Ad

yeşil mutabakat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yeşil mutabakat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İklim İnkarcılığı Nedir? 6 Maddede En Yaygın Tezler ve Bilimsel Yanıtlar

Sevgili dostlar,

İklim değişikliği, çağımızın en büyük küresel sınavlarından biri olmasına rağmen, bu gerçeği reddeden veya küçümseyen söylemler hâlâ etkili olmaya devam ediyor. Bilim dünyasında güçlü bir uzlaşı bulunmasına karşın, "iklim inkarcılığı" adı verilen bu yaklaşım, yalnızca bilimsel verilerin inkârı değil; aynı zamanda küresel iklim eylemlerini geciktiren, kamuoyunu yanıltan ideolojik ve politik bir duruş olarak öne çıkıyor.

İklim inkarcılığı ile bilimsel şüpheciliğin karıştırılmaması gerekir. Şüphecilik, bilimin ilerlemesinin temel taşlarından biridir; hipotezlerin titizlikle sınanmasını sağlar. Ancak iklim inkarcılığı, bilimi sorgulamak değil, bilimsel gerçekleri itibarsızlaştırmak amacı taşır.

BİLİMSEL UZLAŞI VE İNKARCI TEZLERİN ZAAFİYETİ

Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporları ve binlerce bilimsel çalışma, küresel iklimin insan faaliyetleri nedeniyle değiştiğini açıkça göstermektedir. 1990’dan bu yana IPCC raporları, insan etkisini önce "muhtemel", ardından "çok büyük olasılıkla" ve nihayet "son derece muhtemel" olarak nitelendirmiştir. Bugün gelinen noktada, insan kaynaklı sera gazı emisyonlarının iklim değişikliğinin temel sebebi olduğu bilim dünyasında neredeyse oybirliğiyle kabul edilmektedir.

Bu uzlaşı, iklim inkarcılarının iddialarını çürütmektedir. Bilimsel literatürün hızlı büyümesi ve insan etkisinin net bir şekilde kanıtlanması, iklim değişikliğinin doğal döngülerin bir parçası olduğu tezlerini geçersiz kılmaktadır.

İNSAN FAALİYETLERİNİN İZLERİ

İnsan etkinliklerinin etkileri yalnızca teorik düzeyde değil, somut gözlemlerle de ortaya konmaktadır. Kuşların göç yollarının değişmesi, okyanus asitlenmesi, ormansızlaşmanın biyolojik çeşitliliği tehdit etmesi gibi örnekler, insanın gezegen üzerindeki etkisinin açık göstergeleridir. Sanayi Devrimi’nden bu yana hızla artan karbondioksit salımları, doğal iklim döngülerinin ötesinde bir ısınmayı tetiklemektedir.

Bu veriler, iklim değişikliğini küçümseyen veya insan etkisini yok sayan argümanlara güçlü ve gözlemlenebilir karşılıklar sunmaktadır.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN ÖNCELİK SIRALAMASINDAKİ YERİ

Bununla birlikte, yaşadığımız dünyada iklim değişikliği her zaman birinci öncelik olmamaktadır. Birçok ülke için savaş, açlık, soykırımlar ve ekonomik krizler, iklim değişikliğinin önünde yer alıyor. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde de iklim değişikliği önemli bir sorun olarak görülmekle birlikte, halkın günlük yaşamında daha acil sosyal ve ekonomik meseleler öne çıkmaktadır.

Bu durum, iklim değişikliğini bir "lüks sorun" olarak görme eğilimini doğurmakta, bazı kesimlerin önceliği daha somut, daha kısa vadeli krizlere vermesine yol açmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, iklim inkarcılığı olmasa bile iklim değişikliğine yönelik mesafeli tutumların ardında sosyo-ekonomik gerçekliklerin bulunduğunu da kabul etmek gerekir.

GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER VE İKLİM POLİTİKALARI

Öte yandan, küresel iklim zirvelerinde alınan bazı kararlar, gelişmekte olan ülkeler için önemli engeller oluşturmaktadır. Karbon emisyonlarının azaltılmasına yönelik hedefler, tarihsel sorumluluğun daha az olduğu bu ülkeler için ekonomik büyüme ve kalkınma hedeflerini zorlaştırabilmektedir.

Gelişmiş ülkeler yüzyıllarca süren sanayi faaliyetleriyle bugünkü emisyon birikiminin temel sorumlusu olurken, gelişmekte olan ülkeler bu yükün azaltılması için aynı derecede sorumluluk altına sokulmaktadır. Bu da iklim politikalarının adaletli olup olmadığı konusunda meşru tartışmalara zemin hazırlamaktadır.

