Ad

sıfır atık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sıfır atık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kırsalda Kendi Kendine Yetebilen Yeşil Evler İçin Rehber

Kendi Kendine Yeten Ev Teknolojileri: Kırsalda Sürdürülebilir Yaşam Mümkün mü?

Değerli dostlar,

Giderek kalabalıklaşan şehirler, artan enerji ve gıda maliyetleri, doğayla kopuk yaşam biçimleri... Tüm bunlar, birçok insanı kırsalda daha sade ve sürdürülebilir bir hayat kurma arayışına itiyor. Ancak kırsalda yaşamak tek başına bir çözüm değil; doğayla dost, kendi kendine yeten bir yaşam modeli oluşturmak esas mesele.

Ben de bir çevre mühendisi olarak bu konuda çok soru alıyorum:
“Nasıl bir ev yaptırmalıyım ki, elektrik ve su için dışa bağımlı olmayayım?”
İşte bu yazıda, tamamen kendi kendine yeten bir ev için gereken temel sistemleri ve pratik önerileri paylaşmak istiyorum.

1. Enerji: Güneş + Rüzgar = Hibrit Sistem

Kırsalda bağımsız bir yaşamın en temel şartı, elektrik üretiminde dışa bağımlılığı azaltmak.
Bunun için:

Güneş panelleri: Çatınıza yerleştirerek evin tüm elektrik ihtiyacını karşılayabilirsiniz.
Batarya sistemi: Gündüz toplanan enerjiyi gece kullanmak için mutlaka yüksek verimli batarya sistemleri kurulmalı.
Rüzgar türbini: Rüzgar alan bir bölgedeyseniz panelleri desteklemek adına küçük bir türbin ile hibrit sistem kurarak yılın her günü enerji üretimini sürdürebilirsiniz.

2. Su Yönetimi: Doğanın Döngüsünü Taklit Etmek

Kendi suyunuzu kendiniz sağlıyorsanız, sistemi destekleyen birkaç yenilikle tüm yıl boyunca yeterli suya sahip olabilirsiniz:

Su kaynağından doğrudan alım (kuyu, dere vb.)
Yağmur suyu toplama sistemi: Çatıdan inen suları depolayarak bahçe sulama ve temizlik için kullanabilirsiniz.
Gri su geri kazanımı: Banyo, lavabo gibi yerlerden gelen atık suyu filtreleyip tekrar kullanıma sunabilirsiniz.
Sızdırmaz foseptik + doğal arıtım sistemi (kamış filtre, çakıl filtre gibi basit yöntemlerle yerinde arıtım)

3. Isınma ve Serinlik: Doğayı Korumak İçin Doğayı Kullanmak

Yalıtım: Evin dış cephe ve çatı yalıtımı olmazsa olmazdır.
Pasif güneş tasarımı: Pencereleri güneye açarak kışın doğal ısı kazancı sağlanabilir.
Termal perde ve storlar: Geceleri ısıyı içerde tutar.
Serinlik için ağaçlandırma: Yazın evin çevresine gölge sağlayacak ağaçlar dikilmeli.
Soba yerine:

  • Yüksek verimli biyokütle sobası,

  • Toprak tabanlı ısıtıcılar,

  • Isı pompası (düşük enerji tüketimli sistemler) gibi çözümler değerlendirilebilir.

4. Atık Yönetimi: Kompostla Gıda Döngüsüne Katkı

Mutfak atıkları için kompost sistemi: Koku yapmaması için gölgede, rüzgâr alan bir köşeye kurulan basit sistemler (kapalı kompost kutusu veya solucan kompostu gibi) oldukça etkilidir.
Hayvansal atıklar: Gübre olarak değerlendirilerek toprağın verimini artırır.

5. Gıda: Bahçe, Sera ve Hayvan Yetiştiriciliği

Sebze bahçesi: Mevsimsel ürünler için açık alanda tarım yapılabilir.
Küçük sera: Kışlık üretim için uygun maliyetli sera sistemi kurulabilir.
Tavuk kümesi: Yumurta ihtiyacını karşılarken gübre üretimine de katkı sağlar.
Arıcılık ve küçükbaş hayvancılık: Ekolojik döngünün güçlenmesi açısından değerlidir.

6. Ek Sistemler ve Yaşam Kolaylaştırıcılar

Doğal yapı malzemeleri: Kireç, kerpiç, taş, ahşap gibi yerel malzemelerle yapılmış evler hem sağlıklı hem uzun ömürlüdür.
Doğal sabun ve temizlik malzemeleri üretimi
Güneş ocağı veya güneş fırını ile yemek pişirme sistemi
Mobil su analiz cihazı ile su kalitesini anlık kontrol etme
Doğal haşere kontrol sistemleri: Nane, lavanta, sarımsak gibi bitkilerle çevre düzenlemesi

Sonuç: Kırsalda Modern Ama Bağımsız Bir Yaşam Mümkün

Bu saydıklarımızın hepsi, kırsalda modern ama doğayla uyumlu ve sürdürülebilir bir hayat isteyen herkesin ulaşabileceği sistemlerdir. Doğru planlama, temel mühendislik bilgisi ve yerel kaynakların doğru kullanımıyla kendi kendine yeten bir ev hayal değil, gerçektir.

