Ad

BlueTech İzmir Mavi Girişim Buluşma Günü

 BLUETECH İZMİR BULUŞMA GÜNÜNE DAVETLİSİNİZ

İzmir Kalkınma Ajansı tarafından ikincisi düzenlenen, Türkiye’nin denizcilik teknolojileri alanında ilk girişimcilik programı olan BlueTech İzmir Deniz Teknolojileri Girişimci Hızlandırma Programının kamp süreci tamamlandı.

Deniz teknolojileri alanında çalışan 9 startup’ın, kamu kurumları, belediyeler, tersaneler, limanlar ve yatırımcılarla bir araya geleceği ve teknolojilerini anlatacakları buluşma gününe davetlisiniz.

7 Aralık Çarşamba Günü saat 13:30’te yüz yüze gerçekleşecek.

Etkinliğe çevrimiçi katılmak için zoom adresi: 

https://us02web.zoom.us/meeting/register/tZUpdeytpzIvGNYnHNtyh3nKi-MV9lC3foIp

Etkinlik yeri için : ( Originn - Bornova )

https://www.google.com/maps/place/Originn/@38.4566527,27.1849349,12.75z/data=!4m5!3m4!1s0x0:0x5ec1e166910f397b!8m2!3d38.449052!4d27.1890749


BLUETECH İZMİR HAKKINDA

Türkiye’de deniz teknolojileri alanında girişimci yükseltme programı olan BlueTech İzmir Programı, İzmir Kalkınma Ajansı tarafından 2021 yılında başlatılmıştır. Bu yıl ikincisi düzenlenen program belirlenen alanda faaliyet gösteren startuplar ile kurumsal aktörlerin bir araya gelmesiyle bölgeye yönelik çözümler odağında sinerjinin artmasını, İzmir’de mavi girişimciliğin ve yenilik ekosisteminin gelişmesini ve bölgenin bu alandaki konumunun güçlenmesini amaçlıyor.

Dünyada gerek gemicilik gerekse limancılıkta hava ve su kalitesi, verimlilik, riskler, maliyetler, sürdürülebilir yönetim odağında çok sayıda ve çok disiplinli teknoloji çalışmaları yürütülmektedir. Deniz taşımacılığında güncel eğilimler arasında olan dijitalleşme ve yıkıcı teknolojiler, liman otomasyonu (akıllı limanlar), liman 4.0, sürdürülebilir çevre konusundaki gelişmeler yeni alan ve fırsatlar tanımlamaktadır. Buna ilişkin bazı örnekler için İzmir Limanları Mevcut Durum Analizi ve Gelişim Perspektifi – Kuramsal Arka Plan çalışması incelenebilir.

İzmir 629 km kıyı şeridi, 16 limanı, yıllık 80 milyon ton üzerinde yük elleçlemesi ve diğer liman ve deniz taşımacılığı unsurları ile bahse konu teknolojilerin uygulanması noktasında iyi bir potansiyele sahiptir. BlueTech İzmir Programı, söz konusu potansiyel doğrultusunda teknoloji alanlarına İzmir’deki startupların yönelmesini ve bu anlamda bölge ekosisteminin güçlenmesini hedeflemektedir.

BlueTech İzmir Programı kapsamında çevreye duyarlı denizcilik teknolojileri, gemiler ve deniz yapıları için yenilikçi konseptler, sensör, otomasyon ve takip teknolojileri, ileri imalat, güvenlik, denizden enerji üreten teknolojiler, tersaneler, limanlar, marinalar öncelikli olmak üzere deniz teknolojileri alanında çalışan startuplar 6 haftalık eğitim ve mentörlük kampına alınarak yoğun bir hızlandırıcı sürecinden geçecekler. Eğitimlerini tamamlayan girişimler Demo Day etkinliğinde tersaneler, armatörler, kamu kurumları, belediyeler, meslek örgütleri gibi sivil toplum kuruluşlarına ürün ve hizmetlerinin tanıtımını yapma imkânına sahip olacaklar.