İşte bu nedenle bazı iklim inkarcıları, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, iklim politikalarına yönelik eleştirilerinde belirli bir haklılık payı taşımaktadır. Bu politikaların bazen ekonomik gelişimi yavaşlatıcı, istihdamı sınırlandırıcı etkiler doğurduğu da göz ardı edilmemelidir.

METAN GAZI TARTIŞMALARI VE YAPAY ET ELEŞTİRİSİ

İklim değişikliği tartışmaları yapılırken, metan gazı salımı üzerine yoğunlaşan bazı söylemlerin de dikkatli değerlendirilmesi gerekir. Son yıllarda, özellikle Bill Gates gibi isimler, sığırların metan gazı salımının küresel ısınmadaki etkisini öne çıkararak yapay ete yatırım yapmıştır. Ancak bu söylemler, tamamen ticari hedeflerle şekillendirilmiştir.

Gerçek şu ki; araçların, klimaların, bilgisayarların ve sanayinin tükettiği enerji miktarı, küresel ısınmaya sığırların metan salımından çok daha fazla etki etmektedir. Enerji tüketimi kaynaklı karbon salımları, küresel ısınmanın başlıca nedenleri arasındadır. Bu nedenle, enerji yoğun sektörlerdeki tüketimi azaltmak, bireysel karbon ayak izini küçültmek ve özellikle motorlu taşıt kullanımını sınırlandırmak, iklim açısından çok daha olumlu sonuçlar doğurur.

Sığır eti tüketimini azaltmak elbette çevresel etkileri sınırlamada bir adım olabilir; ancak iklim değişikliği ile mücadelede etkili olmak için esas dikkat edilmesi gereken enerji kullanım alışkanlıklarıdır.

İNKARCI SÖYLEMLERİN RETORİĞİ VE TAKTİKLERİ

İklim inkarcılarının sıkça başvurduğu yöntemlerden biri, doğal döngülere atıfta bulunmak veya bilimsel verilerin kesin olmadığını iddia etmektir. Ancak bu iddialar, bilimin ilerleyen doğası ve bulguların tutarlılığı karşısında anlamını yitirmektedir.

İnkâr söyleminin ardında yalnızca bireysel inançlar değil, organize ve güçlü çıkar grupları da yer almaktadır. Fosil yakıt endüstrisi ve bağlı lobiler, iklim değişikliği bilincini zayıflatmak için sistematik bir çaba yürütmüştür. 1970’li yıllardan itibaren fosil yakıt şirketlerinin iklim değişikliği konusunda bilgi sahibi olduğu, ancak bu bilgiyi kamuoyundan sakladığı belgelerle ortaya konmuştur.

İklim inkarcılığı yalnızca bilimsel bir tartışmayı değil; aynı zamanda ekonomik ve politik çıkarların kamuoyunu yönlendirmek için kullanılan bir araçtır.

KAMUOYUNDAKİ ETKİLERİ VE POLİTİKA ENGELLERİ

İklim değişikliğine yönelik dezenformasyon, kamuoyunun yanlış bilgilendirilmesine, kutuplaşmasına ve eylemsizlik ortamının güçlenmesine neden olmaktadır. Yanlış algılar, iklim yasalarının ertelenmesine ve gecikmesine yol açmakta, acil adımların atılmasını engellemektedir.

Bu ortamda, iklim inkarcılığı sadece bireysel bir tutum değil, politik süreçleri doğrudan etkileyen bir güç haline gelmiştir.

İKLİM İNKARCILIĞINA KARŞI GÜVENİLİR BİLGİ VE FARKINDALIK

Bu tablo karşısında yapılması gereken, eleştirel düşünme yetkinliğini artırmak ve güvenilir bilgi kaynaklarına yönelmektir. Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP), TÜBİTAK MAM gibi kuruluşların raporları, sağlam bilimsel veriye dayalı bilgilere ulaşmak için başlıca referanslardır.

Bireylerin doğru bilgiye ulaşmaları kadar, bilgi kirliliğini üreten kaynakların ve stratejilerin tanınması da büyük önem taşımaktadır.

SONUÇ: BİLİMİ SAVUNMAK, ADALETİ GÖZETMEK

Sevgili dostlar,

İklim inkarcılığı, bilimsel bir tartışmadan öte, gezegenimizin geleceğini ilgilendiren ciddi bir tehdittir. Ancak bu mesele yalnızca bilimsel gerçeklerin değil; sosyal adaletin, kalkınmanın ve ekonomik eşitliğin de bir parçasıdır.

