
SECAP gibi stratejik eylem planları hazırlıyoruz,
Sıfır atık ve sürdürülebilirlik danışmanlığı sunuyoruz.

Yeşil görünüp griye boyanmak istemeyen herkes için buradayız.

SONUÇ OLARAK:

Yeşil görünmek kolay, yeşil olmak ise sorumluluk ister.
Kendi yaşamımızda da alışveriş yaparken bu soruyu sormalıyız:
"Bu ürün gerçekten yeşil mi, yoksa sadece boyanmış mı?"

Süleyman ÇETİN
Çevre Yüksek Mühendisi ve Proje Uzmanı



Zirai Don Felaketi ve İklim Değişikliği Arasındaki Bağ Nedir?

Nisan ayının ortasında Türkiye'nin dört bir yanında yaşanan zirai don felaketi, yalnızca bir meteorolojik olay değil; iklim değişikliğinin tarıma ve gıda güvenliğine etkilerinin somut bir göstergesidir. 36 ilde meyve bahçeleri, bağlar ve tarım alanları don etkisiyle zarar gördü. Bu olay, artık “alışılmış” hava olaylarının dışında, mevsim dışı aşırı iklim olaylarının ülkemizde daha sık yaşanacağını gösteriyor.

Zirai Don Neden İklim Krizinin Belirtisidir?

İklim değişikliği, yalnızca sıcaklık artışlarından ibaret değildir. Aynı zamanda:

  • Mevsim kaymaları,

  • Aşırı soğuk ve sıcak dalgaları,

  • Ani hava değişimleri,

  • Uzun kuraklıkların ardından gelen ani yağışlar gibi birçok uç olayın yaşanma sıklığını ve şiddetini artırır.

Nisan ayında yaşanan don olayı, özellikle çiçeklenme ve tomurcuklanma dönemindeki bitkiler için son derece yıkıcıdır. Bu dönemde gelen bir soğuk hava, bir yıllık emeği ve geçimi bir gecede yok edebilir.

İklim Krizi: Üreticinin de Tüketicinin de Sorunu

Zirai donun etkilediği ürünler arasında kayısı, üzüm, fındık, narenciye, Antep fıstığı, karpuz, zeytin, çay, elma gibi Türkiye'nin hem iç tüketimi hem de ihracatı açısından önemli birçok kalem yer alıyor.
Bu da demek oluyor ki:

  • Üretici zarar görüyor,

  • Tüketici fiyat artışıyla karşılaşıyor,

  • Ülke ekonomisi gıda enflasyonu baskısı altında kalıyor.

İklim Okulu’ndan Çağrı: Dirençli Tarım İçin Eğitime ve Dayanışmaya İhtiyacımız Var

İklim Okulu olarak biz, bu olayları sadece “doğal afet” olarak görmek yerine, iklim bilincini artırmak, tarımda uyum politikalarını yaygınlaştırmak ve yerel düzeyde çözüm üretmek için çalışıyoruz.

  • Tarım alanında iklim risk yönetimi eğitimi,

  • Zirai iklim tahminleri ve erken uyarı sistemlerinin kullanımı,

  • Yerel yönetimlerle SECAP (Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı) hazırlıkları,

  • Ve gençleri bu sürece dahil edecek iklim okuryazarlığı çalışmaları bizim önceliklerimiz arasında.

Çözüm: Daha Dayanıklı Tarım, Daha Bilinçli Toplum

Zirai don gibi afetlerin etkisini azaltmak için;

  • Tarım sigortalarının yaygınlaştırılması,

  • Uyum odaklı tarım yöntemleri,

  • Doğru tür seçimi ve agroekolojik yaklaşımlar
    gibi politikalarla iklim değişikliğine karşı tarım sektöründe dayanıklılığı artırmalıyız.

İklim değişikliği sadece bir doğa meselesi değil; gıdanın, geçimin ve geleceğimizin meselesidir.
Ve bu yüzden, iklim okulu gibi yapılar, sadece bilgi vermekle kalmaz; farkındalığı eyleme dönüştüren toplulukları inşa eder.



