Ad

enerji verimliliği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
enerji verimliliği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Türkiye İçin Yeşil Ulaşım Rehberi: Norveç Modeli

PETROLDEN ELEKTRİĞE: NORVEÇ MODELİNDEN NE ÖĞRENMELİYİZ?

Değerli dostlar,

Dünyanın en zengin petrol rezervlerinden birine sahip olan bir ülkenin, birkaç on yıl içinde fosil yakıtı terk edip elektrikli araçta liderliğe oynaması…
Bu bize garip geliyor olabilir. Ama Norveç bunu başardı.

2024 yılı itibarıyla satılan her 100 yeni aracın 89’u elektrikli.
Bu bir tesadüf değil, bu bir başarı öyküsü.
Üstelik teknolojik değil, stratejik bir başarı.

Norveç Ne Yaptı da Bu Noktaya Geldi?

  1. Vergileri sıfırladı.
    Elektrikli araçlar ithalat ve satışta KDV'den muaf tutuldu. Bu da EV'leri içten yanmalı araçlardan daha ucuz hale getirdi.

  2. Teşvikleri gündelik hayata entegre etti.
    Otobüs şeritlerini kullanma izni, ücretsiz otopark, köprü ve tünel geçişleri, indirimli feribotlar…

  3. Yenilenebilir enerjiyle altyapı kurdu.
    Norveç'in elektrik üretiminin %98’i hidroelektrikten geliyor. Yani şarj edilen araçların elektriği zaten temiz.

  4. Kamu kampanyalarıyla toplumu dönüştürdü.
    Sadece araç değil, bakış açısı da değişti. Elektrikli araç sahibi olmak statü değil, norm haline geldi.

Asıl Mesele: Mantıklı Olmak

Norveç bize teknolojinin değil, iyi yönetimin, tutarlı politikanın, kararlılığın ne kadar dönüştürücü olduğunu gösteriyor.
Elektrikli araçları "lüks" değil, erişilebilir, avantajlı ve rasyonel bir seçenek hâline getirdiler.

Bugün EV sahibi olmak, sadece çevreci olmak değil; ekonomik, pratik ve mantıklı bir tercih hâline geldi Norveç’te.

Peki Türkiye Bu Modelden Ne Öğrenmeli?

• Sıfır vergi değilse bile, kademeli vergi indirimi sağlanabilir.
• Toplu taşımayla entegrasyon şart: otobüs şeridi, öncelikli park gibi haklar verilebilir.
• Yerli enerji ile çalışan şarj altyapısı yaygınlaştırılmalı.
• EV’lere değil, EV’yi erişilebilir kılacak sisteme yatırım yapılmalı.

Kısacası mesele elektrikli araç üretmek değil, elektrikli araç tercih edilir bir hale getirmek.

SONUÇ OLARAK:

Norveç, petrol zengini bir ülke olarak elektriği seçti.
Çünkü mesele kaynak değil, vizyon.
Onlar iklim kriziyle savaşırken hem çevreyi korudular hem de ekonomilerini yeşil dönüşüme hazırladılar.

Biz de artık şunu sormalıyız:
"Petrole bağlı kalmak mı? Yoksa geleceği bugünden planlamak mı?"

Süleyman ÇETİN
Çevre Yüksek Mühendisi ve Proje Uzmanı



Kamu Yeşil Mimari Projeler ile Öncü Olmalı

YEŞİL DÖNÜŞÜME UYGUN MİMARİ PROJELER ŞART!

Değerli dostlar,

Dünyamız her geçen gün daha fazla ısınıyor, doğal kaynaklarımız azalıyor, betonla çevrili şehirlerde yeşile hasret büyüyen nesiller yetişiyor. Bu tabloda hâlâ mimaride estetik kaygılarla enerji tüketimini göz ardı etmek, kamu yapılarında ihtiyaçtan fazla enerji kullanmak artık lüks değil, bir israftır.