Bilimsel gerçekleri savunmak, yalnızca akademik bir görev değil; tüm insanlık için bir sorumluluktur. Ancak bunu yaparken, iklim politikalarının adil uygulanıp uygulanmadığını da sorgulamak, gelişmekte olan ülkelerin haklı kaygılarına kulak vermek gerekir.

Bu yazımda İklim İnkarcıları Ne Savunuyor? 7 Maddede İklim İnkarcılığını anlatmaya çalıştım. İklim Okulu olarak, bilgiye dayalı mücadeleye katkı sunmaya, yanlış bilginin önüne geçmeye ve ortak geleceğimiz için doğru adımları birlikte atmaya devam edeceğiz.

Süleyman ÇETİN
Çevre Yüksek Mühendisi | İklim Okulu Kurucusu


Kaynaklar
https://perspektif.eu/2024/04/02/iklim-inkarcilari-iklim-degisikligi-aslinda-bir-komplo-mu/
https://skepticalscience.com/docs/ConspiracyTheoryHandbook_Turkish.pdf
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1172779
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/3757796
https://climatepromise.undp.org/news-and-stories/what-are-climate-misinformation-and-disinformation-and-how-can-we-tackle-them
https://researchguides.worldbankimflib.org/climate-economics-and-finance/organizations
https://nek.istanbul.edu.tr/ekos/TEZ/47566.pdf
https://www.undp.org/tr/turkiye/news/iklim-degisikligi-yayginlasiyor-hizlaniyor-ve-siddetleniyor-ipcc
https://www.tskb.com.tr/blog/surdurulebilirlik/iklim-degisikligi-ile-ilgili-6-soru-6-yanit
https://www.environmental-auditing.org/blogs/climate-change-denial-data-driven-insights/
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1685903
https://education.cfr.org/learn/timeline/history-climate-action
https://yersizseyler.wordpress.com/2024/07/13/insanlarin-iklimi-darbeledigini-bilimciler-1970lerde-anlamisti-ama-iklim-inkarciligi-da-o-zamanlar-basladi-leah-aronowski-ile-gorusme/
https://www.greenpeace.org/usa/climate/exxons-climate-denial-history-a-timeline/
https://www.ucs.org/climate/accountability
https://teyit.org/dosya/dev-sirketler-kuresel-isinmayi-yillarca-nasil-sakladi
https://yesilgazete.org/cop28-160dan-fazla-iklim-inkarcisinin-zirveye-katildigi-ortaya-cikti/
https://drexel.edu/news/archive/2013/december/climate-change
https://en.wikipedia.org/wiki/ExxonMobil_climate_change_denial#:~:text=These%20organizations%20include%20the%20Cato,ties%20to%20fossil%20fuel%20companies.
https://www.exposedbycmd.org/2022/03/21/the-dirty-dozen-the-biggest-nonprofit-funders-of-climate-denial/
https://www.asanet.org/footnotes-article/structure-and-culture-climate-change-denial/
https://gc.copernicus.org/articles/8/81/2025/
https://www.iklimhaber.org/wp-content/uploads/2023/05/Iklim-Haber-Konda-Arastirma-2022.pdf
https://teyit.org/dosya/iklim-kanunu-neden-komplo-teorilerinin-odaginda
https://yesilgazete.org/iklim-inkarcilari-abd-kongresinin-neredeyse-dortte-birini-olusturuyor/
https://www.americanprogress.org/article/climate-deniers-of-the-118th-congress/
https://www.iklimhaber.org/iklim-dezenformasyonuna-karsi-bm-destekli-yeni-bir-girisim-baslatildi/
https://www.iklimin.org/wp-content/uploads/egitimler/seri_17.pdf
https://mam.tubitak.gov.tr/tr/calisma-alanlari/iklim-degisikligi-ve-surdurulebilirlik-arastirma-alanlari
https://www.medipol.edu.tr/akademik/arastirma-merkezleri/iklim-degisikligi-calismalari-uam
https://kutuphane.uskudar.edu.tr/tr/sayfa/113/konularina-gore-veri-tabanlari
https://infoguides.gmu.edu/ccpc/journals
https://cevresehiriklim.com.tr/?page_id=1589

Sanayide Yeşil Dönüşüm Nedir? Adım Adım Uyum Süreci

Değerli dostlar,

Çevresel sürdürülebilirlik artık sadece bir ideal değil; sanayi dünyası için bir zorunluluk. Hem çevresel hem ekonomik riskleri minimize etmek hem de küresel rekabette yerimizi korumak için yeşil dönüşüm şart.

