Ad

yeşil girişim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yeşil girişim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İklim Savunucuları Aranıyor! İklim Hareketinde Öncü Ol!

İKLİM GÖNÜLLÜSÜYÜZ, GELECEĞE YÜRÜYORUZ

Değerli dostlar,

Artık sadece “düşünen” değil, “eylemde olan” bir nesil var. Bizler yalnızca çevre sorunlarını konuşan değil, iklim krizine karşı bilinçli adımlar atan, umutla ve kararlılıkla hareket eden bir topluluğuz.

Biz İklim Gönüllüsüyüz!
Sadece çevremizi değil, zihniyetleri de dönüştürmek için çalışıyoruz. Her sokak temizliği, her atölye, her farkındalık kampanyası; yeni bir bilinç inşa ediyor.

Biz Çevre Öncüleriyiz!
Bir pankartla, bir mektupla, bir proje fikriyle...
Sessiz çoğunluk adına konuşuyoruz, doğa için kalpten gelen sesimizle yola çıkıyoruz.

Biz Gelecek İçin Görevliyiz!
Bu dünyayı emanet değil, görev olarak görüyoruz.
Görevimiz ne mi? Karbonu azaltmak, doğayı korumak, sürdürülebilirliği hayata geçirmek.

Biz İklim Sözcüsüyüz!
Bazen bir okul kürsüsünde, bazen bir belediye salonunda, bazen bir podcast kaydında…
Doğanın dili oluyoruz.

Biz İklim Savaşçısıyız!
Silahımız bilgi, kalkanımız dayanışma, stratejimiz sürdürülebilirliktir.
Bilimle, eğitimle, nezaketle mücadele ediyoruz.

Biz İklim Kahramanıyız!
Ve biliyoruz ki kahramanlık; pelerin takmak değil, küçük ama etkili adımlar atmaktır.
Bir fidan dikmekle, bir çocuğa çevre sevgisini aşılamakla başlar kahramanlık.

İklim Okulu olarak biz; bilgiyi, eyleme dönüştürenlerin okuluyuz.
İklim dostu bireyler, yeşil fikirli gençler, değişimin sesi olan herkes için buradayız.

Şimdi senden beklenen, bu çağrıya kulak vermen:
Sen de İklim Gönüllüsü ol!
Geleceği birlikte inşa edelim.



İşletmeler ve Belediyeler İçin Net Sıfır Karbon Rehberi

NET SIFIR KARBON: GELECEĞİN ZORUNLU YOL HARİTASI

Değerli dostlar,

Küresel ısınma, karbon emisyonları ve iklim değişikliği dediğimizde, karşımıza hep aynı kavram çıkıyor: Net Sıfır Karbon. Peki bu sadece bir çevreci slogan mı? Yoksa geleceği şekillendirecek gerçek bir stratejik hedef mi?

Bu yazıda "net sıfır" kavramının ne anlama geldiğini, neden bu kadar önemli olduğunu ve buna ulaşmak için neler yapılması gerektiğini birlikte ele alacağız.

NET SIFIR KARBON NEDİR?

Net sıfır karbon, atmosferimize salınan sera gazı miktarının, doğal ya da teknolojik yollarla dengeye getirilmesi demektir. Yani, bir kuruluşun ya da ülkenin saldığı karbon kadar karbonu dengeleyerek “net” olarak sıfıra ulaşması hedeflenir.

Bu şu demek:

• Fosil yakıttan enerji üretirken saldığımız karbonu,
• Ormanlar, karbon yutakları ya da karbon yakalama teknolojileriyle nötrlemek zorundayız.

NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ?

🌍 1,5°C hedefine ulaşmak için dünya genelinde emisyonların 2050’ye kadar net sıfıra inmesi gerekiyor.

📉 Ekonomik baskı artıyor. Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) gibi uygulamalarla, karbonu fazla salan ürünler daha pahalıya satılacak.

🏭 Sanayi dönüşüyor. Yüksek karbon salımı olan işletmeler sadece çevresel değil, ticari risk haline geliyor.

NASIL ULAŞACAĞIZ?

1. Karbon Envanteri Çıkarın
Önce ne kadar karbon salındığını bilmemiz gerekiyor. Kurumlar, şehirler ve bireyler için karbon ayak izi hesaplamaları artık şart.

2. Emisyonları Azaltın
Enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, elektrikli araçlar, yalıtım sistemleri gibi çözümlerle doğrudan azaltım yapmalıyız.

3. Karbonu Dengeleyin
Azaltılamayan emisyonlar için ormanlandırma, karbon tutma teknolojileri, biyochar ve benzeri yöntemlerle dengeleme yapılmalı.

4. Planlama Yapın: SECAP
Belediyeler için Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planları (SECAP) net sıfıra ulaşmak için somut yol haritaları sunar.

NET SIFIR KARBON HEDEFİNİN YARARLARI

✅ Daha düşük enerji maliyetleri
✅ İhracatta rekabet avantajı
✅ Daha sağlıklı bir çevre
✅ Yatırımcılar için güvenli liman
✅ İklim krizine karşı dirençli bir ekonomi

İKLİM OKULU’NDAN ÇAĞRI

Biz İklim Okulu olarak, net sıfır karbon hedefinin yalnızca bir teknik mesele olmadığını biliyoruz. Bu, toplumun zihniyet dönüşümüdür.

• Belediyeler için SECAP danışmanlığı
• Şirketler için karbon ayak izi hesaplama ve azaltım planları
• Okullarda ve STK’larda iklim eğitimi
• Gençler için yeşil meslek danışmanlığı
sunuyoruz.

Çünkü net sıfır, yalnızca çevrenin değil, ekonomik ve sosyal geleceğimizin de anahtarıdır.