İklim Değişikliğinde Ne Durumdayız? Enerji ve Sürdürülebilirlik Göstergeleri

 

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNDE NE DURUMDAYIZ? ENERJİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK PERSPEKTİFİ

Değerli dostlar,

İklim değişikliği artık bilimsel bir tartışma değil; jeopolitik, ekonomik ve sosyal bir gerçekliktir.
Ve biz bu gerçekliğin tam ortasındayız.

Günümüzde iklim krizinin iki temel ekseni var:
1. Enerji dönüşümü
2. Sürdürülebilirlik uygulamaları

Peki bu iki alanda gerçekten ne durumdayız?

1. ENERJİDE NE KADAR YEŞİLİZ?

Dünya enerji sistemi hâlâ büyük ölçüde fosil yakıtlara bağımlı.
Kömür, petrol ve doğalgaz hâlâ küresel enerji tüketiminin %77’sini oluşturuyor.
Ancak sevindirici bir gelişme var: Yenilenebilir enerji yatırımları tarihte ilk kez fosil yakıtları geçti.

  • 2023’te dünya genelinde elektrik üretiminin %30’u yenilenebilir kaynaklardan geldi.

  • Güneş enerjisi kurulumları rekor kırdı.

  • Türkiye dahil birçok ülke çatı GES sistemleri, rüzgar santralleri ve enerji kooperatifleri kurmaya başladı.

  • Batarya ve hidrojen teknolojileri hızla gelişiyor.

Ancak sorun şu: Bu değişim çok yavaş ilerliyor.
Bilim insanlarına göre küresel sıcaklık artışını 1.5°C’de tutmak için dönüşümün şu anki hızdan 3 kat daha hızlı olması gerekiyor.

2. SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK GÜNDELİĞE GİRDİ Mİ?

Sürdürülebilirlik artık sadece bir “etiket” değil, bir yaşam ve üretim modeli.

  • Avrupa Yeşil Mutabakatı,

  • Net Sıfır Karbon hedefleri,

  • Döngüsel ekonomi uygulamaları,

  • Karbon ayak izi ölçüm zorunlulukları
    kurumları, şehirleri ve bireyleri yeni bir ekonomik düzene zorluyor.

Ama hâlâ büyük bir açık var:
Sürdürülebilirlik hâlâ gerçek anlamda tabana yayılmış değil.

Pek çok şirket yalnızca yeşil pazarlama (greenwashing) ile görünürlük sağlıyor.
Oysa sürdürülebilirlik demek:

  • Gereksiz tüketimin azaltılması,

  • Atığın kaynağında önlenmesi,

  • Enerji, su ve malzeme verimliliğinin artırılması,

  • Yerel üretim ve yerel çözümlerin teşvik edilmesi demektir.

NEREDEYİZ VE NE YAPMALIYIZ?

Neredeyiz?
Kritik eşiği geçmek üzereyiz. İyimser senaryolar ancak hızla harekete geçersek gerçek olur.

Ne yapmalıyız?

  • Enerji verimliliğini öncelemeliyiz.

  • Her kurum, kendi karbon ayak izini bilmeli ve raporlamalı.

  • Belediyeler, SECAP planları hazırlamalı.

  • Tarımda, üretimde ve ulaşımda iklim dostu çözümler yaygınlaştırılmalı.

  • Birey olarak tüketim alışkanlıklarımızı gözden geçirmeliyiz.

Ve en önemlisi: Farkındalık yetmez, değişim gerekir.

Süleyman ÇETİN
Çevre Yüksek Mühendisi – Proje Uzmanı – İklim Okulu Kurucusu



Adım Adım SECAP Hazırlama Rehberi Çalışma Alanları



SECAP Çalışma Alanları


SECAP NEDİR?

2015 yılında Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan "İklim ve Enerji için Belediye Başkanları Sözleşmesi" çerçevesinde imzacı belediyelerin 2030 öncesinde hazırlamayı taahhüt ettikleri "Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı ( ingilizce Sustainable Energy and Climate Action Plan -SECAP, ispanyolca el Pla d'Acció per l'Energia Sostenible i pel Clima -PAESC)" dokümandır.