İşte bu noktada karşımıza çıkan temel yapı taşlarından biri de “Sanayide Yeşil Dönüşüm” yaklaşımıdır.

Neden Yeşil Dönüşüm?

• Kaynakların verimli kullanılması,
• Emisyonların azaltılması,
• Sıfır atık ve döngüsel ekonomi ilkeleriyle üretim yapılması,
• AB Yeşil Mutabakatı ve ulusal karbon düzenlemeleriyle uyumlu hale gelinmesi,
şirketlerin geleceğe hazırlanmasında belirleyici rol oynar.

Sektörel Mevcut En İyi Teknikler (BAT) Tebliğleri

Sanayide yeşil dönüşüm yalnızca bir vizyon değil; aynı zamanda teknik ve yasal bir zorunluluktur. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yayımlanan “Sektörel Mevcut En İyi Teknikler (BAT) Tebliğleri” bu dönüşümde rehber niteliğindedir.

Her sektör için ayrı ayrı belirlenen bu en iyi teknikler, enerji verimliliğinden emisyon kontrolüne kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. Sanayi kuruluşları artık yalnızca üretimi değil, üretimin çevresel etkilerini de yönetmekle yükümlüdür.

Endüstriyel Emisyonların Yönetimi Yönetmeliği

1 Kasım 2023 itibarıyla yürürlüğe giren “Endüstriyel Emisyonların Yönetimi Yönetmeliği” ile sanayi tesisleri için yeni bir dönem başladı. Bu yönetmelik, sanayi kaynaklı çevresel etkilerin azaltılması ve izlenebilirliğin sağlanmasını hedefliyor.

Bu çerçevede tesisler:
• En iyi mevcut teknikleri uygulamakla yükümlü,
• Emisyon verilerini düzenli olarak raporlamak zorunda,
• İzin süreçlerinde çevresel performanslarını belgelendirmek mecburiyetindedir.

Sanayiciler için çevresel uyum süreçleri, günümüzde yalnızca bir yük değil aynı zamanda bir rekabet avantajı hâline gelmiştir. Özellikle "Endüstriyel Emisyon Yönetimi ve En İyi Teknikler (BAT)", "Sanayi Tesisleri İçin Yeşil Mutabakat Uyum Rehberi", "Sürdürülebilir Sanayi: Yeşil Dönüşüm Zorunluluğu" ve "Yeşil Üretim İçin BAT Tebliğleri ve Yeni Yönetmelikler" gibi başlıklar, bu dönüşümün en çok merak edilen konularıdır. Bu yazımızda, bu başlıklar etrafında şekillenen kritik sorulara yanıt verdik ve sanayi kuruluşlarının iklim politikalarına nasıl uyum sağlayabileceklerine dair yol haritası sunduk.

Sonuç olarak: Yeşil Dönüşüm Gecikmeden Başlamalı

İklim Okulu olarak biz, sanayi kuruluşlarının bu dönüşüm sürecinde yalnız bırakılmaması gerektiğine inanıyoruz. Teknik eğitimler, SECAP danışmanlığı, emisyon yönetimi eğitimi ve sürdürülebilir üretim rehberliği konularında desteğe hazırız.

Çünkü temiz üretim, yalnızca çevre için değil; rekabet için de vazgeçilmezdir.

Süleyman ÇETİN
Çevre Yüksek Mühendisi – Proje Uzmanı – İklim Okulu Kurucusu



Adım Adım SECAP Hazırlama Rehberi Çalışma Alanları



SECAP Çalışma Alanları


SECAP NEDİR?

2015 yılında Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan "İklim ve Enerji için Belediye Başkanları Sözleşmesi" çerçevesinde imzacı belediyelerin 2030 öncesinde hazırlamayı taahhüt ettikleri "Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı ( ingilizce Sustainable Energy and Climate Action Plan -SECAP, ispanyolca el Pla d'Acció per l'Energia Sostenible i pel Clima -PAESC)" dokümandır.