Süleyman ÇETİN
Çevre Yüksek Mühendisi – Proje Uzmanı – İklim Okulu Kurucusu


İklim Değişikliği: Felaket mi, Fırsat mı?

İklim Krizi mi, Yoksa Fırsatı mı?

Değerli dostlar,

Uzun süredir iklim değişikliği üzerine konuşuyor, yazıyor, eğitimler düzenliyor ve farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Bu kelime artık hayatımıza öylesine yerleşti ki, “iklim” dendiğinde hemen ardından gelen “kriz” kelimesi neredeyse ezbere söyleniyor. Ancak bugün farklı bir pencereden bakalım istiyorum. Acaba iklim değişikliği yalnızca bir felaket habercisi mi? Yoksa aslında doğru bakıldığında yeni bir teknolojik dönüşümün, ekonomik vizyonun ve çevresel farkındalığın kapısını mı aralıyor?

Yeni Nesil Bir Dönüşüm: Elektrikli Araçlar ve Temiz Teknolojiler

Geleneksel fosil yakıtlı araçlardan elektrikli motorlara geçiş, yalnızca çevreci bir hamle değil; aynı zamanda ekonomik rekabetin yeni kulvarı. Bugün Almanya, Çin, Norveç ve ABD gibi ülkeler elektrikli otomobil üretimini ulusal öncelik haline getirirken, birçok gelişmekte olan ülke hâlâ bu değişimi yalnızca izliyor.

Ancak bu dönüşüm sadece otomobillerle sınırlı değil:

  • Tarımda elektrikli traktörler,

  • Belediyelerde elektrikli çöp kamyonları,

  • İnşaatta elektrikli iş makineleri,

  • Sanayide düşük karbonlu üretim sistemleri…

Bunların hepsi iklim değişikliği tehdidine karşı değil, fırsatına karşılık olarak doğdu. Kısacası, iklim krizi, sadece alarm değil; aynı zamanda bir yenilik ve yatırım çağrısıdır.

“İklim Krizi” Yerine “İklim Fırsatı” Demek Mümkün mü?

Elbette krizin fiziksel ve sosyolojik etkilerini görmezden gelemeyiz. Ama unutmamamız gereken şey şudur: Her kriz, bir uyum ve dönüşüm sürecini de beraberinde getirir. Bu noktada “iklim fırsatı” demek;

  • Gençleri yeşil meslekler konusunda eğitmek,

  • Üniversiteleri iklim girişimciliği merkezlerine dönüştürmek,

  • Belediyeleri iklim adaptasyonu liderlerine çevirmek demektir.

Fırsat, felaketi reddetmek değil; ona karşı hazırlıklı, vizyoner ve üretken olmaktır.

Peki Ne Yapmalı?

  1. İklim adaptasyonunu stratejik bir plana dönüştürmeliyiz.
    Yerel yönetimlerde SECAP gibi planları yaygınlaştırmalı,
    altyapı yatırımlarını iklim risklerine göre yeniden düşünmeliyiz.

  2. Yeşil sanayiye geçişi hızlandırmalıyız.
    Ar-Ge destekleriyle elektrikli araçlar, temiz enerji üretimi, enerji verimliliği teknolojileri gibi alanlarda yerli üretimi teşvik etmeliyiz.

  3. İklim farkındalığını ekonomik bilinçle birleştirmeliyiz.
    Bu konuyu sadece çevreci bir duyarlılık değil, bir kalkınma politikası olarak görmeliyiz.

Sonuç olarak: Artık Krizi Değil, Çözümü Konuşma Zamanı

İklim Okulu olarak biz, bu dönüşümün sadece teknik değil, sosyal ve zihinsel de olduğunu biliyoruz. Bu yüzden kriz kelimesini bazen bırakıp “iklim fırsatı” diyebilmek, belki de yeni çağın başlangıcıdır.

Çünkü gelecek, yalnızca kirlilikten değil; vizyonsuzluktan da kaybedilir.

Süleyman ÇETİN
Çevre Yüksek Mühendisi ve Proje Uzmanı



Yeşil Badana Gerçeği: Şirketler Ne Kadar Gerçekten Yeşil?

YEŞİLE BOYAMA: GÖRÜNDÜĞÜ KADAR YEŞİL MİSİN?

Değerli dostlar,

Günümüzde çevre dostu olmak, yalnızca etik değil, aynı zamanda ekonomik bir avantaj. Tüketiciler daha duyarlı, markalar daha çevreci görünmek için yarışta. Ancak bu yarışta bazıları gerçekten koşarken, bazıları sadece yeşil görünümlü bir kostüm giyiyor: Greenwashing, Türkçesiyle yeşile boyama ya da diğer çevirileriyle yeşil yıkama, yeşil aklama veya yeşil badana.

Yeşile Boyama Nedir?

Yeşile boyama, bir kuruluşun, ürünün ya da hizmetin olduğundan daha çevre dostuymuş gibi pazarlanmasıdır. 
Yani yeşil görünerek güven kazanmak, ancak arka planda çevreye zarar vermeye devam etmektir.

Nasıl Anlaşılır?

• Geri dönüştürülebilir olduğu iddia edilen ama gerçekte geri dönüştürülmeyen ambalajlar,
• "Doğa dostu" yazan ama içeriği plastik dolu ürünler,
• Bir ağacı kurtarırken, on ormanı yok eden şirket kampanyaları,
• Web sitesine bir yaprak görseli koyup karbon emisyonuna dair hiçbir veriyi paylaşmayan firmalar...

Hepsi birer yeşil badana örneği.

Yeşil Aklama Neden Tehlikelidir?