1- Belediye Hizmetleri

- Etkili sokak aydınlatması
- Yeni ve tadilatı yapılmış kamu binaları
- Okullarda bina içinde iyi hava kalitesi
- Maliyet-etkin ve ulaşılabilir belediye servisleri

2- Çevre

- Temiz hava
- İyi planlanmış yeşil altyapılar 
- Gelişmiş atık yönetimi

3- Şehirleşme ve Ulaşım

- Enerji verimli evler
- Bölgesel ısınma sistemleri
- Yenilenebilir enerji sistemlerinin artan payı
- Sıfır emisyonlu toplu ulaşım ağı

4- İklim Uyum

- Sellere karşı kanalizasyon sisteminin güçlendirilmesi
- Sürdürülebilir su tüketimi
- Risk değerlendirme haritaları
- Erken ihbar sistemleri
- Ağaçlandırma
- Orman yangınlarını engelleme

SECAP Rehberine Göre Enerji ve İklim Eylem Planı Hazırlama

SECAP NEDİR? derseniz (Sustainable Energy And Climate Action Plan): 2015 yılında Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan "İklim ve Enerji için Belediye Başkanları Sözleşmesi" (Covenant of Mayors - CoM) çerçevesinde imzacı belediyelerin hazırlamayı taahhüt ettikleri sürdürülebilir enerji ve iklim değişikliği ile ilgili eylemleri içeren dokümandır. 

Daha detaylı SECAP bilgisi için aşağıdaki yazımızı da okuyabilirsiniz;

https://www.iklimokulu.com/2022/08/secap-nedir.html

Dünya genelinde insanların %80'i şehirlerde sadece %20'si kırsal bölgelerde yaşıyor ve bu nedenle enerjinin de %80'i şehirlerde tüketiliyor. Diğer taraftan iklim değişikliğinin etkilerinin şiddetlenmesi ile birlikte şehirlerde yaşayan insanlar için iklim değişikliği etkilerinden  olumsuz olarak etkilenme oranları artıyor.

En son Avrupa'da yaşanan sıcak hava dalgalarının, buna bağlı büyük çaplı orman yangınlarının, bölgesel şiddetli kuraklıkların ve Türkiye'de Batı Karadeniz'de yaşanan sellerin de işaret ettiği gibi, belediyelerin iklim adaptasyon (Climate Adaptation) kapsamında tedbirleri hızlı bir şekilde hayata geçirerek şehirlerin dayanıklılığını artırması gerekiyor.

SECAP sayesinde, sürdürülebilir enerji ve iklim değişikliği ile ilgili ulusal seviyede geliştirilen planların, yerelde etkin ve diğer kurumlarla işbirliği içerisinde koordineli bir şekilde uygulanması hedefleniyor.

Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan "SECAP Rehberi"ne erişmek için şu linke göz atabilirsiniz: https://publications.jrc.ec.europa.eu/repository/handle/JRC112986

Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı (SECAP) HAZIRLAMA REHBERİ Nedir?

İklim ve Enerji için Belediye Başkanları Sözleşmesi, yerel iklim ve enerji çalışmaları için iddialı bir girişimdir. Hazırlanacak bu plan, imza sahiplerine SECAP'larını geliştirmeleri için bir dizi metodolojik ilke, prosedür ve iyi uygulama örnekleri sağlamaktadır. 

SECAP Hazırlama Rehberi 3 bölümden oluşmaktadır;

Rehberde;
BÖLÜM 1 - 2030 yılına kadar düşük karbonlu ve iklime dayanıklı şehirlere doğru adım adım SECAP süreci,
BÖLÜM 2 - Temel Emisyon Envanteri (BEI) ve Risk ve Güvenlik Açığı (RVA) Değerlendirmesi,
BÖLÜM 3 - İklim değişikliğinin azaltılması ve iklim değişikliğine uyum için politikalar, temel eylemler, iyi uygulamalar ve SECAP'ların Finansmanı yer almaktadır.


İklim Değişikliği, Sürdürülebilir Çevre ve Enerji Projeleri ve Eğitimleri

 İklim Okulu, iklim değişikliği, çevre, sıfır atık ve enerji Verimliliği alanında çalışmalar yapmaktadır. 