Eğer siz de bu tarz bir yaşam kurmak istiyorsanız,
projelerinizi şekillendirmek, fikirlerinizi sistemleştirmek ya da yerel kaynaklara göre özel bir çözüm üretmek adına ben Süleyman Çetin olarak proje danışmanlığı hizmeti veriyorum.
İklim dostu, ekonomik ve uygulaması mümkün olan bu sistemleri birlikte hayata geçirebiliriz.

Süleyman ÇETİN
Çevre Yüksek Mühendisi ve Proje Uzmanı


İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Üzerine İlham Veren Kitaplar

En Meşhur İklim ve Sürdürülebilirlik Kitapları

Bugün sizlerle iklim ve sürdürülebilirlik konularında bana yeni bakış açıları kazandıran, çözüm yolları sunan ve geleceğe dair umut veren kitapları paylaşıyorum. Bu kitaplar sayesinde nerede durduğumu, bu noktaya nasıl geldiğimizi ve nasıl bir yöne gitmemiz gerektiğini çok daha net görmeye başladım.

İklim değişikliği ile mücadele yalnızca tehditleri bilmek değil; aynı zamanda çözüm yollarını öğrenmek, birlikte hareket etmeyi başarmak ve geleceğe dair umutlu senaryolar kurmakla mümkündür.

Aşağıdaki kitaplar, bireyden topluma, bilimden felsefeye kadar geniş bir yelpazede iklim krizine dair çok yönlü bir farkındalık geliştirmeye yardımcı oluyor. Kimi bir manifestoyla sesleniyor, kimi bilimsel verilerle donatıyor, kimi ise yerli halk bilgeliğinden besleniyor.

İşte önerdiğim bazı başlıca kitaplar ve kısa açıklamaları:

📘 Tüm Kurtarabileceğimiz (All We Can Save) – Ayana Elizabeth Johnson & Katharine K. Wilkinson

Amerika’daki kadın iklim liderlerinin ilham verici yazıları ve çözüm odaklı perspektifleri.

📘 Düşüş (Drawdown) – Paul Hawken
Küresel ısınmayı tersine çevirmek için şimdiye kadar hazırlanmış en kapsamlı bilimsel çözüm listesi.

📘 Acil Strateji (Emergent Strategy) – Adrienne Maree Brown
Değişimi şekillendirmek ve adil dünyalar kurmak üzerine toplum odaklı vizyoner bir yaklaşım.

📘 Geleceğin Dünyası (The Future Earth) – Eric Holthaus
İklim krizine karşı uygulanabilecek radikal ama mümkün çözümler.

📘 İnsanlık (Humankind) – Rutger Bregman
İnsan doğasına dair umut verici, işbirliğine dayalı bir tarih okuması.

📘 Kimse Fark Yaratamayacak Kadar Küçük Değildir (No One Is Too Small to Make a Difference) – Greta Thunberg
Greta’nın BM’den sokaklara kadar gerçekleştirdiği etkileyici konuşmalar.

📘 Enkazdan Çıkış (Out of the Wreckage) – George Monbiot
Toplumun yeniden örgütlenmesi için "aidiyet siyaseti" fikri.

📘 Amerika'yı Yeniden Kablolamak (Electrify) – Saul Griffith
Tüm altyapının temiz enerjiyle dönüşümü için teknik ve stratejik plan.

📘 Kutsal Talimatlar (Sacred Instructions) – Sherri Mitchell
Yerli halk bilgeliğiyle doğayla ve birbirimizle ilişkilerimizi onarma çağrısı.

📘 Sapiens – Yuval Noah Harari
İnsanlık tarihine dair çarpıcı bir bakış ve geleceğe ışık tutan anlatılar.

📘 Yaşanamaz Dünya (The Uninhabitable Earth) – David Wallace-Wells
İklim krizinin bireyden devlete kadar etkilerinin çarpıcı analizi.

📘 Şimdi Mücadele Ettiğimiz Birbirimiz (What We’re Fighting for Now Is Each Other) – Wen Stephenson
İklim adaleti savunucularının sahadaki gerçek öyküleri.

Unutmayın:
İklim krizi sadece sıcaklık değil; insanlıkla, adaletle, gelecek nesillerle doğrudan ilgilidir. Bu kitaplar, hem anlamak hem de harekete geçmek isteyen herkes için güçlü başlangıçlar sunuyor.

Süleyman ÇETİN
Çevre Yüksek Mühendisi – Proje Uzmanı – İklim Okulu Kurucusu



Yeşil Badana Gerçeği: Şirketler Ne Kadar Gerçekten Yeşil?