  1. Tüketiciyi yanıltır: Duyarlı bireylerin iyi niyeti suistimal edilir.

  2. Gerçek yeşil girişimcileri gölgeler: Doğru yapanlar, görünmez hâle gelir.

  3. Politikaları geciktirir: Şirketler “zaten çevreci görünüyoruz” bahanesiyle gerçek adım atmaktan kaçar.

Yeşil Olduğunu İspatlayanlar Ne Yapar?

• Şeffaf veri sunar.
• Emisyon hedeflerini ve yıllık performanslarını açıklar.
• Sürdürülebilirlik raporu yayımlar.
• Uluslararası bağımsız sertifikalara sahiptir (LEED, ISO 14001 vb.)

Yani renk değil, eylem konuşur.

İklim Okulu Olarak Neler Yapıyoruz?

İklim Okulu olarak yeşile boyamaya karşı farkındalık oluşturuyoruz.
Gerçekten çevreci olmak isteyen şirketlerle birlikte:

Karbon ayak izi hesaplıyoruz,
SECAP gibi stratejik eylem planları hazırlıyoruz,
Sıfır atık ve sürdürülebilirlik danışmanlığı sunuyoruz.

Yeşil görünüp griye boyanmak istemeyen herkes için buradayız.

SONUÇ OLARAK:

Yeşil görünmek kolay, yeşil olmak ise sorumluluk ister.
Kendi yaşamımızda da alışveriş yaparken bu soruyu sormalıyız:
"Bu ürün gerçekten yeşil mi, yoksa sadece boyanmış mı?"

Süleyman ÇETİN
Çevre Yüksek Mühendisi ve Proje Uzmanı



Almanya’dan Türkiye’ye İlham: Orman Adaptasyonu ve Karbon Dengeleme Projesi

ORMANLARDA YEŞİL DÖNÜŞÜM: ORMAN ADAPTASYON PROJESİ

Değerli dostlar,

İklim değişikliği sadece sıcaklık artışı değil; aynı zamanda toprağın, ormanların ve doğanın dengesinin bozulmasıdır. Avrupa ormanları bu değişimin en çok hissedildiği yerlerin başında geliyor.

Yalnızca Almanya’da 2018’den bu yana yarım milyondan fazla hektar orman yok oldu. Aşırı sıcaklar, kuraklık, fırtına ve böcek istilaları gibi sebepler, özellikle tek türden oluşan (monokültür) ormanları savunmasız bırakıyor.

İşte bu noktada Almanya'nın Thüringen bölgesindeki Schlegel Orman Adaptasyon Projesi, örnek alınacak bir uygulamaya dönüşüyor.

Projede Ne Yapılıyor?

🌲 Tek tip ladin ormanı dönüştürülüyor.
Pina Earth, %84’ü ladinden oluşan 471 hektarlık ormanı, çeşitli ve iklime dayanıklı türlerle yeniden düzenliyor. Göknar, kızıl ağaç, kayın, huş, kestane ve akçaağaç gibi farklı türlerle biyoçeşitlilik artırılıyor.

🌱 Genç ağaçların doğal büyümesi destekleniyor.
Ormanın kendini yenilemesi teşvik ediliyor.

🦌 Yaban hayatı dengeleniyor.
Hayvan popülasyonları korunarak orman ekosistemi güçlendiriliyor.

Bu dönüşümle birlikte 30 yıl içinde 27.000 tonun üzerinde karbondioksit atmosferden uzaklaştırılacak. Proje yalnızca karbon salımını azaltmıyor; biyoçeşitlilik, su kaynaklarının korunması ve toplum refahı gibi alanlara da doğrudan katkı sağlıyor.

Proje Hangi Hedeflere Katkı Sunuyor?

✅ Sağlıklı yaşam
✅ Nitelikli eğitim
✅ Temiz su ve sanitasyon
✅ Sorumlu üretim ve tüketim
✅ İklim eylemi
✅ Karasal yaşamın korunması

İklim Okulu'ndan Dersler

İklim Okulu olarak bu gibi projeleri yalnızca izlemiyor, onlardan ilham alıyor, öğreniyor ve kendi coğrafyamıza uyarlıyoruz.

📚 Bu projeler bize şunu öğretiyor:
• Ormanlar birer karbon yutağıdır,
• Biyoçeşitlilik iklim direnci için esastır,
• Yerel iklim eylemleri küresel mücadeleye destek verir.

Sizinle de Çalışabiliriz

Eğer siz de yerel orman alanlarınızda benzer projeler yapmak, karbon dengeleme stratejileri geliştirmek, iklim bilinci eğitimi vermek veya doğa tabanlı çözümler üretmek istiyorsanız, İklim Okulu sizinle iş birliğine hazır.

Süleyman ÇETİN
Çevre Yüksek Mühendisi – Proje Uzmanı – İklim Okulu Kurucusu



İklim Değişikliği Hangi Sektörleri Etkileyecek?

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNDEN EN ÇOK ETKİLENECEK SEKTÖRLER: TARIM, SANAYİ, ULAŞTIRMA

Değerli dostlar,

İklim değişikliği bir doğa sorunu değil, bir sistem dönüşümüdür.
Ve bu dönüşüm, ilk olarak ekonomik yapı taşlarını zorlayacak:
Tarım, sanayi ve ulaştırma.

Bunlar yalnızca büyük sektörler değil, aynı zamanda birbirine bağımlı zincirin ilk halkalarıdır.
Bu halkalar dönüştükçe, dalga dalga tüm alt sektörler de değişime zorlanacak.

1. TARIM: TOPRAĞIN DİLİ DEĞİŞİYOR

Kuraklık, mevsim kaymaları, aşırı hava olayları ve toprak tuzlanması…
Tarım sektörü, iklim değişikliğinin en ön cephelerinden biri.
Verimli topraklar susuz kalıyor, bazı bölgelerde ekim takvimi baştan yazılıyor.