Tüm süreci online yürüteceğimiz BlueTech İzmir’e Türkiye’nin her yerinden girişimcileri bekliyoruz.

NEDEN KATILMALI?

Startuplar

  • Pazara ve ürüne ilişkin teknik geri bildirim
  • Müşteri ve pazar doğrulama
  • Ar-Ge için iş birliği fırsatları
  • Potansiyel müşteriler ile bir araya gelmek
  • Yatırım ve satış imkanları

Kurumsal Aktörler

  • İnovatif proje ve iş fikirleri ile tanışmak
  • Sektör içindeki yenilikleri açık inovasyon ve işbirlikleri ile hızlandırmak
  • Sürdürülebilirliğe ve Türkiye’de deniz teknolojileri sektörünün gelişimine katkı sağlamak

BAŞVURU KRİTERLERİ

Startup Faaliyet Alanı

Türkiye’de mavi ekonomi sektörlerinde faaliyet gösteren ya da bu alanda çalışma yapmak isteyen teknoloji tabanlı startuplar

Startup Aşaması

  • Prototip Aşaması
  • Erken Ticarileşme Aşaması
  • Olgunluk Aşaması

TAKVİM | CALENDAR

           16 Eylül – 12 Ekim | September – October 2022
Başvurular
——
Applications

6 Hafta | Weeks
Hazırlık Kampı
——
Boot Camp

 7 Aralık | December 2022
Buluşma Günü
——
Demo Day


BAŞVURU | APPLICATION

16 Eylül – 12 Ekim | September – October 2022

Başvuru formunu doldurarak programa başvuru yapabilirsiniz.
——
On the first year of the program, we accept applications only from Türkiye.

  BAŞVUR  

( Programa başvurular sona ermiştir, ilginize teşekkür ederiz. )

ABOUT İZMİR

 
İzmir has always been a city blessed with a natural harbor, which has allowed her to survive and thrive throughout history. The clearest indication of this is the direct correlation between the development of the port and the subsequent development of İzmir as a city within the last four centuries of the city. In light of this affirmation, we adopted the blue growth approach and identified the sea and sea-related issues as one of the main areas of focus for our regional development efforts.

ABOUT BLUETECH İZMİR

 
BlueTech İzmir, Türkiye’s very first startup acceleration program in the field of maritime technologies, was launched by the İzmir Development Agency in 2021. Organized for the second time this year, the program unites startups and corporate actors operating in a field identified to improve synergies in order to cultivate region-specific solutions while contributing to the improvement of the blue entrepreneurship and innovation ecosystem in İzmir and enhancing the region’s position in this area.

Numerous multidisciplinary technological studies are carried out around the world on air and water quality, efficiency, risks, costs and sustainable governance in both the shipping and port management industries. Digitalization and disruptive technologies, port automation (smart ports), Port 4.0, and progress toward a more sustainable environment, all of which are currently trending in maritime transportation, present new areas of exploration and opportunities. Please review the Current Situation Analysis and Development Perspective of the Ports of İzmir – Conceptual Background to examine relevant examples.

İzmir has good potential for applying these technologies thanks to its 629-kilometer coastline, 16 ports, annual cargo handling of over 80 million tons, and other port and maritime transport facilities. BlueTech İzmir Program aims to encourage startups based in İzmir to pursue that potential and focus on these technologies with the end goal of strengthening the regional ecosystem.

Under the BlueTech İzmir Program, startups active in the fields of environmentally sensitive maritime technologies, innovative concepts for ships and marine structures, sensor, automation and tracking technologies, advanced manufacturing, security, and technologies that generate electricity from the sea, shipyards, ports, marinas will participate in an intensive six-week training and mentoring camp to learn how to take their companies to the next level. Startups completing the training will have the opportunity to promote their products and services to shipyards, shipowners, public institutions, municipalities, and civil society organizations such as professional associations at a Demo Day event.