Geldiğimiz noktada mimari projelerin yeşil dönüşüm perspektifiyle hazırlanması zorunludur. Mimaride sürdürülebilirlik artık bir seçenek değil, gelecek nesillere bırakacağımız yaşam kalitesinin belirleyicisidir.

Yapay Havuza Değil, Toprağa Yatırım

Yıllardır mimari projelerde estetik unsurlar olarak yapay havuzlar, süs şelaleleri ve büyük su oyunları tercih edildi. Oysa iklim krizinin kapımızda olduğu bir dünyada, bu tür uygulamalar artık gerçekçi değildir.

Yapay havuzlar su israfıdır.
• Buharlaşma ve bakım için harcanan enerji ve kimyasal kullanımı ciddi bir çevresel yüktür.
• Bunun yerine yağmur bahçeleri, biyolojik göletler, gölgeli yeşil alanlar gibi hem estetik hem doğa dostu sistemler tercih edilmelidir.

Kamu Kurumları Öncelikli Olmalı

Yeşil mimarinin en büyük destekçisi kamu kurumları olmalıdır. Çünkü toplumun gözü, kamuya aittir. Belediyelerden okullara, hastanelerden kaymakamlıklara kadar her yapı:

Güneş panellerine sahip olmalı,
Doğal ışığı yeterince alacak şekilde konumlandırılmalı,
Yüksek enerji verimliliğine sahip cam sistemleriyle donatılmalı,
Gündüz dahi ışık yakılan binalar değil, gün ışığını verimli kullanan yapılar olmalıdır.

Eğer bir kamu binasında gündüz saatlerinde hâlâ yapay ışık yanıyorsa, burada hem tasarım hatası hem de kamu kaynağının israfı vardır.

Enerji Verimliliği Güzelliğin Önünde Gelmelidir

Mimari elbette estetik barındırmalıdır. Ancak estetik, sürdürülebilirlik ilkeleriyle çeliştiği anda anlamını yitirir.
Örneğin:

• Işık geçirmeyen koyu camlar,
• Güneşi engelleyen kalın çerçeveler,
• Isı kaybına neden olan gösterişli cepheler,
• Soğutma yükünü artıran koyu renk çatılar…

Güzel görünüyor olabilir, ancak bunlar enerji tüketimini artırıyor, karbon ayak izini büyütüyor.

Bunun yerine;

• Pasif güneş sistemleri,
• Termal camlar,
• Doğal havalandırma sağlayan mimari açıklıklar tercih edilmelidir.
• Beton değil, yeşil cepheler öne çıkarılmalıdır.

Betondan Öte: Yaşanabilir Mekânlar İnşa Edelim

Yeşil mimari, sadece az enerjiyle çalışan değil; aynı zamanda insanın doğayla bağını koparmayan projelerdir.
Bir binayı sırf “fonksiyonunu yerine getiriyor” diye betona gömmek, insanı da içine gömmek anlamına gelir.

Gölgelik ağaçlar, yeşil avlular, yağmur suyu toplayan çatılar, nefes alan duvarlar…
Bunlar geleceğin değil, bugünün ihtiyaçlarıdır.

SONUÇ OLARAK:

Eğer gerçek bir yeşil dönüşüm istiyorsak, bunu sadece kelimelerde değil, proje onaylarında, mimari çizimlerde, kamu ihale şartnamelerinde ve yapı ruhsatlarında görmeliyiz.
Yarın değil, bugün başlamalıyız.

Ben Süleyman Çetin olarak, çevre mühendisi ve proje uzmanı kimliğimle bu süreçte hem özel sektör hem kamu kurumları için yeşil mimari danışmanlığı, enerji ve çevre dostu bina projelendirme desteği sunmaktan memnuniyet duyarım.