Bu dönüşüm:

  • Sürdürülebilir sulama sistemlerini,

  • İklime dayanıklı tohumları,

  • Agroekolojik tarım uygulamalarını
    zorunlu kılacak.

Ve unutmayalım: Tarım sadece gıda değildir. Hayvancılık, tekstil, ilaç, kozmetik gibi onlarca alt sektör onunla birlikte şekil alır.

2. SANAYİ: KARBON AYAK İZİNİN YENİ TANIMI

İklim krizi, sanayinin üretim yapısına dokunmadan çözülmez.
Enerji yoğun sektörler, karbon salımında birincil kaynak.
AB’nin uygulamaya başladığı Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) gibi uygulamalarla sanayi artık sadece maliyet değil, karbon bilançosuyla da rekabet edecek.

Bundan sonra:

  • Atık ısı geri kazanımı,

  • Enerji verimli üretim tesisleri,

  • Yeşil bina ve ekipman dönüşümü
    zorunlu hâle gelecek.

Bu dönüşüm; kimya, çimento, çelik, plastik, tekstil, otomotiv gibi tüm alt sektörlere sirayet edecek.

3. ULAŞTIRMA: YOLLAR YEŞİL OLMAK ZORUNDA

Ulaştırma sektörü hâlâ küresel karbon salımının %25’inden fazlasını oluşturuyor.
İçten yanmalı motorlar, ağır taşıma filoları, deniz taşımacılığı, havayolu…
Hepsi radikal değişimle karşı karşıya.

Elektrikli araçlar, hidrojenli taşımacılık, akıllı şehir çözümleri, toplu taşıma yatırımları artık birer tercih değil, zorunluluktur.

Bu dönüşüm beraberinde akü teknolojisi, batarya geri dönüşümü, yazılım çözümleri gibi yepyeni alanları da büyütecek.

DALGA DALGA YAYILACAK DÖNÜŞÜM

Tarım, sanayi ve ulaştırma; birincil dönüşüm dalgasının merkezindedir.
Ancak bu dönüşüm:

  • Ambalaj üretiminden gıdaya,

  • Enerji dağıtımından inşaata,

  • Lojistikten perakendeye kadar
    tüm ekonomik yapıyı etkileyecektir.

İklim değişikliği bir kriz değil, dönüşüm zorunluluğudur.
Ve bu dönüşümün sancılarını değil, fırsatlarını konuşmalıyız.

Süleyman ÇETİN
Çevre Yüksek Mühendisi – Proje Uzmanı – İklim Okulu Kurucusu



Yeşil Ev Projeleri: Doğayla Uyumlu ve Ekonomik Yaşam Alanları

Yeşil Ev Proje Paketi: Doğayla Uyumlu, Sade ve Erişilebilir Yaşam Alanları

Hazırlayan: Süleyman Çetin
Çevre Yüksek Mühendisi | İklim Okulu Kurucusu

Giriş

Sürekli büyüyen kentler, artan maliyetler ve iklim krizi... Bu sorunlara cevap veren bir yaşam modeli var: yeşil ve minimalist evler. Daha az tüketim, daha az atık, daha fazla verim ve daha sade bir yaşam.

İşte bu nedenle, doğaya zarar vermeyen, enerji verimli ve estetik yaşam alanları sunan Yeşil Ev Proje Paketini oluşturdum.

1. Örnek: "Basit Yaşam Evi" (25 m²)

  • Tek katlı, ahşap yapı

  • Güneş paneli sistemi (off-grid)

  • Yağmur suyu toplama haznesi

  • Kompost tuvalet

  • Mini sebze bahçesi alanı

Kimler için?

  • Tek yaşayanlar, emekliler, sıfırdan doğaya dönmek isteyenler


2. Örnek: "Aileye Uygun Yeşil Ev" (45 m²)

  • 2 oda 1 salon

  • Yeşil çatı uygulaması

  • Doğal yızey kaplama ve yıl boyu havalandırma

  • Gri su geri kazanımı

  • Pasif güneş tasarımı ile enerji verimliliği

Kimler için?

  • çocuklu aileler, kırsala taşanlar, doğa dostu ev hayali kuranlar


3. Örnek: "Modüler Yaşam Alanı" (12 m² x 3)

  • Taşınabilir 3 modülden oluşan tasarım

  • Döşeme altı yızey izolasyonu

  • Minimalist iç plan (uyku + çalışma + oturma)

  • Güneş enerji paneli ve batarya kutusu

Kimler için?

  • öğrenciler, kamp alanları, bireysel atölye veya çalışma alanı isteyenler


Ek Bilgi: Yeşil Evlerde Kullanılabilecek Malzemeler

  • Bambu parke

  • Küreşel sertifikalı geri dönüştürülmüş izolasyon malzemeleri

  • Kil ve kireç bazlı duvar boyaları

  • Doğal taş ve ahşap uygulamaları


✅ Sunduğumuz Hizmetler

  • Örnek ev planlarının sunulması

  • Kendi arsanız için özel basit tasarım çalışması

  • Danışmanlık: malzeme, iklim verisi uyumu, yerel mevzuat

  • Fon bulma ve proje yazım desteği


İletişim

Bu tarz projelerle ilgileniyorsan veya kendi yaşam alanını doğayla uyumlu bir şekilde planlamak istiyorsan, benimle iletişime geçebilirsin:


“Azla Daha Çok” Yaşam Mümkün.
Sen de bu dönüşümde yer almak istersen, İklim Okulu ile birlikte çalışalım!



GreenTech İzmir, Yeşil Teknolojiler Girişim Hızlandırma Programı

Yeşil teknolojiler ve sürdürülebilirlik alanında faaliyet gösteren startupları hedefleyen ve Ajansımız tarafından bu yıl beşincisi gerçekleştirilecek olan girişim hızlandırma programı GreenTech İzmir 2022 başvuruları başladı.