YEŞİLE BOYAMA: GÖRÜNDÜĞÜ KADAR YEŞİL MİSİN?

Değerli dostlar,

Günümüzde çevre dostu olmak, yalnızca etik değil, aynı zamanda ekonomik bir avantaj. Tüketiciler daha duyarlı, markalar daha çevreci görünmek için yarışta. Ancak bu yarışta bazıları gerçekten koşarken, bazıları sadece yeşil görünümlü bir kostüm giyiyor: Greenwashing, Türkçesiyle yeşile boyama ya da diğer çevirileriyle yeşil yıkama, yeşil aklama veya yeşil badana.

Yeşile Boyama Nedir?

Yeşile boyama, bir kuruluşun, ürünün ya da hizmetin olduğundan daha çevre dostuymuş gibi pazarlanmasıdır. 
Yani yeşil görünerek güven kazanmak, ancak arka planda çevreye zarar vermeye devam etmektir.

Nasıl Anlaşılır?

• Geri dönüştürülebilir olduğu iddia edilen ama gerçekte geri dönüştürülmeyen ambalajlar,
• "Doğa dostu" yazan ama içeriği plastik dolu ürünler,
• Bir ağacı kurtarırken, on ormanı yok eden şirket kampanyaları,
• Web sitesine bir yaprak görseli koyup karbon emisyonuna dair hiçbir veriyi paylaşmayan firmalar...

Hepsi birer yeşil badana örneği.

Yeşil Aklama Neden Tehlikelidir?

  1. Tüketiciyi yanıltır: Duyarlı bireylerin iyi niyeti suistimal edilir.

  2. Gerçek yeşil girişimcileri gölgeler: Doğru yapanlar, görünmez hâle gelir.

  3. Politikaları geciktirir: Şirketler “zaten çevreci görünüyoruz” bahanesiyle gerçek adım atmaktan kaçar.

Yeşil Olduğunu İspatlayanlar Ne Yapar?

• Şeffaf veri sunar.
• Emisyon hedeflerini ve yıllık performanslarını açıklar.
• Sürdürülebilirlik raporu yayımlar.
• Uluslararası bağımsız sertifikalara sahiptir (LEED, ISO 14001 vb.)

Yani renk değil, eylem konuşur.

İklim Okulu Olarak Neler Yapıyoruz?

İklim Okulu olarak yeşile boyamaya karşı farkındalık oluşturuyoruz.
Gerçekten çevreci olmak isteyen şirketlerle birlikte:

Karbon ayak izi hesaplıyoruz,
SECAP gibi stratejik eylem planları hazırlıyoruz,
Sıfır atık ve sürdürülebilirlik danışmanlığı sunuyoruz.

Yeşil görünüp griye boyanmak istemeyen herkes için buradayız.

SONUÇ OLARAK:

Yeşil görünmek kolay, yeşil olmak ise sorumluluk ister.
Kendi yaşamımızda da alışveriş yaparken bu soruyu sormalıyız:
"Bu ürün gerçekten yeşil mi, yoksa sadece boyanmış mı?"

Süleyman ÇETİN
Çevre Yüksek Mühendisi ve Proje Uzmanı



İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ GERÇEKTEN VAR MI? YOKSA MODERN BİR BASKI ARACI MI?

Değerli dostlar,

Bugün sizlerle çok tartışılan, küresel güç dengesinin merkezine oturmuş bir konuyu ele almak istiyorum: İklim Değişikliği gerçekten var mı, yoksa enerji ve ekonomi politikalarını yönlendirmek için kurgulanmış bir algı yönetimi mi?

Bu yazıda size bilimsel verilerle, karşıt görüşlerle ve siyasi analizlerle harmanlanmış bir çerçeve sunmaya çalışacağım. Taraf tutmadan, iklim değişikliği kavramının nasıl ortaya çıktığına, kimler tarafından nasıl kullanıldığına ve neden bu kadar çok tartışıldığına birlikte bakalım.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VAR MI? BİLİM NE DİYOR?

Bilim dünyasının büyük bölümü iklim değişikliğinin var olduğunda hemfikir. NASA, IPCC (Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli), NOAA gibi kurumlar son yüzyılda dünya ortalama sıcaklığının 1,1°C kadar arttığını ve kutup buzullarının hızlı bir şekilde eridiğini ortaya koyuyor.

Ancak buna karşılık bazı bilim insanları bu sıcaklık artışının dünyanın doğal döngülerine bağlı olduğunu, tarih boyunca böyle iniş-çıkışlı iklim değişimlerinin hep olduğunu savunuyor. Mesela Ortaçağ'da yaşanan "Küçük Buzul Çağı" buna örnek gösteriliyor.

Şu bir gerçek: atmosferdeki karbondioksit (CO2) oranı 1800'ü yıllardan bu yana %40'lara varan bir artış göstermiş durumda. Bunun temel kaynağı fosil yakıt kullanımı. Ancak bu artışın iklim üzerindeki etkisini doğrudan gösteren kanıtların siyasi manipülasyonlardan ne kadar uzak olduğu hep tartışılıyor.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ YOKTUR DİYENLER NE DİYOR?