Süleyman ÇETİN
Çevre Yüksek Mühendisi ve Proje Uzmanı




Yeşil Mimari ile Tanışın: Çok Katlı Sürdürülebilir Yeşil Binalar

ŞEHİRLERDE ÇOK KATLI YEŞİL BİNALAR: SÜRDÜRÜLEBİLİR MİMARİ VE GELECEĞİN YAPILARI

Değerli dostlar,

Küresel ısınma, artan nüfus, sınırlı kaynaklar ve betonlaşmış şehir yapıları… Bütün bu sorunlar bizlere artık tek bir çıkış yolu bırakıyor: kentleri yeniden düşünmek ve dönüştürmek. İşte bu noktada, çok katlı yeşil binalar geleceğin şehirlerinin temel taşları arasında yer alıyor.

Yeşil Bina Nedir?

Yeşil bina, sadece çatısında birkaç bitki olan bir yapı değildir.
Gerçek bir yeşil bina;

Enerji verimliliği sağlar,
Atık yönetimini optimize eder,
Güneş, rüzgar gibi yenilenebilir kaynaklardan yararlanır,
Su tüketimini azaltır,
Karbon salımını minimuma indirir,
• Ve en önemlisi insan sağlığına ve doğaya duyarlıdır.

Çok katlı yeşil binalar ise bu prensipleri yüksek katlı yapılarla birleştirerek yoğun kentleşmeye çözüm sunar.

Neden Çok Katlı?

Artan şehir nüfusunu barındırmak için geniş alanlar yerine dikey mimari tercih ediliyor. Ancak klasik beton yığınları yerine;

• Geri dönüştürülebilir malzeme kullanımı,
• Akıllı cephe sistemleri,
• Güneş panelleri entegre edilmiş cepheler,
• Gri su geri dönüşüm sistemleri,
• Yeşil balkonlar ve iç mekan bitkilendirmesi gibi özelliklerle çok katlı yeşil binalar ekosistemle barışık yapılar haline geliyor.

Türkiye'de Uygulanabilir mi?

Elbette.
İstanbul, İzmir, Ankara gibi kentlerde örnekleri çoğalmaya başladı. Ancak;

Mevzuat teşvikleri,
Belediyelerin destekleyici planları,
Müteahhitlerin çevresel farkındalığı,
• Ve en önemlisi halkın bu yapıları tercih etme bilinci olmadan bu dönüşüm yavaş ilerliyor.

Yeşil Sertifikalar Ne İşe Yarar?

Binalar uluslararası ölçekte LEED, BREEAM, EDGE gibi yeşil sertifikalarla derecelendirilmekte. Bu belgeler bir binanın;

• Ne kadar su tasarrufu sağladığını,
• Enerji tüketimini,
• Kullanılan malzemenin doğa dostu olup olmadığını,
• Ve iklim kriziyle mücadelesini belgelemektedir.

Geleceğin Kentlerinde Ne Görüyoruz?

Dikey tarım katları, yağmur suyu hasadı yapan çatı sistemleri, rüzgar türbinli kuleler, mikro-iklim alanları, doğa ile iç içe açık sosyal alanlar…

Bunların hepsi artık hayal değil. Mimaride, mühendislikte ve şehir planlamasında yeşil dönüşüm, lüks değil zorunluluk haline geldi.

Sonuç Olarak: Beton Değil, Nefes Alan Binalar İnşa Edelim

Çok katlı yeşil binalar, doğa ile kavga etmeyen, onunla uyum içinde yaşayan mimari çözümlerdir.
Eğer şehirlerde sürdürülebilirlikten söz edeceksek, önce göğe yükselen yapılarımıza doğayı katmakla başlamalıyız.

Ben Süleyman Çetin olarak yeşil bina dönüşümü, çevre danışmanlığı ve mimari projelerde iklim dostu çözümler üretmek isteyen kurum ve kişilere danışmanlık sunmaktan memnuniyet duyarım.

Süleyman ÇETİN
Çevre Yüksek Mühendisi ve Proje Uzmanı


Çatıda GES Etüdü Nasıl Yapılır? (Resimli Anlatım)

1) Öncelikle hızlı bir etüt için İşverenden istenilecek ivedi evraklar alınmalıdır.

Evraklar:

a) Mimari Proje b) Son 12 aylık elektrik faturası

2) Çatıya çıkmadan önce YG odasına gidip tespitlerde bulunmalıdır. Nedir bunlar ? 

a) Trafo gücü nedir? b) YG Hücre tipleri nedir ? 