Bu yılki teması “geri dönüşüm” olarak belirlenen programa tarım ve sanayi atıkları ile evsel atıkların geri dönüşümüne yönelik yenilikçi teknik, teknoloji, proses, malzeme, otomasyon çözümleri, yazılım ve hizmet üreten veya yerlileştiren tüm startuplar başvurabilir.


GREENTECH İZMİR NEDİR?

 Yeşil teknolojiler ve sürdürülebilirlik alanında faaliyet gösteren girişimcilere yönelik bir hızlandırma programı olan Greentech, 2018 yılından beri kurumsal aktörler ve girişimcileri buluşturmaya devam ediyor. Bu yıl beşincisi düzenlenecek olan program kapsamında tarım ve sanayi atıkları ile evsel atıkların geri dönüşümüne yönelik yenilikçi teknik, teknoloji, proses, malzeme, otomasyon çözümleri, yazılım ve hizmet üreten veya yerlileştiren startupların güçlendirilmesi amaçlanıyor.

Geri dönüşüm alanında faaliyet gösteren startuplar 6 haftalık hızlandırma  kampından sonra gerçekleştirilecek Demo Day etkinliğinde projelerini sektördeki kurumsal aktörlere (yerel yönetimler, ilgili özel sektör ve girişim sermayesi temsilcileri) sunacaktır.

GREENTECH İZMİR'e NASIL BAŞVURULUR?

Online olarak yürütülecek programa ülke genelinde faaliyet gösteren startuplar başvuru yapabilecektir. Startupların öncelikli olarak aşağıda belirtilen alanlarda geliştirdikleri ya da yerlileştirdikleri ürün ve hizmetleri kapsayan projeleri ile başvuru yapmaları beklenmektedir:

Evsel atıklar

  • Kaynağında ayrıştırma, toplama, taşıma (ölçme ve takip teknik/teknoloji ve sistemleri) ve işleme
  • Geri kazanım ve geri dönüşüm
  • Organik atıkların ayrıştırılması ve değerlendirilmesi (kompost, biyogaz vb. )
  • Karışık toplanan atıkların ayrıştırılması ve geri kazanımı
  • Çöp gazı/arıtma çamurundan enerji üretimi
  • Arıtma çamurlarının yönetimi
  • Deniz atıklarının toplanması ve bertarafı
  • Özel atıkların (ömrünü tamamlamış lastikler, atık pil ve aküler, elektronik atıklar, bitkisel ve madeni yağlar) geri kazanımı, geri dönüşümü ve bertarafı
  • Koku yönetimi

Sanayi atıkları

  • Kaynağında ayrıştırma, toplama, taşıma (ölçme ve takip teknik/tekloloji ve sistemleri) ve işleme
  • Atıklardan alternatif hammadde/ biyoyakıt üretimi
  • Gıda, kâğıt, plastik, geri dönüşüm sektörleri öncelikli olmak üzere sanayi atıklarının geri dönüşümü
  • Çevre duyarlı tehlikeli atık bertarafı
  • Endüstriyel simbiyoz uygulamaları
  • Atıksu geri kazanımı ve yeniden kullanımı

 Tarım atıkları

  • Atıklardan alternatif hammadde üretimi
  • Tarımsal kimyasal ambalaj atıklarının toplanması, taşınması, geri dönüşümü ve bertarafı
  • Kirletilmiş toprak ve su kaynaklarının iyileştirilmesi


ABOUT GREENTECH İZMİR

 Greentech is an acceleration program addressing entrepreneurs in green technologies and sustainability and has brought together corporate actors and entrepreneurs since 2018. The fifth rerun of the program this year aims to strengthen startups that produce or localize innovative techniques, technology, processes, materials, automation solutions, software, or services for the recycling of agricultural, industrial, and domestic waste.

Startups operating in recycling will participate in an 6 week acceleration camp, which will be followed by a Demo Day event where they will have the opportunity to present their projects to corporate actors (local administrations, representatives from the private sector, and venture capital investors).

The program will be online and available to startups from all around the country. Startups are to apply with projects addressing goods or services that they developed or localized primarily in the following areas:

Domestic waste

  • Sorting waste at the source, collecting, transporting (measurement and tracking techniques, technologies and systems), and processing
  • Recovery and recycling
  • Sorting and recovering organic waste (compost, biogas, etc.)
  • Sorting and recovering waste collected in a mixture
  • Generating power from landfill gas/sewage sludge
  • Sewage sludge management
  • Collecting and disposing of marine pollution
  • Recovering, recycling, or disposing of special wastes (expired tires, waste cells or car batteries, electronic waste, vegetative or mineral oils)
  • Odor control

 Industrial waste

  • Sorting waste at the source, collecting, transporting (measurement and tracking techniques, technologies and systems), and processing
  • Producing alternative raw materials/biofuel from waste
  • Recycling industrial waste with a priority in food, paper, plastic, and recycling industries
  • Eco-friendly hazardous waste disposal
  • Industrial symbiosis practices
  • Waste water recycling and recovery

 Agricultural waste

  • Producing alternative raw materials from waste
  • Collecting, transporting, recycling, and disposing of agrochemical packaging waste
  • Rehabilitating polluted soil and water resources


BAŞVURU KRİTERLERİ

Startup Faaliyet Alanı

Türkiye’de tarım ve sanayi atıkları ile evsel atıkların geri dönüşümüne yönelik yenilikçi teknik, teknoloji, proses, malzeme, otomasyon çözümleri, yazılım ve hizmet üreten veya yerlileştiren startuplar

Startup Aşaması

  • Prototip Aşaması
  • Erken Ticarileşme Aşaması
  • Olgunluk Aşaması


APPLICATION CRITERIA

 Activity Area

Turkish startups that produce or localize innovative techniques, technology, processes, materials, automation solutions, software or services for the recycling of agricultural, industrial, and domestic waste

Startup Phase

  • Prototype Phase
  • Early stage of commercialization
  • Maturity Stage

NEDEN KATILMALI?