Bazı muhalif düşünürler ve politikacılar, iklim krizini "küresel çıkarcıların" yeni silahı olarak görüyor. İşte öne sürdükleri bazı savlar:

  1. İklim krizine dayalı politikalar, gelişmekte olan ülkeleri enerjiye erişimde baskılıyor.

    • Afrika, Asya ve Ortadoğu'daki ülkelerin fosil yakıtları kullanarak sanayileşmesi engelleniyor.

  2. Avrupa ve ABD, kendi enerji krizlerini iklim politikalarıyla yönetiyor.

    • Rusya'dan gelen doğalgaz kesilince Avrupa, kömüre geri döndü. Bu durum, "iklim için değil, strateji için politikalar yapılıyor" görüşünü destekliyor.

  3. ABD Başkanı Donald Trump’ın tavrı:

    • Trump, iklim krizinin bir "Çin komplosu" olduğunu öne sürmüştü. Bu iddia, Çin'in ucuz yeşil teknolojilerle pazarları ele geçirmeye çalıştığını savunan ekonomi odaklı bir eleştiriydi.

  4. Zirveler, karar almaktan çok gösteri havasında.

    • "COP zirveleri zırva haline geldi" diyenler, bu toplantılarda somut ve bağlayıcı kararlar alınamadığını, sadece gelişmiş ülkelerin kendi konumunu korumaya çalıştığını iddia ediyor.

PAKET ŞİRKETLERE YARIYOR MU?

Yeşil enerji, karbon ticareti, "net-sıfır" projeleri gibi kavramlar artık dev bir ekonomi oluşturdu. Karbon kredileriyle milyarlarca dolar el değiştiriyor. Bu da, bazı şirketlerin ısrarla iklim krizini savunmasını "kâr odaklı" görenler için yeni bir eleştiri noktası.

Ancak burada şunu da belirtelim: Bu pazardan geri kalan ülkeler, ileride çevresel yaptırımlarla karşılaşabilir. Yani mesele sadece "inanmak" değil, aynı zamanda "hazır olmak."

PEKİ NE YAPMALIYIZ?

İklim krizine inanın ya da inanmayın, bir gerçek var: Dünya daha kirli, daha kalabalık ve daha tüketici bir yönde ilerliyor.

Tarımda, suda, enerjide verimlilik zorunlu hale geliyor. Bu sadece çevreci bir tercih değil, ekonomik bir gereklilik.

Adalet ise ayrı bir tartışma. Gelişmiş ülkelerin tarihten gelen sorumluluklarını üstlenmeden, gelişmekte olan ülkeleri sıkı şartlara tabi tutması elbette bir çelişki yaratıyor.

Bu yüzden iklim adaletinin sağlanması, her ülkenin kendi potansiyeli oranında katkı sunmasıyla mümkün. Şeffaf, hesap verebilir, katılımcı bir düzene ihtiyacımız var.

Son söz: İklim değişikliği olabilir. Ama iklim siyaseti ve iklim adaleti gibi konular, büyük oranda tartışmalı. Bu karmaşık dünya içinde görevimiz, farkındalığı artırmak, yerel ve bireysel çözümlerle katkı sunmak, ama asla "her şeyi kabullenmek ya da her şeyi reddetmek" ikileminde kalmamak.

Süleyman ÇETİN
Çevre Yüksek Mühendisi ve Proje Uzmanı



Greenfluencer Nedir? Yeşil Dönüşümün Dijital Liderleri Kimdir?

GREENFLUENCER: YEŞİL ETKİNLİĞİN YENİ NESİL YÜZÜ

Değerli dostlar,

Dijital dünyanın etkisiyle birlikte, fikirler artık sadece akademik konferanslarda veya toplantı odalarında yayılmıyor. Sosyal medya, bloglar ve dijital içerikler; çevre bilincini de yepyeni bir zemine taşıdı. İşte bu dijital dönüşümün çevre eksenli aktörlerine “Greenfluencer” diyoruz.

Greenfluencer Nedir?

Greenfluencer, çevreye duyarlı yaşam tarzını benimseyen, sürdürülebilirlik konusunda farkındalık yaratan, dijital platformlarda insanları yeşil dönüşüme teşvik eden kişidir.

Yani bir greenfluencer:

• İklim krizini sadece konuşmaz, çözüm önerisi sunar.
• Tüketimi sorgular, sade yaşamı teşvik eder.
• Doğayı, suyu, enerjiyi koruma yollarını gösterir.
• Yeşil teknolojileri tanıtır, bilinçli tüketici davranışı oluşturur.
• Toplumu, şirketleri, kurumları iklim dostu olmaya çağırır.

Greenfluencer Kimler Olabilir?