Kamu kurumlarına, özel şirketlere, mesleki odalar, kooperatifler, dernekler olmak üzere sivil toplum kuruluşlarına çeşitli eğitimler vermekte ve projeler hazırlamaktadır.


Eğitim ve proje alanında;

  • Yerel Yönetimlere SECAP Hazırlama Teknik Desteği,  
  • İşletmelere Sürdürülebilirlik Eğitimleri, 
  • Kurumlara Enerji Verimliliği Fizibilitesinin Hazırlanması, 
  • Kurumsal Karbon Ayak izi ve Karbon Emisyon Hesaplanması,
  • Eğitim Kurumları için İklim Zirvelerine Hazırlık Eğitimleri, 
  • İklim, Çevre ve Enerji konulu Avrupa Birliği, UfukAvrupa, Erasmus+, Tubitak ve Yerel Proje Ortaklığı, 
  • Sertifikalı İklim Değişikliği Uzmanlığı (Onaylı), 
  • "Türkiye Çevre Haftası" Kapsamında Etkinlik Desteği vermektedir.


İklim Değişikliği Hibe Programı Başvuruları Açıldı

 Proje teklif çağrısı, “Enerji Dönüşümü için AB: Batı Balkanlar ve Türkiye’deki Belediye Başkanları Sözleşmesi” kapsamında başlatıldı.

Bu çağrı kapsamında hibe edilecek toplam miktar 300.000 Euro'dur.

Teklif çağrısı kapsamında talep edilen herhangi bir hibe, aşağıdaki minimum ve maksimum tutarlar arasında olmalıdır:

·      Minimum miktar: 75.000 EUR

·      Maksimum miktar: 150.000 EUR

Bu teklif çağrısı kapsamında talep edilen herhangi bir hibe, projenin toplam uygun maliyetlerinin aşağıdaki minimum ve maksimum yüzdeleri arasında yer almalıdır:

·      Asgari yüzde: Projenin toplam uygun maliyetlerinin %75'i.

·      Maksimum yüzde: Projenin toplam uygun maliyetlerinin %90'ı

Zorunlu gereklilikler:

Süre:

Bir eylemin ilk planlanan süresi 12 ayı aşamaz.

Sektörler veya temalar:

Eylemin ilgili olması gereken belirli sektörler veya temalar şunlardır: Enerji, iklim koruma ve ulaşım.

Konum:

Eylemler aşağıdaki ülkede gerçekleştirilmelidir: Türkiye.

Eylemler için müdahale alanları:

(1) İklim azaltımı: belediyenin sera gazı emisyonlarının azaltılmasına katkıda bulunan eylemler:

·      Sürdürülebilir enerji (Enerji Verimliliği & Yenilenebilir Enerji);

·      Sürdürülebilir ulaşım;

(2) İklim uyumu: belediyenin mevcut ve gelecekteki iklim risklerine karşı direncini artırmaya katkıda bulunan eylemler.

Aktivite türleri

Bu çağrı kapsamında desteklenen faaliyetler aşağıdakileri içerebilir ancak bunlarla sınırlı değildir:

·      Belediye/kentsel altyapı, binalar ve ulaşım sektörlerinde RES kurarak, enerji verimliliğini artırarak ve CO2 emisyonlarını azaltarak yenilikçi ve teknolojik çözümlerin uygulanmasıyla ilgili faaliyetler;

·      Daha uzun ve daha yoğun bir yangın mevsimine hazırlık faaliyetleri, deniz seviyesinin yükselmesinin zorluğu, hava kalitesinin iyileştirilmesi ve benzeri faaliyetler.

Eylemler, onaylanmış bir stratejik belgeden (yani SECAP, SEAP, SUMP, Local Mekânsal Plan, vb.) türetilmeli ve/veya karar vericilerin tam desteği olmalıdır. Tüm eylemler ulusal Türk mevzuatına, politikasına, normlarına ve standartlarına tam olarak uygun olmalı ve belediye başkanının ve/veya Belediye Meclisinin desteğini almalıdır.

Başvuruların teslimi için son tarih 1 Kasım 2022, 12:00 EET'dir (UTC+3).