1- Belediye Hizmetleri

- Etkili sokak aydınlatması
- Yeni ve tadilatı yapılmış kamu binaları
- Okullarda bina içinde iyi hava kalitesi
- Maliyet-etkin ve ulaşılabilir belediye servisleri

2- Çevre

- Temiz hava
- İyi planlanmış yeşil altyapılar 
- Gelişmiş atık yönetimi

3- Şehirleşme ve Ulaşım

- Enerji verimli evler
- Bölgesel ısınma sistemleri
- Yenilenebilir enerji sistemlerinin artan payı
- Sıfır emisyonlu toplu ulaşım ağı

4- İklim Uyum

- Sellere karşı kanalizasyon sisteminin güçlendirilmesi
- Sürdürülebilir su tüketimi
- Risk değerlendirme haritaları
- Erken ihbar sistemleri
- Ağaçlandırma
- Orman yangınlarını engelleme

COP27 Öncesi Küresel Sıcaklık ve İklim Hedeflerine Bakış

İklim değişikliği diplomasisinde yani yapılan ilk iklim değişikliği zirvesinden, Kyoto Protokolü - COP21 Paris İklim Anlaşmasına ve yine günümüze kadar devam eden zirvelere ve küresel sıcaklıktaki durum raporu kıyaslaması aşağıdaki grafikte net şekilde görülüyor. 


COP27 Nedir ve Nerede Düzenlenecek?

Daha yaygın olarak COP27 olarak adlandırılan 2022 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı, 6-18 Kasım 2022 tarihleri ​​arasında Mısır'ın Şarm El-Şeyh kentinde düzenlenecek 27. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği konferansı olacak. Bu zirvenin önemi ise bu zirvede tüm dünyadaki çevre bakanları, çevre dostu sivil toplum kuruluşları, iklim aktivistleri, petrol, kömür , nükleer gibi enerji şirketleri burada belirlenecek hedefleri yapmakla yükümlü. 

Paris İklim Anlaşması, iklim değişikliğinin azaltılması, uyarlanması ve finansmanı ile ilgili uluslararası bir anlaşma olduğundan, COP27 için 40'tan fazla farklı ülkeden çevre bakanı, bu yılki yıllık BM iklim konferansına zemin hazırlamak için Almanya'nın Berlin kentindeki Petersberg İklim Diyaloğu'nda 18-19 Temmuz tarihlerinde bir araya geldi. Mısır'da da "tüm taraflarla koordineli olarak, Afrika'nın ve tüm dünyanın yararına uluslararası iklim çabalarında radikal bir dönüm noktası" yapmak için çalışılacak.


Türkiye İçin COP27 İklim Değişikliği Zirvesinin Önemi Nedir?

Türkiye, bilindiği üzere 2015 yılında imzaya açılan Paris İklim Anlaşmasına 22 Nisan 2016 tarihinde taraf olmuş ancak ülke hedeflerinin kendisine uygun olmadığını söyleyerek meclisinden ancak, 7 Ekim 2021 tarihinde 31621 sayılı Resmi Gazete'de yayımlatarak "Paris Anlaşmasının Onaylanmasına Dair Kanun"u yürürlüğe sokabilmişti.

Anlaşmanın TBMM tarafından onaylanmasının önemi, Türkiye'nin anlaşmanın hedefleri doğrultusunda küresel iklim krizine karşı daha etkin hale gelmesidir. Vatikan ve Filistin dahil dünyada toplamda 208 ülke bulunmaktadır. Bu ülkelerden Ekim 2021 itibariyle 192 tanesi anlaşmaya taraf olmuştur.


Yeşil Mutabakat Eylem Planı

Avrupa Birliği (" AB ") tarafından Aralık 2019'da ilan edilen Yeşil Mutabakat, anlaşma kapsamında sağlananlara ek olarak, Avrupa'yı 2050 yılına kadar karbon nötr hale getirmek ve sera gazı emisyonlarını önceki yıllara kıyasla %55 oranında azaltmak amacıyla daha fazla hedef koyuyor.

Yeşil Mutabakatın ilanının ardından Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı, Yeşil Mutabakata uyum için başlıca aşağıdaki hedefleri sağlayan bir eylem planı yayınladı:

  • Yeşil finansman ile yeşil yatırımın sağlanması,
  • Yeni güneş ve rüzgar santralleri için 2027 yılına kadar her yıl 1 GW kapasite tahsis edilmesi,
  • Daha temiz bir enerji tedarik modelinin kullanılması,
  • Uluslararası rekabetçi, sürdürülebilir, verimli ve teknolojik bir tarım politikası için aktarım,
  • Sürdürülebilir ve akıllı bir ulaşım sistemine dönüşmek ve
  • AB'nin çevre düzenlemeleri ile uyum.


Paris İklim Anlaşması ile Hedeflenen Nedir?