Bir çiftçi, sosyal medyada doğal tarımı anlatıyorsa,
Bir öğretmen, öğrencileriyle birlikte geri dönüşüm projesi yürütüyorsa,
Bir öğrenci, bisikletle okula gitmenin avantajlarını gösteriyorsa,
Bir sanatçı, çöp malzemelerle eser üretip sergiliyorsa…
İşte o kişi bir greenfluencerdır.

Sadece sosyal medya fenomeni olmak gerekmez.
Önemli olan, bilgi ve davranışla başkalarına ilham olmak.

Neden Önemlidir?

Greenfluencer’lar, iklim değişikliği gibi soyut ve büyük meseleleri;

Anlaşılır hale getirir,
Günlük yaşama indirger,
İnsanların eyleme geçmesine vesile olur.

Kurumsal dünyada ise yeşil badana (greenwashing) ile mücadele için greenfluencer'lar önemli bir dengeleyici unsur haline gelmiştir.

Greenfluencer Türkçeleştirilmek İstense;

"Greenfluencer" kelimesi, İngilizce'de "green" (yeşil) ve "influencer" (etkileyici, kanaat önderi) kelimelerinin birleşiminden oluşur. Türkçeye anlamını koruyarak çevirmek istersek aşağıdaki gibi birkaç karşılık önerilebilir:

Yeşil Etki Sahibi

Anlamı karşılar ama biraz resmi ve düz bir ifade olabilir.

Yeşil Öncü

Daha sade ve kullanışlı. Topluma örnek olan, çevre konusunda harekete geçiren biri anlamında kullanılabilir.

Yeşil Sözcü

Etkileme ve temsil yönünü yansıtır. Ancak biraz siyasi bir çağrışımı olabilir.

Çevre İlhamcısı

Influencer’ın ilham verme yönünü vurgular ama "green" kelimesini doğrudan çevirmemiş olur.

Yeşil Fenomen

Sosyal medya bağlamında popüler olanlar için esprili ve net bir kullanım olabilir.

Yeşil Kanaat Önderi

Resmi metinlerde veya akademik içeriklerde tercih edilebilecek bir çeviridir.

Eğer İklim Okulu gibi daha genç, dinamik bir platformda kullanılacaksa:
"Yeşil Öncü" veya "Yeşil Fenomen" terimleri daha uygun ve akılda kalıcı olabilir.

İklim Okulu ve Greenfluencer Hareketi

İklim Okulu olarak biz de çevre mühendisleri, genç girişimciler, eğitimciler ve öğrencileri yeşil savunucular olarak destekliyoruz.
Greenfluencer olmak isteyen gençlere;

• Eğitimler,
• Mentorluk,
• Proje geliştirme imkânları sunuyoruz.
Çünkü iklim savunuculuğu sadece sokakta değil, ekranda da yapılır.

Sonuç Olarak: Etkileyen mi Olacaksın, Etkilenen mi?

Dünya değişiyor. Ama bu değişim ya tüketerek ya da dönüştürerek gerçekleşecek.
Greenfluencer olmak, bir seçimdir.
Yeşil bir dünyanın sesini yükselten, harekete geçiren, umut aşılayan bir seçim...

Sen de kendi çevrende yeşil bir fark oluşturmak istiyorsan, belki de ilk adım bir içerik paylaşımıyla başlar.

Süleyman ÇETİN
Çevre Yüksek Mühendisi ve Proje Uzmanı



Yeşil Ev Projeleri: Doğayla Uyumlu ve Ekonomik Yaşam Alanları

Yeşil Ev Proje Paketi: Doğayla Uyumlu, Sade ve Erişilebilir Yaşam Alanları

Hazırlayan: Süleyman Çetin
Çevre Yüksek Mühendisi | İklim Okulu Kurucusu

Giriş

Sürekli büyüyen kentler, artan maliyetler ve iklim krizi... Bu sorunlara cevap veren bir yaşam modeli var: yeşil ve minimalist evler. Daha az tüketim, daha az atık, daha fazla verim ve daha sade bir yaşam.

İşte bu nedenle, doğaya zarar vermeyen, enerji verimli ve estetik yaşam alanları sunan Yeşil Ev Proje Paketini oluşturdum.

1. Örnek: "Basit Yaşam Evi" (25 m²)

  • Tek katlı, ahşap yapı

  • Güneş paneli sistemi (off-grid)

  • Yağmur suyu toplama haznesi

  • Kompost tuvalet

  • Mini sebze bahçesi alanı

Kimler için?

  • Tek yaşayanlar, emekliler, sıfırdan doğaya dönmek isteyenler


2. Örnek: "Aileye Uygun Yeşil Ev" (45 m²)

  • 2 oda 1 salon

  • Yeşil çatı uygulaması

  • Doğal yızey kaplama ve yıl boyu havalandırma

  • Gri su geri kazanımı

  • Pasif güneş tasarımı ile enerji verimliliği

Kimler için?