Eğer bir otoprodüktör hücre gerekecekse (ki bazı dağıtım şirketleri bunu istemekte) bu hücrenin konulabilmesi için yeterli alan var mıdır? 

c) Ölçü hücresindeki akım ve gerilim trafo oranları nelerdir? (iki adet çift yönlü sayaç konulması halinde çift sekonder akım trafosu gerekecektir. Kısacası hem akım trafosu hem de gerilim trafosunun en az çift sekonder olması gerekir. 

d) Ana dağıtım panosundaki TMŞ değeri nedir? (Bağlantı yapılabilmesi için 4 kutuplu olması şartı aranıyor.) Bunların hepsinin resimlenerek kayda alınması gerekir.

3) GES yapılacak fabrika veya tesisin telefon ile uydudan konumunu alın. Daha sonra, olması gereken, bir drone ile çatının komple bir bütün olarak fotoğraflarının çekilmesidir. Varsa gölge oluşturacak engeller (baca, silo, parapet, ağaç, yan bina...) onları da ayrıca fotoğraf çekin. Bazen bacalardan çıkan toz ve is gibi kirlilik oluşturan yerleri tespit edin veya buraya panel yerleştirmeyin.

4) Sonrasında çatıya çıkın. Çatıya çıkarken dikkat edin çünkü bazen forklift ile çıkmak zorunda kalabilirsiniz.

Çatıda : 

a) Hadve aralıklarını ölçün. 

b) Tepedeki birleşim yerinin genişliğini ölçün. Burası genelde yürüyüş yolu olarak kullanılmakta. 

c) Çatının ve çatıların eğimini ölçün. (Genelde telefon ile ölçülüyor ancak bazen yanlış ölçülebiliyor. Dolayısıyla açı ölçerli bir lazermetre almanızda yarar var. Hem uzunluk hem de açı ölçüyor) 

d) Baca ,silo, ağaç, yan bina gibi gölge oluşturacak yapıların en ve boylarını ölçün. 

e) Tesisi aydınlatmak amacıyla çatıya polikarbon çatı malzemesi koyuluyor. Bunun da yine en ve boyunu ölçün. Ayrıca polikarbon üzerinde asla yürümeye çalışmayın, Çünkü bastığınız an kırılıp yere düşme olasılığınız var ki böyle kazalar oldu.

f) Yukarıda saydıklarımızı ayrıca resimleyin, çünkü lazım olacak.

5) İnverter odasını İşveren ile beraber belirleyin. İnverter odası bağlantı yapılacağı trafo ADP odasının yakınına konulmasında özellikle maddi olarak yarar var. Bunun yanında çatıdan DC kabloları ineceğiniz yeri de mutlaka görün. İnverter odası DC kabloların indiği yere (bina tarafına) konulabiliyorsa ne ala.

6) Drone ile çektiğiniz kuşbakışı resimde inverter odası, trafo postası ve kablo güzergahlarını paint yardımıyla çizin. Aralarındaki mesafeyi de buraya yazın.

7) Tüm bunlar bittikten sonra tüm verilerinizi 3boyutlu grafik programında çizerek projeyi görme vakti.

EK BİLGİLER:

+ Çatı üzerinde çatı bitim noktası itibari ile kuzeyde kalan yükseklikleri dikkate almanıza gerek yok bazen kuzey olarak son noktada onlarda klima dış ünitesi HAVALANDIRMA borusu fan çıkışları olabiliyor veya parapet kuzey tarafta ise hiç önemi yoktur.

+ Mevcut yapıya ek yük geleceği için deprem performans analizi de gerekecektir. 

+ Yapı çatısına yıl boyunca gelen güneş açısı ve enerji değerlerini kontur grafiği şeklinde Revit aracılığıyla da alabilirsiniz.










İklim Değişikliği, Sürdürülebilir Çevre ve Enerji Projeleri ve Eğitimleri

 İklim Okulu, iklim değişikliği, çevre, sıfır atık ve enerji Verimliliği alanında çalışmalar yapmaktadır. 