Anlaşma'nın hedefleri şu şekilde özetlenebilir:

  1. Sürdürülebilir kalkınma ve yoksulluğun ortadan kaldırılması bağlamında BM Sözleşmesi'nin uygulamasının geliştirilmesi,
  2. Küresel ortalama sıcaklık artışının sanayileşme öncesi döneme göre 2°C altında tutulması; ilave olarak ise bu artışın 1,5°C'nin altında tutulmasına yönelik küresel çabaların sürdürülmesi, İklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı uyum kabiliyetinin ve iklim direncinin arttırılması; düşük sera gazı emisyonlu kalkınmanın temin edilmesi ve bunlar gerçekleştirilirken, gıda üretiminin zarar görmemesi,
  3. Düşük emisyonlu ve iklim dirençli kalkınma yolunda finans akışının istikrarlı hale getirilmesi.


Acil iklim eylem planları devreye alınmaz ise 2030 ve 2050'deki hedeflere ulaşılamayacak. 
Bunun için her gün, her yerde ve herkes için #İklimOkulu diyoruz.

İklim değişikliğinde kilit konular şöyle sıralanabilir; karbon ayak izi, geri dönüşüm, güneş enerjisi, hava kirliliği, ulaşım, dünya atmosferi, afet, doğa ve ekoloji tahribatı, çevre kirliliği, sıcaklık, doğal çevre, dünya günü, sürdürülebilir kalkınma, climate crisis, aşırı insan nüfusu artışı, kentsel kümelenme, ısı dalgası, 2030 ve 2050 planları

Dirençli Şehirlerin Geleceği


Akıl, eşref-i mahlukat olarak yaratılan insanın en önemli meziyetidir. Dünya ortaçağı yaşarken bizim medeniyetimiz İbni Sina ları, İbni Haldunarı, Ali Kuşçuları, Cezerileri, Farabileri yetiştirdi. Sözgelimi Farabi şehirleri vücuda benzetiyor. Nasıl vücut sağlıklı yaşaması için organların birbiriyle uyumlu olması gerekiyorsa hepsi kalbe bağlanıyorsa İşte bizim Şehircilik anlayışımızda da merkeziyet gönüllü belediyeciliktir.

Dünyanın ilk şehir kavramında Göbeklitepe ile yani tarihin sıfır noktası ile Anadolu'da görüyoruz. Bunun yanında Tarım bereketli hilal'den sonra ilk yine Anadolu'da yeşertilmiştir.

Yeşil Orman Okulu, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları üzerine çalışmalar yürütür


Taktiksel Şehircilik

“taktiksel şehircilik, mahalle yapılaşmalarında uzun vadeli değişimi hızlandırmak için kısa vadeli, düşük maliyetli ve ölçeklenebilir müdahaleler kullanan ve şehir, organizasyon ve/veya vatandaş öncülüğünde gerçekleştirilen bir yaklaşımdır.”

Taktiksel şehircilik projelerinin en çekici özelliklerinden biri, yayılma hızlarıdır; haftalar veya aylar yerine genellikle günler içinde yapılırlar. Sürecin kısalığı, dahil olan herkese çabalarının sonuçlarını çok hızlı bir şekilde görme ve bir başarı ve gurur duygusu yaşama şansı verir. Üstelik, bu müdahaleler neredeyse her zaman gerçekleştikleri ortamlarda somut olumlu dönüşümler yaratır, ayrıca tabandan yukarı çıkan bir tasarım ve birlikte yaratma ilkeleri sayesinde yeniliği demokratikleştirir. Ek olarak, başarılı olduğunda, çıktıların çoğu kentsel ortamlarda kolayca kalıcı demirbaşlar haline gelebilir. Taktiksel şehircilik uygulamaları, yerel topluluklar, ilgili vatandaşlar, sivil toplum kuruluşları (STK'lar) ve yerel yönetimler de dahil olmak üzere birçok grup ve/veya kurum tarafından yürütülebilir. Taktiksel şehircilik, tanımı gereği, kapsayıcı ve katılımcı bir topluluk oluşturma uygulaması ve birçok ülkede görülen sosyal uyuşmazlık seviyeleri düşünüldüğünde buna her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğu açık.

Dirençli Şehirler

Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ndan 11. Hedef; ‘Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar’ bünyesinde 6K önemlidir. Bunlar; katılımcılık (11.2), kapsayıcı (11.3), koruma (11.4), afet kontrolü (11.5), kamusal alanların yeşillendirilmesi (11.7), kalkınma (11.A) önemsenmelidir. Dolayısıyla şehir, şehir çevresi ve şehir ekolojisi ni önemseyen yeni bir proje modeli geliştirilmelidir. 