 Startuplar

  • Pazara ve ürüne ilişkin teknik geri bildirim
  • Müşteri ve pazar doğrulama
  • Ar-Ge işbirliği fırsatları
  • Potansiyel müşteriler ile bir araya gelmek
  • Yatırım ve satış imkanları

Kurumsal Aktörler

  • İnovatif proje ve iş fikirleri ile tanışmak
  • Sektör içindeki yenilikleri açık inovasyon ve işbirlikleri ile hızlandırmak
  • Sürdürülebilirliğe ve Türkiye’de yeşil teknolojiler sektörünün gelişimine katkı sağlamak

WHY ATTEND?

 Startups

  • Technical feedback on your product and the market
  • Customer and market validation
  • Possibilities of R&D collaborations
  • Meet your potential customers
  • Investment possibilities

Institutional/Corporate Actors

  •  To access new ideas and pioneering projects
  • Accelerate the innovations within sector by open innovation and collaboration
  • To contribute to the growth of green technologies and sustainablity in Türkiye.


TAKVİM | CALENDAR

Başvurular (Applications): 3 – 31 Ekim | 3 – 31 October 2022 

——

Online Hazırlık Kampı (Boot Camp)4 Kasım – 16 Aralık | 4 November – 16 December 2022

——

Startup – Kurumsal Aktör Buluşma Günü (Demo Day): 21 Aralık | 21 December 2022

——

Başvuru için:  https://techin2b.com/events/greentech-zmir-2022-yesil-teknolojiler-girisim-hizlandirma-programi-basvuru-fo?Id=335

Girişimcilik 4.0 : Yeşil Girişimcilik ve Yeşil Girişim Örnekleri

Sanayileşme, hızla artış gösteren nüfus, modern yaşamın neden olduğu çevresel sorunlar dünyanın sonunu getiriyor. Çevre kirliliği, doğal kaynakların hızlı tüketimi ve biyoçeşitliliğin tükenmesi sürdürülebilir kalkınma hedeflerini gerekli kılıyor. Bu neticede sürdürülebilir projeler; teknoloji ile uyumlu, yenilikçi ve yaratıcı girişimcileri ön plana çıkarıyor. Çevreyi odağına alan yeşil girişimcilik bir diğer adıyla eko girişimcilik de, girişimcilerin ekosistemdeki yeni odağı. Peki yeşil girişimcilik nedir?

Dünyanın sürdürülebilirliğine katkıda bulunmak doğanın dengesi, ekonomi ve toplum için önemlilik arz ediyor. Bu anlamda gelecek nesillere daha yaşanası bir dünya bırakmak adına yeşil proje fikirlerine hayat veren girişimciler yükselişte.

Temel tanımıyla yeşil girişim, yenilikçi bir anlayışla çevreye en az zararı verecek ürün veya servis hizmeti sağlamak olarak ifade ediliyor. Özellikleri arasında sürdürülebilir olmak, çevresel koşulları iyileştirmek ve toplumsal olduğu kadar ekonomik anlamda da yenilikçi fikirler ile hareket etmek var.

Girişimcilik 4.0 : Yeşil Girişimcilik Nedir?

Girişimcilik kavramı ile ekoloji kavramının birleşmesi, eko girişimcilik yani yeşil girişimciliği ortaya koydu. Amaç çevre ve yeşili korumanın yanında ekonomik olarak da sürdürülebilir bir çevre yaratmak. Kısaca yeşil girişimcilik, geleceğe yönelik toplum ihtiyaçları için fayda ve değer üreten bir tür.

Günümüzde de doğal ve çevreye saygılı ürün ve hizmetlere olan talep artıyor. Bu kapsamda üretim yapan yeşil girişimler de önceliği doğaya ve ekonomiye veriyor. Karbon ve enerji kullanımını azaltmak bu girişimlerin başlıca hedefleri arasında. Aynı zamanda geri dönüşüm de önemli bir yere sahip.

Gelecek kuşakların çevre haklarını korumak adına sağlıklı ve zararsız bir kalkınma anlayışı çok önemli. Gelişen çevre bilinci ile tüketiciler hassas davranıyor. Özetle, çevreye duyarlı ürünler ve hizmetler satın alarak çevreye duyarlı ahlaki davranışlar sergiliyorlar. Tüketimde uzun dönemli düşünce anlayışı da ekogirişimcileri olumlu olarak etkiliyor.

Geleneksel Girişimlerden Farkı: Döngüsel Ekonomi

Eko girişim olarak da adlandırılan yeni girişim türü yeşil girişimciliğin amacı, doğaya ve çevreye verilen tahribatları azaltmak. Bu tahribatı azaltmak için çevre sorunlarını yenilikçi ve ekolojiye duyarlı çözümler ile birleştiriyor.

Fakat yeşil girişimcilerin tek amaçları çevreyi korumak değil. Aynı zamanda ekonomik açıdan da sürdürülebilir bir dünya yaratmayı hedefliyorlar. İçinde yaşadıkları toplumun yaşam kalitesini artırmak amacıyla yola çıkıyorlar. Çevresel olumsuz etkileri minimize ederek “sürdürülebilirlik” kavramını revize ediyorlar.