Başvuru Kılavuzu: https://www.cpva.lt/en/eu4-energy-transition/calls-for-proposals/835/k72

Başvurular “Gönderilebilir” elektronik sistemi aracılığıyla çevrimiçi olarak gönderilmelidir.

Başvuru Linki: https://centralprojectmanagementagencyyouthaccount.submittable.com/submit/b971af4b-24ea-4b26-b788-77d1d0cf5478/small-scale-project-implementation-in-the-fields-of-energy-climate-protection-an

Potansiyel başvuru sahiplerini desteklemek için Enerji Dönüşümü için AB projesi, 21 Eylül 2022 tarihinde 11:00 EET'de (UTC+3) çağrı hakkında çevrimiçi Bilgilendirme Toplantısı düzenleyecektir.

Öncelikle Concept Note yani ön başvuru daha sonra kabul edilirse Full Application yani tam başvuru dosyaları doldurulur.

Etkinlik Kayıt Linki: https://docs.google.com/forms/d/e/1FAIpQLSdFUdUfrabhJjghmfPOwOa_aG9UpA3qxzCCH_ypBR5Ldir3AQ/viewform


Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı (SECAP) Nedir?

Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı (SECAP) NEDİR?

Sustainable Energy and Climate Action Plan yani Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı'nın kısaltmasıdır.

Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı yani kısa adı secap ve okunuşu sekap, hazırlığı iklim değişikliğiyle mücadele için atılacak en önemli adımlardan biridir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Bağcılar Belediyesi SECAP raporlarını hazırlamaktadırlar. Umuyoruz ki bu belgeler Türkiye’deki diğer belediyelere örnek teşkil eder ve ülke genelinde SECAP hazırlıkları kapsamında uyum ve azaltım uygulamalarına hızlı bir geçiş yapılır.

SECAP Ne İşe Yarar?

Belediye Başkanları Sözleşmesi'ne (Covenant of Mayors - CoM) imzacı belediyelerin 2030 yılına kadar sera gazı azaltım taahhütlerine nasıl ulaşacağını gösteren kilit belgedir.

SECAP Neden Önemlidir ve Nasıl Hazırlanır?

SECAP, iklim değişikliğiyle mücadele etmek için belediyelerin SECAP dokümanını hazırlayıp bölgelerinde uyum ve azaltım aksiyonları uygulayabilmeleri kentlerin sera gazi emisyonlarını azaltır. Bu hem ülkeler hem Dünya genelinde iklim değişikliğiyle mücadeleyi güçlendirir.


SECAP hazırlığıyla ilgili daha fazla bilgi edinmek ve proje işbirliği için iletişim sayfamızdan yazabilirsiniz :) 

SECAP Hazırlama Rehberi ?

İklim ve Enerji için Belediye Başkanları Sözleşmesi, yerel iklim ve enerji çalışmaları için iddialı bir girişimdir. Bu rehber, imza sahiplerine SECAP'larını geliştirmeleri için bir dizi metodolojik ilke, prosedür ve iyi uygulama örnekleri sağlar. Bu belgenin 1. Kısmı SECAP süreciyle ilgilidir. 2. kısmı belediye değerlendirmelerinin (BEI ve RVA) detaylandırılması hakkında bir fikir verirken, son olarak 3. kısım ise yerel düzeyde uygulanabilecek teknik konuları, önlemleri ve politikaları açıklamaktadır.

SECAP Hazırlama Rehberi'ni daha detaylı anlattığımız yazımızı da okuyabilirsiniz;

https://www.iklimokulu.com/2022/08/secap-rehberi-enerji-iklim-plani-hazirlama.html


İklim Okulu
 eğitim ve proje alanında;
  • Yerel Yönetimlere SECAP Hazırlama Teknik Desteği, 
  • İşletmelere Sürdürülebilirlik Eğitimleri, 
  • Kurumlara Enerji Verimliliği Fizibilitesinin Hazırlanması, 
  • Kurumsal Karbon Ayak izi ve Karbon Emisyon Hesaplanması,
  • Eğitim Kurumları için İklim Zirvelerine Hazırlık Eğitimleri, 
  • İklim, Çevre ve Enerji konulu Avrupa Birliği, UfukAvrupa, Erasmus+, Tübitak ve Yerel Proje Ortaklığı, 
  • Sertifikalı İklim Değişikliği Uzmanlığı (Onaylı), 
  • "Türkiye Çevre Haftası" Kapsamında Etkinlik Desteği vermektedir.