Kent hakkını, SKA için 6K yı, iklim değişikliğini ve şehirlerin ekolojisini merkeze alan dirençli şehirler teknik ve teknolojik faaliyetleri öneren bir proje olacaktır.

Bu konuda lütfen düşüncelerinizi aşağıda yorum olarak veya İLETİŞİM kısmından bizimle paylaşabilirsiniz..



İklim İçin Kentler; https://www.stgm.org.tr/sites/default/files/2021-11/350_booklet_2.pdf

Çocuklar İçin İklim Değişikliği Nedir?

 Haydi hep birlikte inceleyelim!


Hepimiz iklim değişikliği hakkında mutlaka bir şeyler duymuşuzdur. Peki bu iklim değişikliği gerçekte nedir ve gezegenimizi nasıl etkiliyor?


İklim Değişikliği Ne Demek?

İklim değişikliği (ya da küresel ısınma), gezegenimizin ısınma sürecine denir. Bilim insanları, insan aktivitelerinin Endüstri Devrimi’nden beri Dünya’nın yaklaşık olarak 1°C ısınmasına neden olduğunu tahmin ediyor. Bu sayı kulağa çok fazla gibi gelmese de insanlar ve vahşi yaşam için çok şey ifade ediyor.

Maalesef, yükselen sıcaklıklar sadece daha güzel havalara kavuşacağımız (Keşke!) anlamına gelmiyor. Aslında değişen iklim hava durumumuzu daha olağanüstü ve öngörülemez hale getirecek. Sıcaklıklar yükselirken, bazı bölgeler daha çok ısınacak ve çok fazla hayvan (ve tabii ki insanlar da!) değişen iklime uyum sağlayamadıklarını görecekler.

 

İklim Değişikliğine Ne Sebep Olur?

1. Fosil Yakıtların Yakılması

Sanayileşmiş ülkeler, geçtiğimiz 150 yıldan beri büyük miktarlarda petrol ve gaz gibi fosil yakıtlar yakmaktadır. Bu işlem sırasında atmosfere salınan gazlar, güneşten gelen ısıyı hapseder ve görünmez bir battaniye görevi görerek Dünya’yı ısıtır. Bu ‘Sera Gazı Etkisi’ olarak bilinir.

2. Çiftçilik

İster inanın ister inanmayın, ineklerin yeme alışkanlıklarının iklim değişikliğinde payı var. Tıpkı bizim gibi, inekler de yemek yediklerinde sindirim sistemlerinde metan (bir tür sera gazı) üretirler ve bir… pırt! ile salıverirler. Kulağa komik geliyor olabilir ama bu gazı atmosfere salan neredeyse 1,5 milyar ineğin olduğunu düşünürsek, bu kesinlikle önemli bir etkendir.



3.Ormansızlaşma

Ormanlar havadan büyük miktarda karbondioksit (diğer bir sera gazı) emer ve oksijen şeklinde havaya geri verir. Amazon yağmur ormanları bunu yapmakta o kadar büyük rol sahibi ve etkilidir ki, adeta iklim değişikliğini kısıtlayan bir klima gibi işler. Ne yazık ki birçok yağmur ormanı odun, palm yağı yapmak ve tarım arazileri, yollar, petrol madenleri ve barajların önünü açmak için kesiliyor.

İklim Değişikliği Gezegenimizi Nasıl Etkileyecek?

Dünya var olduğu milyarlarca yıl boyunca birçok tropik iklime ve buzul çağa ev sahipliği yaptı. Peki durum neden şimdi daha farklı? Bunun nedeni, son 150 yıldır insan faaliyetlerinin sonucu olarak Dünya atmosferine çok büyük miktarda zararlı gaz salınmasıdır ve kayıtlar küresel sıcaklıkların bu zamandan itibaren daha hızlı arttığını gösteriyor.

Daha sıcak iklim gezegenimizi çeşitli şekillerde etkileyebilir:

  • Daha fazla yağış
  • Değişen mevsimler
  • Küçülen deniz buzulları
  • Yükselen deniz seviyeleri

İklim Değişikliği Yaban Hayatı Nasıl Etkileyecek?