Diğer girişimcilerden farklı olarak eko girişimciler piyasadaki fırsatlardan yararlanarak girişimci çabalarının arasına sürdürülebilirliği de katıyor. Faaliyetleri arasında ise eko-turizm, geri dönüşüm, enerji verimliliği, sürdürülebilir hareketlilik, organik tarım, yenilenebilir enerji gibi faaliyetler bulunuyor.

Eko girişimci ekonomik olarak kârlı, sosyal değer yaratan bunun yanı sıra çevreye duyarlılığı esas alan ürün, hizmet veya iş modeli oluşturuyor.

Süleyman Çetin -  Greenfluencer  (@suleymancetinx)

Yeşil Girişimcilik Projelerine Hibeler Veriliyor

Dünyayı etkisi altına alan pandemiyle birlikte doğaya saygılı ürün ve hizmetlere olan ilgi arttı. Sürdürülebilirlik temelli proje ve fikirler yakın geleceğin en önemli iş alanlarını da oluşturma potansiyeline sahip.

Özellikle son yıllarda sosyal sorumluluk bilincinde olan yeşil yatırımcılardan ve popüler kitle fonlama platformlarından farklı teşvik ve yatırımlar alıyorlar. Farkındalığa sahip ülkeler yeşil girişimcilerin önünü açıyor. Yatırım almalarını sağlayacak birçok düzenlemeyi hayata geçiriyorlar.

GreenTech İzmir, Yeşil Teknolojiler Girişim Hızlandırma Programı

Örnek verirsek, Kalkınma Ajansları yeşil girişimlere yönelik özel desteklerini vermekten çekinmiyor. Ülkemizde de her geçen gün artış gösteren girişimcilik ekosisteminin gelişimi önümüzdeki dönemlerde yeşil girişimciliğin önünü daha da açacak gibi gözüküyor.

Türkiye’de yeşil girişimlere verilen desteklerin sayısında da her geçen gün artış söz konusu. Melek yatırımcılar, TÜBİTAK, teknoloji geliştirme alanlarının sağladığı desteklerin yanı sıra kamu kurumları da dahil olmaya özen gösteriyor.

Ekolojik hareketler, girişimciler için yeni bir Pazar olarak ortaya çıktı. Düşük karbon kullanımı, enerji tasarrufu sağlama ve temiz teknoloji gibi alanlara vurgu yapan yeşil girişimcilik, girişimcilik ekosisteminde yeni bir tür olarak kendine yer buldu. Çevre ve sosyal konulara olan duyarlılık girişimcilik ile birleşti.

Uzun vadede değer yaratan yeşil girişimciler, bu noktada geleneksel girişimcilerden ayrılıyor. Gelecek nesilleri düşünen, doğaya saygılı ve sürdürülebilirlik temelli çalışmalar ile kısa vadeli çözümleri ortadan kaldırdılar.

Artık tüketicilerin büyük bir çoğunluğu gezegeni kurtarmak adına fark yaratmak istiyor. Çevre dostu ürünler ve hizmetleri tercih ediyor. Özellikle inovatif çevre teknolojilerinden dikey tarıma; akıllı gıdalardan global yeşili koruyan politikalara kadar günümüzde kendini geliştiren çarpıcı başlıklar dikkat çekiyor.

Örneğin geliştirilen ecoDrone’lar ile geleneksel yöntemlere göre daha az maliyetli sonuçlar almak mümkün hale geliyor. Bir süredir gündemde olan dikey tarıma rağmen insanlar bitki yetiştirmek için organik toprağa ihtiyaç olduğunu varsayıyor. Oysa bu yenilikçi girişim fikirleri ile topraksız ve daha az su ile çeşitli bitkiler yetiştirilebiliyor.

En Hızlı Büyüyen Yeşil Girişim Örnekleri

Bugün geldiğimiz ve dünyayı getirdiğimiz noktaya bakınca bir şeylerin yanlış gittiğini açıkça görebiliyoruz. Yine de sorunların kaynağını tespit eden, bu sorunlara yönelik barışçıl öneriler getiren, harekete geçerek bizi sürdürülebilir çözümlere bir adım daha yaklaştıran girişimler yok değil. Biz de bu ilham verecek, size, belki de bilmediğiniz alanları gösterip yeni ufuklar açacak, merkezine doğayı alan yeşil girişimleri bir araya getirdik.

İnovatif Çevre Teknolojileri

Tüketicilerin yaklaşık yüzde 80’i, gelecek nesiller için gezegeni kurtarmak adına fark yaratabilmek istiyor. Bu tüketicilerin yüzde 66’sı çevre dostu ürünler ve hizmetler satın almayı tercih ediyor. Ecording, tüketicilerdeki bu arzuyu gören ve geliştirdiği inovatif yaklaşımlarla iş ortaklarını doğa dostu çözümler üretmesi için teşvik eden bir girişim. Bunu nasıl mı yapıyor? Geliştirdikleri, ağaçlandırılması gereken, ulaşılması zor alanlara havadan tohum topu atışları gerçekleştiren insansız hava araçları ecoDrone’lar ile. Doğal ekosistemdeki ağaçların toprağa düşen tohumlarla yeniden hayat bulmaları sürecinden esinlenilerek tasarlanan ecoDrone, 10 dakika içinde 2500 adet tohum topu atışı gerçekleştiriyor. Bu yenilikçi yapı, iklim krizine karşı uygulanan geleneksel yöntemlere göre %330 daha az maliyetli bir mücadele yöntemi. Ulaşılması zor alanlarda ekim kabiliyeti sağlayarak 6 kat daha verimli ağaçlandırmayı da mümkün kılıyor. Peki siz tüketiciler olarak ecoDrone’u nasıl kullanabilirsiniz? Anadolu Efes’in üretilen özel yeşil ürünlerine özgü kurumsal projesi ve bu girişimle tanışmanız, şişeler üzerindeki QR kodu okutarak ağaçlandırmaya katkı sağlayabileceğiniz en iyi örneklerden biri.