Projelerde Sürdürülebilirlik Nasıl Yazılmalıdır?

 

Sürdürülebilirlik ve Sürdürülebilir Kalkınma Nedir?

    Sürdürülebilirlik, ekonomik faaliyetlerin çevresel sonuçlarını tam olarak dikkate alan, değiştirilebilen veya yenilenebilen ve dolayısıyla tükenmeyen kaynakların kullanımına dayanan ekonomik kalkınmadır.

    Sürdürülebilir kalkınma kavramı, 1970’lerde, mevcut ekonomik kalkınma politikalarının tüm dünyada ekolojik olarak sürdürülebilir ve sosyal adalet sağlayan bir sitem için yeterli gelmemesi üzerine, sürekli ekonomik büyüme ve doğanın korunması arasında bir uzlaşma olarak ortaya çıkmıştır. İlk zamanlar, çevresel konulardaki endişelere yanıt vermek için kullanılan sürdürülebilir kalkınma, zamanla sosyal ve ekonomik perspektifleri içerecek şekilde genişlemiştir. Böylece sürdürülebilir kalkınmanın, sosyal ve ekonomik meseleleri, ekolojik kaygılarla birleştirme çabası olduğu söylenebilir.


Projelerde Sürdürülebilirlik Nasıl Yazılmalı?

    Projelerde, projenin sürdürülebilirliği sorulduğunda bu kısma ekonomik, çevresel, sosyal ve kurumsal olarak projenin sürdürülebilirliğinin nasıl sağlanacağı düşünülmeli ve bu şekilde yazılmalıdır.

    İsimleri farklı farklı geçse de sürdürülebilirlik konusu, ekonomik / finansal / mali sürdürülebilirlik, çevresel sürdürülebilirlik, sosyal ve siyasal / politik ve kurumsal sürdürülebilirlik olmak üzere bu 3 çerçevede bakılmalı ve iyi bir projede bunların cevabı olmalıdır.

Ekonomik / Finansal / Mali Sürdürülebilirlik: 

    Ekonomik açıdan sürdürülebilir bir sistem, sürekli olarak mal ve hizmet üretebilmeli, yönetilebilir düzeylerde hükümet ve dış borcu koruyabilmeli ve tarımsal veya endüstriyel üretime zarar veren aşırı sektörel dengesizliklerden kaçınabilmelidir.

Çevresel Sürdürülebilirlik: 

    Çevresel olarak sürdürülebilir bir sistem, yenilenebilir kaynak sistemlerinin aşırı sömürülmesinden kaçınarak ve yenilenebilir olmayan kaynakları yalnızca yatırımın yeterli ikame olarak yapıldığı ölçüde tüketerek istikrarlı bir kaynak tabanını korumalıdır. Bu, biyolojik çeşitliliğin, atmosferik istikrarın ve normalde ekonomik kaynaklar olarak sınıflandırılmayan diğer ekosistem işlevlerinin korunmasını içerir.

Sosyal ve Siyasal / Politik Sürdürülebilirlik: 

    Sosyal açıdan sürdürülebilir bir sistem, dağıtımsal eşitlik, sağlık ve eğitim, toplumsal cinsiyet eşitliği ve siyasi hesap verebilirlik ve katılım dahil olmak üzere yeterli sosyal hizmetlerin sağlanması olmalıdır. 

+ Kurumsal Sürdürülebilirlik: 

    Bir kuruluşun (veya toplumun) doğal, sosyal ve beşeri sermaye üzerindeki etkisini dikkate alarak faaliyetlerini süresiz olarak sürdürme yeteneği, veya bir işletmenin doğrudan ve dolaylı paydaşlarının (hissedarlar, çalışanlar, müşteriler, baskı grupları, vb.) ihtiyaçlarını, gelecekteki paydaşların ihtiyaçlarını da karşılama yeteneğinden ödün vermeden karşılamaktır.


Çocuklar İçin İklim Değişikliği Nedir?

 Haydi hep birlikte inceleyelim!