Kamu kurumlarına, özel şirketlere, mesleki odalar, kooperatifler, dernekler olmak üzere sivil toplum kuruluşlarına çeşitli eğitimler vermekte ve projeler hazırlamaktadır.


Eğitim ve proje alanında;

  • Yerel Yönetimlere SECAP Hazırlama Teknik Desteği,  
  • İşletmelere Sürdürülebilirlik Eğitimleri, 
  • Kurumlara Enerji Verimliliği Fizibilitesinin Hazırlanması, 
  • Kurumsal Karbon Ayak izi ve Karbon Emisyon Hesaplanması,
  • Eğitim Kurumları için İklim Zirvelerine Hazırlık Eğitimleri, 
  • İklim, Çevre ve Enerji konulu Avrupa Birliği, UfukAvrupa, Erasmus+, Tubitak ve Yerel Proje Ortaklığı, 
  • Sertifikalı İklim Değişikliği Uzmanlığı (Onaylı), 
  • "Türkiye Çevre Haftası" Kapsamında Etkinlik Desteği vermektedir.


iklim okulu Amacı, Vizyon, Misyon ve ilkeleri Nelerdir?

İklim Okulu Kimdir?

İklim Okulu, iklim uzmanları tarafından Dünya'da, 5 Haziran Günü kutlanan Dünya Çevre Günü'nde (World Environment Day) kurulmuştur. İklim Okulu uzmanlarının önerileriyle 2022 yılı itibariyle  5 Haziran’ı içine alan hafta ülkemizde Türkiye Çevre Haftası olarak kutlanmaya başlanmıştır. Amacımız iklim adaptasyonuna öncülük ederek iklim krizi ve bu krizin getirmiş olduğun eşitsizliklerin önüne geçmek ve uzmanlar olarak ilgilileri ve karar vericileri teknik olarak bilgilendirmektir.

Vizyonumuz

Çocuklar, gençler, ulusal ve yerel karar vericiler başta olmak üzere toplumu iklim değişikliğine bağlı etkilerin ne kadar ciddi olduğu hakkında bilgilendirmek, toplumu harekete geçirmek, iklim adaptasyonuna karşı fikirler, projeler ve çözümler üretmek için çeşitli eğitim, seminer, çalıştay ve etkinlikler düzenlemektir.

Misyonumuz

İklim değişikline bağlı afetlerin gerçekleşmeden önce iklim adaptasyonunun sağlanmasında ve oluşacak afetlerin çözümünde öncülük etmek, çalışmalarımıza yeni iklim savunucularını dahil ederek iklim politikalarının çocuklar, gençler ve kadınlar başta olmak üzere dezavantajlı kişilerin lehine olmasını sağlamak için bilinçlendirme faaliyetleri düzenlemektir.

Hak Temelli Yaklaşım Kapsamında Odak Alanlarımız:

(Hak temelli yaklaşım nedir? diyenler için: kaynak)
  • Çevre ve Ekolojik haklar
  • Çocuk hakları
  • Eğitim ve öğrenim hakkı
  • Dijital haklar
  • Gelişme Hakkı
  • İletişim hakkı, ifade medya ve basın özgürlüğü
  • Hayvan hakları
  • Kültürel haklar
  • Sağlık hakkı
  • Sürdürülebilir kırsal ve insani kalkınma
  • Ulaşım hakkı
  • Şeffaflık ve bilgiye erişim hakkı
  • Ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik

Temel Değerlerimiz ve İlkelerimiz

Etik ve ahlaki; şeffaf ve güvenilir; bilimsel ve yenilikçi; işbirliği ve destekçi.