We would like to welcome entrepreneurs from all around Türkiye to the entirely online BlueTech İzmir.

WHY ATTEND?

 Startups

  • Technical feedback on your product and the market
  • Customer and market validation
  • Possibilities of R&D collaborations
  • Meet your potential customers
  • Investment possibilities 

Institutional/Corporate Actors

  • To access new ideas and pioneering projects
  • Accelerate the innovations within sector by open innovation and collaboration
  • To contribute to the growth of maritime technologies in Turkey and to the sustainability

APPLICATION CRITERIA

Startup Activity Areas


Technology-based startups currently operating in or looking to explore the blue economy sectors in Türkiye

Startup Phase

  • Prototype Phase
  • Early Stage Commercialization
  • Maturity Stage


SIKÇA SORULAN SORULAR

  • Program süresince İzmir’de bulunmamız gerekiyor mu?
Hayır, programla ilgili tüm süreçler Kovid-19 şartları gereği uzaktan (online olarak) yürütülecektir.

  • Programa sadece İzmir’de bulunan girişimler mi başvuru yapabilir?
Hayır, tüm Türkiye’den girişimlerin başvurusunu bekliyoruz.

  • Eğitimler/Mentörlük yüz yüze mi?
Hayır, eğitim ve mentörlük süreçleri uzaktan (online olarak) yürütülecektir.
  • Eğitim içerikleri nelerdir?
Eğitim konuları arasında ekip yönetimi, yaratıcı sunum hazırlama, iş geliştirme, pazarlama, satışa dönüştürme taktikleri, iş modeli stratejileri gibi konular bulunmaktadır.

  • Eğitimler için ne kadar vakit ayırmam gerekiyor?
Eğitimlerin yaklaşık 6 hafta sürmesi, haftada 2 veya 3 gün,  2-3 saatlik dersler şeklinde planlanmaktadır.

  • Başvuru veya program için bir ücret ödemem gerekiyor mu?
Hayır, program kapsamındaki tüm hizmetler ücretsiz olarak sağlanmaktadır.

  • Programa dâhil olmak için girişimimden hisse vermem gerekiyor mu?
Hayır, herhangi bir hisse veya ortaklık şartı bulunmamaktadır.


Ufuk Avrupa Projeleri Nedir? Ne Değildir?

Ufuk Avrupa programı hakkında -kamuda proje alanında çalışmaya başlayanlarca- çoook sorulan bir soruyu cevaplamak istedim. Eski adıyla ufuk2020 - horizon2020, IPA III, 2021-2027 dönemi adıyla Ufuk Avrupa projecilik dünyasının zirvesi sayılabilir. AB projesi olması ve yüksek bütçeli olması evet herkesi cezbediyor. Hem havalı, hem de özellikle belediyeler için çok cazip bütçe geliyor. Proje hazırlama alanında yeni yeni çalışan arkadaşlarım - büyüklerim de yükseği hedefliyoruz biz gibi düşünerek bu yola başvuruyorlar. 

Ancak unutulan bir konu var ki, proje = ekip işi. Tek kişi ile olacak mevzu değil. Ekip de yetmiyor hatta kurumun proje kültürü yerleşmiş olması gerekiyor. 

Hadi bizi Avrupa'ya gezdirmeye götür diyenlerin olayı kavraması gerekiyor. 

Avrupa Birliği projeleri hata götürmez. Bir çok kriteri var. Uygun yapmadığınız yada yaptıramadığınız faaliyetlerde bütçe ödenmez, cebinizden çıkar. Herkes proje kabul edilene kadar koşturur ancak sözleşmeler imzalandığında zoru görenler kaçışmaya başlayabilir. Süreli, bütçeli, kriterleri çok. 