Hepimiz iklim değişikliği hakkında mutlaka bir şeyler duymuşuzdur. Peki bu iklim değişikliği gerçekte nedir ve gezegenimizi nasıl etkiliyor?


İklim Değişikliği Ne Demek?

İklim değişikliği (ya da küresel ısınma), gezegenimizin ısınma sürecine denir. Bilim insanları, insan aktivitelerinin Endüstri Devrimi’nden beri Dünya’nın yaklaşık olarak 1°C ısınmasına neden olduğunu tahmin ediyor. Bu sayı kulağa çok fazla gibi gelmese de insanlar ve vahşi yaşam için çok şey ifade ediyor.

Maalesef, yükselen sıcaklıklar sadece daha güzel havalara kavuşacağımız (Keşke!) anlamına gelmiyor. Aslında değişen iklim hava durumumuzu daha olağanüstü ve öngörülemez hale getirecek. Sıcaklıklar yükselirken, bazı bölgeler daha çok ısınacak ve çok fazla hayvan (ve tabii ki insanlar da!) değişen iklime uyum sağlayamadıklarını görecekler.

 

İklim Değişikliğine Ne Sebep Olur?

1. Fosil Yakıtların Yakılması

Sanayileşmiş ülkeler, geçtiğimiz 150 yıldan beri büyük miktarlarda petrol ve gaz gibi fosil yakıtlar yakmaktadır. Bu işlem sırasında atmosfere salınan gazlar, güneşten gelen ısıyı hapseder ve görünmez bir battaniye görevi görerek Dünya’yı ısıtır. Bu ‘Sera Gazı Etkisi’ olarak bilinir.

2. Çiftçilik

İster inanın ister inanmayın, ineklerin yeme alışkanlıklarının iklim değişikliğinde payı var. Tıpkı bizim gibi, inekler de yemek yediklerinde sindirim sistemlerinde metan (bir tür sera gazı) üretirler ve bir… pırt! ile salıverirler. Kulağa komik geliyor olabilir ama bu gazı atmosfere salan neredeyse 1,5 milyar ineğin olduğunu düşünürsek, bu kesinlikle önemli bir etkendir.



3.Ormansızlaşma

Ormanlar havadan büyük miktarda karbondioksit (diğer bir sera gazı) emer ve oksijen şeklinde havaya geri verir. Amazon yağmur ormanları bunu yapmakta o kadar büyük rol sahibi ve etkilidir ki, adeta iklim değişikliğini kısıtlayan bir klima gibi işler. Ne yazık ki birçok yağmur ormanı odun, palm yağı yapmak ve tarım arazileri, yollar, petrol madenleri ve barajların önünü açmak için kesiliyor.

İklim Değişikliği Gezegenimizi Nasıl Etkileyecek?

Dünya var olduğu milyarlarca yıl boyunca birçok tropik iklime ve buzul çağa ev sahipliği yaptı. Peki durum neden şimdi daha farklı? Bunun nedeni, son 150 yıldır insan faaliyetlerinin sonucu olarak Dünya atmosferine çok büyük miktarda zararlı gaz salınmasıdır ve kayıtlar küresel sıcaklıkların bu zamandan itibaren daha hızlı arttığını gösteriyor.

Daha sıcak iklim gezegenimizi çeşitli şekillerde etkileyebilir:

  • Daha fazla yağış
  • Değişen mevsimler
  • Küçülen deniz buzulları
  • Yükselen deniz seviyeleri

İklim Değişikliği Yaban Hayatı Nasıl Etkileyecek?

İklim değişikliği halihazırda tüm dünyadaki vahşi yaşamı etkiliyor ancak bazı türler bundan daha fazla muzdarip. Kutup hayvanları – buz ile kaplı doğal alanları daha sıcak havalarda eriyen- özellikle risk altındadır. Aslında, uzmanlar Arktik deniz buzunun şok edici bir oranda eridiğini söylüyor – her on yılda %9 oranında! Kutup ayıları avlanmak, yavrularını büyütmek ve uzun süre yüzdükten sonra dinlenmek için deniz buzuna ihtiyaç duyar. Halkalı foklar gibi bazı fok türleri, yavrularını büyütmek, beslemek ve çiftleşmek için karda ve buzda mağaralar yapıyor.