Kent Bahçeciliği

Dünya çapında kent bahçeciliği, sürdürülebilir bir yaşama açılan ilk pencere olarak görülüyor. Zira lokasyonunuza bağlı olarak bahçenizi yürüme mesafesindeki lokal arazilerde veya teras katlarında kurabiliyorsunuz. Bunun en iyi işleyen modelini Vancouver’daki The Fairmont Waterfront Hotel hayata geçirdi; yiyecek üretimi ve bitki seracılığı yapılan iki ayrı teras projelendirdi. Bu teraslardaki bitkiler hiçbir zirai ilaç, fosil yakıt veya başka zararlı kaynak kullanılmaksızın yetiştiriliyor ve buradan çevredeki marketlere dağıtılıyor. Yeşil teraslar aynı zamanda yağmur sularının yoğunluğunu dengeliyor, hava kalitesini artırıyor ve yeniden üretimin önünü açıyor.

Dikey Tarım

Havada bitki yetiştirme bilimi, besinlerinin tedarik zincirini kontrol etmek ve kendi taze sebze meyvesini yetiştirmek isteyen insanlar için yepyeni kapılar araladı. Tower Gardens ile yapılan dikey tarım birkaç senedir gündemde olsa da insanlar halen bitki yetiştirmek için organik toprak ve hektarlarca alana ihtiyaçları olduğunu sanıyor. Oysa tarımı yeniden düşünmeye teşvik eden bu girişimle, topraksız ve %95 daha az suyla çok çeşitli bitkiler yetiştirmeniz mümkün; evinizde bile. Bunun yanı sıra dikey olarak ilerlemek %90 daha az yer kullanımına da ihtiyaç duyduğu için geleneksel yöntemlere kıyasla size engel olan tek şey tavan oluyor. Bu da demek oluyor ki favori meyvelerinizi, sebzelerinizi ve bitkilerinizi dış mekânlar kadar LED ışıklar yardımıyla iç mekânlarda da yetiştirebiliyorsunuz. Bu kule mantığı, geleceğin tarımına da yön verecek gibi görünüyor.

Yeşil Tasarım Uzmanlığı

Dünya için ‘yeni normal’ olan dikey orman binalar, doğayı nasıl dönüştürecek biliyor musunuz? Yeşil tasarım uzmanları, özellikle hava kirliliğinden muzdarip Dubai, Meksika ve Çin gibi ülkelerdeki uzun binaların tamamını bitkilerle kaplayarak, onları, birer filtre olarak kullanmaya başladı. Örneğin, Meksiko’daki Manuel Gea Gonzalez Hastanesi’nin yüzeyindeki petekler günde yaklaşık 1000 otomobilden çıkan zararlı gazları absorbe ediyor.

Akıllı Gıdalar

Hayvansal ürünlerin yerine geçebilecek birer alternatif olma fikriyle ortaya çıkan yeni nesil akıllı gıdalar, birçok tüketici tarafından öncelikli gıda ürünleri olarak görülüyor. Beslenmede önemli bir yer tutan et, tavuk, süt ve süt ürünleri, balık ve balık ürünleri bugün birçok tüketici tarafından tedirginlikle tüketiliyor. Sürü sağlığını koruyabilmek için zorunlu olarak uygulanan önleyici hayvan sağlığı çözümleri ne yazık ki insan sağlığını olumsuz etkiliyor. Eğer gıdalar insanların besin ihtiyaçlarını karşılamak için üretiliyorsa, onların sürdürülebilir olduğu kadar sağlıklı olması da gerekiyor. Hyggefood Company Türkiye de bu açığı kapatacak bitkisel kaynaklı, sürdürülebilir ve besin değeri yüksek yeni nesil gıdalar üreten ilk Türk girişim şirketi. Türkiye’nin topraklarında yetişen binlerce özel bitkinin, tohumun içeriklerini gıda teknolojisiyle birleştirerek yeni nesil gıdalar üretiyor ve yoğun tempo içinde çalışan insanların yemek yeme deneyimlerini daha kaliteli ve sağlıklı hale getirmeyi hedefliyor.

Yeni Nesil Materyaller

Moda endüstrisinin dünyadaki su kirliliğinin %20’sinden sorumlu olmasına ve kumaşları üretmek ve boyamak için kullanılan zehirli kimyasalların birçok tekstil çalışanının sağlığını olumsuz etkilemesine karşı yeni nesil bir materyal kullanılmaya başlandı; deniz yosunu. Alman-İsrail firması Algalife, algleri kullanarak elyaf ve boya geliştirdi. Sıfır atıklı kapalı döngü bir model kullanan Algalife, yetiştirme sırasında sadece günışığına ve suya ihtiyaç duyuyor. Doğayla barışık olduğu kadar giyen kişinin cildine de zarar vermeyen bu yeni nesil boyarmaddenin keşfi, doğanın kendini iyileştirmesi adına akılcı bir çözüm olabilir.

Global Yeşili Koruma Politikaları

Günlük hayatımızda kullandığımız pek çok ürün bir şekilde ağaçların kesilmesine neden olarak üretiliyor. Ağaçların bu kontrolsüz kaybı da bugün mevcut sera gazı salınımının %20’sinden sorumlu. Greenpeace gibi çevre örgütleri ve bilinçli tüketiciler birçok firmayı bu konu ile alakalı önlem almaya zorluyor. Hershey Company, kullandığı palm yağının %100’ünün izlenebilir kaynaklardan geldiğinin garantisini veriyor. Ürünlerinde kullandıkları palm yağı üretilirken hiçbir ağacın kesilmediğinin garantisini veriyor.