He bu yapılamaz mı demek hayır tabi ki sadece gerçekçi olmak lazım. Eğer liderlik edebilecek biri olup, proje yazma, yürütme ve raporlama tecrübesi varsa ve başvurucu kurumun, proje kültürü varsa, proje ortaklarınız ve iştirakçileriniz ile iletişiminiz güçlü yani proje ekosistemi daha basit projelerle oluşmuş ve güçlü ise işte uygun başvuran sizsiniz :) 

ÖZETLE, önce daha basit projelerle biraz etrafınıza bu proje kültürünü yaymanız gerekiyor. Yada tecrübeliler ile iletişiminizi güçlü tutarak önce onların projesinde ortak, iştirakçi olmanız gerekiyor. Selamlar saygılar.

Çatıda GES Etüdü Nasıl Yapılır? (Resimli Anlatım)

1) Öncelikle hızlı bir etüt için İşverenden istenilecek ivedi evraklar alınmalıdır.

Evraklar:

a) Mimari Proje b) Son 12 aylık elektrik faturası

2) Çatıya çıkmadan önce YG odasına gidip tespitlerde bulunmalıdır. Nedir bunlar ? 

a) Trafo gücü nedir? b) YG Hücre tipleri nedir ? 

Eğer bir otoprodüktör hücre gerekecekse (ki bazı dağıtım şirketleri bunu istemekte) bu hücrenin konulabilmesi için yeterli alan var mıdır? 

c) Ölçü hücresindeki akım ve gerilim trafo oranları nelerdir? (iki adet çift yönlü sayaç konulması halinde çift sekonder akım trafosu gerekecektir. Kısacası hem akım trafosu hem de gerilim trafosunun en az çift sekonder olması gerekir. 

d) Ana dağıtım panosundaki TMŞ değeri nedir? (Bağlantı yapılabilmesi için 4 kutuplu olması şartı aranıyor.) Bunların hepsinin resimlenerek kayda alınması gerekir.

3) GES yapılacak fabrika veya tesisin telefon ile uydudan konumunu alın. Daha sonra, olması gereken, bir drone ile çatının komple bir bütün olarak fotoğraflarının çekilmesidir. Varsa gölge oluşturacak engeller (baca, silo, parapet, ağaç, yan bina...) onları da ayrıca fotoğraf çekin. Bazen bacalardan çıkan toz ve is gibi kirlilik oluşturan yerleri tespit edin veya buraya panel yerleştirmeyin.

4) Sonrasında çatıya çıkın. Çatıya çıkarken dikkat edin çünkü bazen forklift ile çıkmak zorunda kalabilirsiniz.

Çatıda : 

a) Hadve aralıklarını ölçün. 

b) Tepedeki birleşim yerinin genişliğini ölçün. Burası genelde yürüyüş yolu olarak kullanılmakta. 

c) Çatının ve çatıların eğimini ölçün. (Genelde telefon ile ölçülüyor ancak bazen yanlış ölçülebiliyor. Dolayısıyla açı ölçerli bir lazermetre almanızda yarar var. Hem uzunluk hem de açı ölçüyor) 

d) Baca ,silo, ağaç, yan bina gibi gölge oluşturacak yapıların en ve boylarını ölçün. 

e) Tesisi aydınlatmak amacıyla çatıya polikarbon çatı malzemesi koyuluyor. Bunun da yine en ve boyunu ölçün. Ayrıca polikarbon üzerinde asla yürümeye çalışmayın, Çünkü bastığınız an kırılıp yere düşme olasılığınız var ki böyle kazalar oldu.

f) Yukarıda saydıklarımızı ayrıca resimleyin, çünkü lazım olacak.

5) İnverter odasını İşveren ile beraber belirleyin. İnverter odası bağlantı yapılacağı trafo ADP odasının yakınına konulmasında özellikle maddi olarak yarar var. Bunun yanında çatıdan DC kabloları ineceğiniz yeri de mutlaka görün. İnverter odası DC kabloların indiği yere (bina tarafına) konulabiliyorsa ne ala.