Tehlikede olanlar sadece kutup hayvanları da değil. Endonezya’nın yağmur ormanlarında yaşayan orangutanlar gibi maymunlar, yaşam alanları azaldıkça tehdit altında oluyor ve bölgede daha fazla kuraklık daha fazla orman yangınına neden oluyor.

Deniz kaplumbağaları, yumurtalarını bırakmak için çoğu yükselen deniz seviyelerinin tehdidi altında olan yuvalama kumsallarına güvenmek zorundadır. Yuvaların sıcaklığının yumurtaların erkek mi dişi mi olduğunu belirlediğini biliyor muydunuz? Ne yazık ki, artan sıcaklıklarla, bu erkeklerden çok daha fazla dişinin doğduğu ve gelecekteki kaplumbağa popülasyonlarını tehdit ettiği anlamına gelebilir.

İnsanlar İklim Değişikliğinden Nasıl Etkilenecek?

İklim değişikliği sadece hayvanları etkilemeyecek, hatta şimdiden bile insanlar üzerinde de etkisi olduğu söylenebilir. En çok etkilenenler, her gün yediğimiz yiyecekleri yetiştirenler. Çiftçilerden oluşan topluluklar, özellikle de gelişmekte olan ülkelerde yaşayanlar, yüksek sıcaklıklar, artan yağış, sellerle ve kuraklıkla yüzleşmekteler.

Biz İngilizler çay içmeyi (yaklaşık olarak her gün 165 milyon bardak) çok seviyoruz ama muhtemelen çayımızı yetiştirmek için ne kadar emek harcandığının kıymetini bilmiyoruz. Çevresel koşullar çayın lezzetini ve kalitesini etkileyebilir, ayrıca bitkilerin büyümesi için çok hassas bir ölçüde yağışa ihtiyaç vardır. Kenya’da iklim değişikliği, düzenli yağış miktarlarını giderek daha az tahmin edilebilir hale getiriyor. Çoğunlukla büyük miktarda yağışların ardından kuraklık olacak, bu da çay yetiştirmeyi çok zorlaştıracaktır.

Çiftçiler daha fazla para kazanmak için mahsullerini artırmaya ve bunun için de ucuz kimyasallar kullanmaya başvurabilirler, bu kimyasalların uzun süreli kullanımı topraklarını yok edebilecek olsa bile.

İnsanlar İklim Değişikliğiyle Nasıl Başa Çıkıyor?

Adil ticaret (gelişmekte olan ülkelerdeki üreticilere yardım etmeyi ve sürdürülebilirliği teşvik etmeyi amaçlayan organize bir sosyal hareket) ürünlerini satın almak, çiftçilere makul bir ücret ödenmesini sağlamaya yardımcı olabilir. Bu, maliyetlerini karşılayabilecekleri, iyi bir yaşam standardına sahip olmak için yeterli parayı kazanabilecekleri ve çevreye daha fazla zarar verebilecek ucuz tarım yöntemlerine başvurmak zorunda kalmadan mahsullerini sağlıklı tutmak için çiftliklerine yatırım yapabilecekleri anlamına geliyor.

Bu destek aynı zamanda çiftçilerin çok su alan okaliptüs ağaçlarını, toprak için daha verimli olan yerli ağaçlarla değiştirmelerine yardımcı olabilir. Ayrıca yakıt tasarruflu sobalar yapmayı öğrenebilirler ve bu onlara fazladan para kazandırmakla kalmaz, aynı zamanda toplulukların karbon ayak izini de azaltabilir.



İklim Değişikliğini Engellemek İçin Ne Yapabilirim?

Evindeki küçük değişimlerde fark yaratabilir. Enerji tasarruflu ampulleri değiştirmeyi deneyebilir, araba kullanmak yerine yürüyebilir, elektrikli eşyaları kullanmadığın zaman onları kapatabilir, gıda atığını geri dönüştürebilir ve azaltabilirsin. Tüm bu küçük şeyler bile fark yaratabilir.

Çevirmen: Zişan Aydınoğlu

Editör: Zübeyir Tosun