İklim değişikliği halihazırda tüm dünyadaki vahşi yaşamı etkiliyor ancak bazı türler bundan daha fazla muzdarip. Kutup hayvanları – buz ile kaplı doğal alanları daha sıcak havalarda eriyen- özellikle risk altındadır. Aslında, uzmanlar Arktik deniz buzunun şok edici bir oranda eridiğini söylüyor – her on yılda %9 oranında! Kutup ayıları avlanmak, yavrularını büyütmek ve uzun süre yüzdükten sonra dinlenmek için deniz buzuna ihtiyaç duyar. Halkalı foklar gibi bazı fok türleri, yavrularını büyütmek, beslemek ve çiftleşmek için karda ve buzda mağaralar yapıyor.

Tehlikede olanlar sadece kutup hayvanları da değil. Endonezya’nın yağmur ormanlarında yaşayan orangutanlar gibi maymunlar, yaşam alanları azaldıkça tehdit altında oluyor ve bölgede daha fazla kuraklık daha fazla orman yangınına neden oluyor.

Deniz kaplumbağaları, yumurtalarını bırakmak için çoğu yükselen deniz seviyelerinin tehdidi altında olan yuvalama kumsallarına güvenmek zorundadır. Yuvaların sıcaklığının yumurtaların erkek mi dişi mi olduğunu belirlediğini biliyor muydunuz? Ne yazık ki, artan sıcaklıklarla, bu erkeklerden çok daha fazla dişinin doğduğu ve gelecekteki kaplumbağa popülasyonlarını tehdit ettiği anlamına gelebilir.

İnsanlar İklim Değişikliğinden Nasıl Etkilenecek?

İklim değişikliği sadece hayvanları etkilemeyecek, hatta şimdiden bile insanlar üzerinde de etkisi olduğu söylenebilir. En çok etkilenenler, her gün yediğimiz yiyecekleri yetiştirenler. Çiftçilerden oluşan topluluklar, özellikle de gelişmekte olan ülkelerde yaşayanlar, yüksek sıcaklıklar, artan yağış, sellerle ve kuraklıkla yüzleşmekteler.

Biz İngilizler çay içmeyi (yaklaşık olarak her gün 165 milyon bardak) çok seviyoruz ama muhtemelen çayımızı yetiştirmek için ne kadar emek harcandığının kıymetini bilmiyoruz. Çevresel koşullar çayın lezzetini ve kalitesini etkileyebilir, ayrıca bitkilerin büyümesi için çok hassas bir ölçüde yağışa ihtiyaç vardır. Kenya’da iklim değişikliği, düzenli yağış miktarlarını giderek daha az tahmin edilebilir hale getiriyor. Çoğunlukla büyük miktarda yağışların ardından kuraklık olacak, bu da çay yetiştirmeyi çok zorlaştıracaktır.

Çiftçiler daha fazla para kazanmak için mahsullerini artırmaya ve bunun için de ucuz kimyasallar kullanmaya başvurabilirler, bu kimyasalların uzun süreli kullanımı topraklarını yok edebilecek olsa bile.

İnsanlar İklim Değişikliğiyle Nasıl Başa Çıkıyor?

Adil ticaret (gelişmekte olan ülkelerdeki üreticilere yardım etmeyi ve sürdürülebilirliği teşvik etmeyi amaçlayan organize bir sosyal hareket) ürünlerini satın almak, çiftçilere makul bir ücret ödenmesini sağlamaya yardımcı olabilir. Bu, maliyetlerini karşılayabilecekleri, iyi bir yaşam standardına sahip olmak için yeterli parayı kazanabilecekleri ve çevreye daha fazla zarar verebilecek ucuz tarım yöntemlerine başvurmak zorunda kalmadan mahsullerini sağlıklı tutmak için çiftliklerine yatırım yapabilecekleri anlamına geliyor.

Bu destek aynı zamanda çiftçilerin çok su alan okaliptüs ağaçlarını, toprak için daha verimli olan yerli ağaçlarla değiştirmelerine yardımcı olabilir. Ayrıca yakıt tasarruflu sobalar yapmayı öğrenebilirler ve bu onlara fazladan para kazandırmakla kalmaz, aynı zamanda toplulukların karbon ayak izini de azaltabilir.



İklim Değişikliğini Engellemek İçin Ne Yapabilirim?

Evindeki küçük değişimlerde fark yaratabilir. Enerji tasarruflu ampulleri değiştirmeyi deneyebilir, araba kullanmak yerine yürüyebilir, elektrikli eşyaları kullanmadığın zaman onları kapatabilir, gıda atığını geri dönüştürebilir ve azaltabilirsin. Tüm bu küçük şeyler bile fark yaratabilir.

Çevirmen: Zişan Aydınoğlu

Editör: Zübeyir Tosun