İklim Okulu,

  • Küresel sorumluluk bilincinde,
  • Gücünü bilim ve sanattan alan,
  • Apolitik, tarafsız ve her görüşe eşit mesafede,
  • Şeffaf ve yatay hiyerarşiye sahip,
  • Sorgulayıcı ve özgür düşünce ile yol alan,
  • Gönüllülüğe ve birlikte çalışmaya önem veren,
  • Ön planda sürdürülebilirliği tutan,
  • Kapsayıcı olup herkesi kucaklayan,
  • Sevgiyi ve barış benimseyen ilkelerle hareket eder.
* İklim Okulu, yaptığı çalışmalarla BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'na katkı sunmaktadır.

Dirençli Şehirlerin Geleceği


Akıl, eşref-i mahlukat olarak yaratılan insanın en önemli meziyetidir. Dünya ortaçağı yaşarken bizim medeniyetimiz İbni Sina ları, İbni Haldunarı, Ali Kuşçuları, Cezerileri, Farabileri yetiştirdi. Sözgelimi Farabi şehirleri vücuda benzetiyor. Nasıl vücut sağlıklı yaşaması için organların birbiriyle uyumlu olması gerekiyorsa hepsi kalbe bağlanıyorsa İşte bizim Şehircilik anlayışımızda da merkeziyet gönüllü belediyeciliktir.

Dünyanın ilk şehir kavramında Göbeklitepe ile yani tarihin sıfır noktası ile Anadolu'da görüyoruz. Bunun yanında Tarım bereketli hilal'den sonra ilk yine Anadolu'da yeşertilmiştir.

Yeşil Orman Okulu, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları üzerine çalışmalar yürütür


Taktiksel Şehircilik

“taktiksel şehircilik, mahalle yapılaşmalarında uzun vadeli değişimi hızlandırmak için kısa vadeli, düşük maliyetli ve ölçeklenebilir müdahaleler kullanan ve şehir, organizasyon ve/veya vatandaş öncülüğünde gerçekleştirilen bir yaklaşımdır.”

Taktiksel şehircilik projelerinin en çekici özelliklerinden biri, yayılma hızlarıdır; haftalar veya aylar yerine genellikle günler içinde yapılırlar. Sürecin kısalığı, dahil olan herkese çabalarının sonuçlarını çok hızlı bir şekilde görme ve bir başarı ve gurur duygusu yaşama şansı verir. Üstelik, bu müdahaleler neredeyse her zaman gerçekleştikleri ortamlarda somut olumlu dönüşümler yaratır, ayrıca tabandan yukarı çıkan bir tasarım ve birlikte yaratma ilkeleri sayesinde yeniliği demokratikleştirir. Ek olarak, başarılı olduğunda, çıktıların çoğu kentsel ortamlarda kolayca kalıcı demirbaşlar haline gelebilir. Taktiksel şehircilik uygulamaları, yerel topluluklar, ilgili vatandaşlar, sivil toplum kuruluşları (STK'lar) ve yerel yönetimler de dahil olmak üzere birçok grup ve/veya kurum tarafından yürütülebilir. Taktiksel şehircilik, tanımı gereği, kapsayıcı ve katılımcı bir topluluk oluşturma uygulaması ve birçok ülkede görülen sosyal uyuşmazlık seviyeleri düşünüldüğünde buna her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğu açık.

Dirençli Şehirler

Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ndan 11. Hedef; ‘Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar’ bünyesinde 6K önemlidir. Bunlar; katılımcılık (11.2), kapsayıcı (11.3), koruma (11.4), afet kontrolü (11.5), kamusal alanların yeşillendirilmesi (11.7), kalkınma (11.A) önemsenmelidir. Dolayısıyla şehir, şehir çevresi ve şehir ekolojisi ni önemseyen yeni bir proje modeli geliştirilmelidir. 

Kent hakkını, SKA için 6K yı, iklim değişikliğini ve şehirlerin ekolojisini merkeze alan dirençli şehirler teknik ve teknolojik faaliyetleri öneren bir proje olacaktır.

Bu konuda lütfen düşüncelerinizi aşağıda yorum olarak veya İLETİŞİM kısmından bizimle paylaşabilirsiniz..



İklim İçin Kentler; https://www.stgm.org.tr/sites/default/files/2021-11/350_booklet_2.pdf