  • çocuklu aileler, kırsala taşanlar, doğa dostu ev hayali kuranlar


3. Örnek: "Modüler Yaşam Alanı" (12 m² x 3)

  • Taşınabilir 3 modülden oluşan tasarım

  • Döşeme altı yızey izolasyonu

  • Minimalist iç plan (uyku + çalışma + oturma)

  • Güneş enerji paneli ve batarya kutusu

Kimler için?

  • öğrenciler, kamp alanları, bireysel atölye veya çalışma alanı isteyenler


Ek Bilgi: Yeşil Evlerde Kullanılabilecek Malzemeler

  • Bambu parke

  • Küreşel sertifikalı geri dönüştürülmüş izolasyon malzemeleri

  • Kil ve kireç bazlı duvar boyaları

  • Doğal taş ve ahşap uygulamaları


✅ Sunduğumuz Hizmetler

  • Örnek ev planlarının sunulması

  • Kendi arsanız için özel basit tasarım çalışması

  • Danışmanlık: malzeme, iklim verisi uyumu, yerel mevzuat

  • Fon bulma ve proje yazım desteği


İletişim

Bu tarz projelerle ilgileniyorsan veya kendi yaşam alanını doğayla uyumlu bir şekilde planlamak istiyorsan, benimle iletişime geçebilirsin:


“Azla Daha Çok” Yaşam Mümkün.
Sen de bu dönüşümde yer almak istersen, İklim Okulu ile birlikte çalışalım!



COP27 İklim Zirvesinde Neler Konuşuluyor?

COP (Conference of Parties) yani Taraflar Konferansı, Birleşmiş Milletler’in 1994 yılından bu yana iklim değişikliği ve küresel ısınmayla mücadeleye yönelik düzenlediği zirvelerin ismidir. Bu konferanslarda ortak kararları imzalayıp kabul ederek taraf olan ülkeler, belirli taahhütler yerine getirmiş sayılmaktadır.

Paris Anlaşması kısa adıyla COP21, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) kapsamında, iklim değişikliğinin azaltılması, adaptasyonu ve finansmanı hakkında 2015 yılında Paris'te imzalanan, 2016 yılında yürürlüğe giren Anlaşmadır. 

Türkiye, Paris İklim Anlaşmasını 2016 yılında kabul etse de 2021 yılı ekim ayında ancak meclisten geçirip yürürlüğe koyabilmiştir. Türkiye ile birlikte bu sözleşmeye - Paris İklim Anlaşmasına 194 ülke taraftır. Bu kabul sonrasında ülkemizde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na İklim Değişikliği ismi eklenmiş ve ilgili birim değişiklikleri yapılmıştır. Merkezi teşkilatta hareketlilik var iken asıl işin uygulama yeri, sinir merkezi olan yerel yönetimlerde ve yerel idarelerde ise İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Daire Başkanlıkları / Müdürlükleri sadece kadro doldurma birimleri haline gelmiş veya kurulmuş ancak hiçbir görevli olmadığı için tamamen işlevsiz halde durmaktadır.

COP27, ŞARM EL-ŞEYH

COP27, iklim krizine yönelik tüm çabaların merkezine insan ihtiyaçlarını koyan iddialı bir vizyon belirledi. COP27, dünyanın dikkatini su güvenliği, gıda güvenliği, enerji ve sağlık güvenliği de dahil olmak üzere her insanın en temel ihtiyaçlarına odaklamayı amaçlıyor. 6 Kasımdan 18 Kasıma kadar devam olan COP27 toplantıları Mısır’ın Sina yarımadasının en güneyinde, Kızıldeniz kıyısında bulunan Şarm El-Şeyh şehrinde tüm taraf ülkelerin katılımıyla başladı.

İki hafta sürecek olan iklim zirvesinde, iklim eylemi ve şeffaflığının tüm yönlerini kapsayan çok çeşitli etkinlikler yer alacak. Son 30 yılda elde edilen başarılar ve iyi uygulama örnekleri konuşulacak. COP27, Paris İklim Anlaşması'nın daha şeffaf bir şekilde uygulanmasının önünü açması planlanıyor.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin 27. Taraflar Konferansı COP27, 6-18 Kasım 2022 tarihleri arasında Mısır'ın Şarm El Şeyh şehrinde başladı. Bu iklim değişikliği zirvesinde Türkiye'nin de etkin rol alması bekleniyor.


COP27'nin İLK ÖZET DERLEMESİ ŞÖYLE;

• BM Genel Sekreteri Antonio Guterres “Ayağımız gazda iklim cehennemine doğru son hız gidiyoruz” diyerek işin ciddiyetini anlatmaya çalıştı. Guterres, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında sera gazı emisyonlarını azaltmak, kömür kullanımını sona erdirmek, yenilenebilir enerjiyi artırmak ve zengin ülkelerin, savunmasız olanlara yardım etmesi için tarihi bir anlaşmayı hayata geçirme çağrısı yaptı.

• Mısır'da gerçekleştirilecek COP27'de sivil toplum katılımı iyice zorlaştırılmış görünüyor. Her hangi olası bir riski önlemek için sıkı bir eleme ve katılımı zorlaştırma yöntemleri denenmiş görünüyor.

• Şarm El Şeyh’teki büyük açılış toplantısı, 1,5 saat gecikmeyle 11:30 sularında başladı. Gecikmenin nedeni gündeme nelerin alınacağına ilişkin anlaşmazlıkta “kayıp ve zararların finansmanı” meselesi gibi görünüyor. Bu gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ve özellikle de az gelişmiş ülkelerin yaşadıkları iklim felaketlerinden dolayı açılan yaralarını sarması için finansman sağlaması anlamına gelen bir konu.

• Bu senenin COP başkanı Mısır Dışişleri Bakanı Sami Şükrü (Sameh Shoukry) oldu. Glasgow’da yapılan COP26’ya damgasını vuran Alok Sharma kendi başarılarını epey vurguladığı (Glasgow sayesinde 1,5 derece hedefimiz var artık dedi, örneğin) bir konuşmadan sonra görevi Şükrü’ye devretti. Şükrü açılış konuşmasında bunun bir “uygulama COP’u” olacağını söyledi. Açılışta ayrıca IPCC Başkanı Dr. Hoesung Lee konuştu ve özellikle adaptasyon finansmanının önemine vurgu yaptı.

• İngiltere Başbakanı Rishi Sunak geçen seneki COP’un ev sahibi eski başbakan Boris Johnson’un gideceğini haber aldığı için geldiği söyleniyor.

• Boris Johnson “Ben Glasgow'un ruhuyum” diyerek geçen seneki COP’un net sıfır iddiasını hatırlattı. Rusya’nın saldırısı ardından ortaya çıkan enerji krizi ile iklim eylemini ertelemeye çalışanlara yanıt, bir nevi.

İklim kriziyle mücadeleye büyük bir ivme kazandıran Paris Anlaşması’nın yürürlüğe girmesiyle COP toplantıları elde edilen kazanımlar, konulan hedefler bakımından daha da önem kazandı. Karar vericiler, uzun dönemli iklim değişikliği stratejilerini (LongTermStrategy) tartışacaklar.

TÜRKİYE HEYETİ COP27'DE

Katılımcı ülkeler arasında yer alan Türkiye daha temiz, sürdürülebilir bir çevreye ve toplumsal refaha fayda sağlayacak önemli adımlar atarken; uzun dönemli iklim değişikliği stratejisini, iklim krizi ile mücadelede fikir ve çabalarını dünyayla paylaşacağını bildirdi.

NEDEN COP27 ŞARM EL-ŞEYH'TE..

Sina Çölü’nde, Kızıldeniz kıyısındaki kumsalın ve mercan kayalıklarının hatırına kurulmuş bu devasa tatil beldesi, sık sık uluslararası konferanslara da ev sahipliği yapıyor. İklim zirvelerinde 5 yılda bir başkanlık sırası Afrika bölgesine geldiğinden, bu kez Mısır ev sahibi. Daha önce sıra Afrika’ya geldiğinde Fas (Marakeş, 2001 ve 2016), Güney Afrika (Durban, 2011) ve Kenya (Nairobi, 2006) ev sahipliği yapmıştı. Ancak bu kez Mısır, önceki Afrika ev sahiplerinin aksine, 196 ülkeden gelen ve sayıları 45 bini bulan iklim değişikliği ülke delegelerini, uluslararası kuruluş temsilcilerini, gözlemcileri ve gazetecileri, 107 milyon nüfuslu ülkenin büyük şehirlerinden Kahire ve İskenderiye yerine daha sakin, tatil beldesi olan Sharm el Sheikh şehrini uygun görmüş.

Kahire’ye karayoluyla 500 kilometre ve sayısız kontrol noktası uzaklıkta bulunan Şarm El-Şeyh’te yerel bir sivil halk, turizm dışında meşgalesi olan bir yerel halk pek bulunmadığından ve tabii Kahire’den kalkıp gelmek isteyenlere de izin verilmediğinden, dünyanın her yerinden gelen iklim bürokratları, iklim değişikliği politika karar vericileri, uzmanları ve aktivistleri kendi aralarında toplanmış oldular.




Psikolojide Çevre ve İklim Değişikliği Çalışmaları Sempozyumu

Sempozyum Çağrı Metni Şöyle:

Psikolojinin farklı alt disiplinlerinin sunduğu geniş perspektiften hareketle, çevre ve iklim değişikliği alanında çalışmalar yürüten akademisyenler, lisansüstü öğrenciler ve uygulayıcıları bir araya getirerek söz konusu çalışma alanındaki araştırmaların tartışılması, çoğaltılması ve yaygınlaştırılmasını amaçlayan Psikolojide Çevre ve İklim Değişikliği Çalışmaları Sempozyumu Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Psikoloji Bölümü bünyesinde bulunan Çevre Psikolojisi Araştırma Grubu (ENVIPSY) ev sahipliğinde 26-27 Kasım 2022 tarihinde çevrim içi olarak gerçekleştirilecektir.  

Ağırlıklı olarak çevre davranışı, iklim değişikliği, insan ve insan dışı doğa arasındaki karşılıklı ilişkileri odağına alan sempozyumda tartışılması amaçlanan başlıklar aşağıda sıralanmıştır. Bununla birlikte sempozyum temasıyla ilişkili olmak üzere farklı konulardaki çalışmalarla da başvuru yapılabilir. / Sempozyuma katılabilir.


  • Çevrecilik/Çevre Yanlısı Tutum ve Davranışlar  
  • Çevresel Adalet/İklim Adaleti 
  • Çevreye Zarar Veren Davranışlar
  • İklim Değişikliğine İlişkin Tutum ve İdeolojiler 
  • Eko-Anksiyete/İklim Değişikliği Anksiyetesi 
  • İnsan ve İnsan Dışı Doğa Arasındaki Etkileşim 
  • Doğal ve Kentsel Yeşil Alanların Yoksunluğu
  • İnsan Gelişimi ve Doğa 
  • Doğanın Onarıcı Etkileri 
  • Çevre Davranışının Ahlaki Temelleri 
  • Ekolojik İkilemler  
  • Psikolojik Açıdan Türcülük 
  • Metodoloji Tartışmaları 
  •  


Dirençli Şehirlerin Geleceği


Akıl, eşref-i mahlukat olarak yaratılan insanın en önemli meziyetidir. Dünya ortaçağı yaşarken bizim medeniyetimiz İbni Sina ları, İbni Haldunarı, Ali Kuşçuları, Cezerileri, Farabileri yetiştirdi. Sözgelimi Farabi şehirleri vücuda benzetiyor. Nasıl vücut sağlıklı yaşaması için organların birbiriyle uyumlu olması gerekiyorsa hepsi kalbe bağlanıyorsa İşte bizim Şehircilik anlayışımızda da merkeziyet gönüllü belediyeciliktir.

Dünyanın ilk şehir kavramında Göbeklitepe ile yani tarihin sıfır noktası ile Anadolu'da görüyoruz. Bunun yanında Tarım bereketli hilal'den sonra ilk yine Anadolu'da yeşertilmiştir.

Yeşil Orman Okulu, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları üzerine çalışmalar yürütür


Taktiksel Şehircilik

“taktiksel şehircilik, mahalle yapılaşmalarında uzun vadeli değişimi hızlandırmak için kısa vadeli, düşük maliyetli ve ölçeklenebilir müdahaleler kullanan ve şehir, organizasyon ve/veya vatandaş öncülüğünde gerçekleştirilen bir yaklaşımdır.”

Taktiksel şehircilik projelerinin en çekici özelliklerinden biri, yayılma hızlarıdır; haftalar veya aylar yerine genellikle günler içinde yapılırlar. Sürecin kısalığı, dahil olan herkese çabalarının sonuçlarını çok hızlı bir şekilde görme ve bir başarı ve gurur duygusu yaşama şansı verir. Üstelik, bu müdahaleler neredeyse her zaman gerçekleştikleri ortamlarda somut olumlu dönüşümler yaratır, ayrıca tabandan yukarı çıkan bir tasarım ve birlikte yaratma ilkeleri sayesinde yeniliği demokratikleştirir. Ek olarak, başarılı olduğunda, çıktıların çoğu kentsel ortamlarda kolayca kalıcı demirbaşlar haline gelebilir. Taktiksel şehircilik uygulamaları, yerel topluluklar, ilgili vatandaşlar, sivil toplum kuruluşları (STK'lar) ve yerel yönetimler de dahil olmak üzere birçok grup ve/veya kurum tarafından yürütülebilir. Taktiksel şehircilik, tanımı gereği, kapsayıcı ve katılımcı bir topluluk oluşturma uygulaması ve birçok ülkede görülen sosyal uyuşmazlık seviyeleri düşünüldüğünde buna her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğu açık.

Dirençli Şehirler

Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ndan 11. Hedef; ‘Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar’ bünyesinde 6K önemlidir. Bunlar; katılımcılık (11.2), kapsayıcı (11.3), koruma (11.4), afet kontrolü (11.5), kamusal alanların yeşillendirilmesi (11.7), kalkınma (11.A) önemsenmelidir. Dolayısıyla şehir, şehir çevresi ve şehir ekolojisi ni önemseyen yeni bir proje modeli geliştirilmelidir. 

Kent hakkını, SKA için 6K yı, iklim değişikliğini ve şehirlerin ekolojisini merkeze alan dirençli şehirler teknik ve teknolojik faaliyetleri öneren bir proje olacaktır.

Bu konuda lütfen düşüncelerinizi aşağıda yorum olarak veya İLETİŞİM kısmından bizimle paylaşabilirsiniz..



İklim İçin Kentler; https://www.stgm.org.tr/sites/default/files/2021-11/350_booklet_2.pdf