6) Drone ile çektiğiniz kuşbakışı resimde inverter odası, trafo postası ve kablo güzergahlarını paint yardımıyla çizin. Aralarındaki mesafeyi de buraya yazın.

7) Tüm bunlar bittikten sonra tüm verilerinizi 3boyutlu grafik programında çizerek projeyi görme vakti.

EK BİLGİLER:

+ Çatı üzerinde çatı bitim noktası itibari ile kuzeyde kalan yükseklikleri dikkate almanıza gerek yok bazen kuzey olarak son noktada onlarda klima dış ünitesi HAVALANDIRMA borusu fan çıkışları olabiliyor veya parapet kuzey tarafta ise hiç önemi yoktur.

+ Mevcut yapıya ek yük geleceği için deprem performans analizi de gerekecektir. 

+ Yapı çatısına yıl boyunca gelen güneş açısı ve enerji değerlerini kontur grafiği şeklinde Revit aracılığıyla da alabilirsiniz.










İklim Değişikliğinde 1.5 Derece Nedir?

Neden 1.5 Derecede Israrcıyız?

IPCC’nin hazırladığı 1,5 Derece Küresel Isınma Raporu, hükümetler tarafından imzalandı. Buna göre sera gazı emisyonları mevcut şekilde devam ederse, küresel ısınma 2030-2052 yılları arasında 1.5 dereceyi geçecek.

Peki ya sonra ne olacak?

• Deniz seviyesi yükselecek ve bu yaklaşık 11,7 trilyon dolar zarara yol açacak,

• Küresel ölçekte, hayvancılıkta %10 kayıp yaşanacak,

• Dünyanın yarısından fazlası öldürücü sıcaklıklara maruz kalacak.

1.5 derece Neden Önemlidir 

Çünkü bir buçuk derece eşik sıcaklık değeridir. Eğer üstüne çıkarsa geri dönülemez sonuçlar doğuracağı için önemlidir.

Doğa kendi normalini arayacak ve bu sefer biz ona uyum sağlamaya çalışacağız. Tüm bunların yaşanmaması için bugünden uyum sağlamanın faydası var, zararı yok.

Her güne, doğanın bize verdiği değişim fırsatını fark ederek başlasak nasıl olurdu?

#bibuçuktakalsın Küresel ısınma 1.5 derecede kalsın!


Küresel İklim Değişikliğine Genel Bakış

İklim değişikliği günümüzde üzerinde çok tartışılan ve etkilerini her geçen gün hissettiğimiz bir durumdur. İklim kısaca bir bölge veya ülkedeki uzun yıllar hava durumunun ortalaması olarak adlandırılabilir. Yani o bölgedeki hava olaylarının genel davranışı hakkında bizlere bir çerçeve sunmaktadır. İklim değişikliği ise iklimdeki süre gelen değişiklikler olarak tanımlanabilir. 
Belirli bir bölgede, iklimde devam eden değişimlerin söz konusu olması iklim değişikliğinin varlığını kanıtlamaktadır. Çeşitli parametrelerin uzun dönem verilerine bakarak gerçekleşen bu değişimi gözler önüne sermek mümkündür. Araştırmacıların, organizasyonların ve kuruluşların iklim alandaki çalışmaları yaşanan değişimleri açıkça göstermektedir. 

Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) tarafından gözlemlenen, küresel yüzey sıcaklığı, deniz seviyesi, Arktik Denizi’ndeki buzulların içeriği gibi parametreler iklim değişikliğinin etkilerini kamuoyuna sunmaktadır. Bu kayıtlara göre, 1951-1980 yılları arasındaki uzun dönem ortalamaları baz alınarak, küresel yüzey sıcaklık ortalamalarındaki değişimler Şekil 1’de yer verilmiştir. En sıcak yıllar, 1998 yılı haricinde geçtiğimiz 20 yılda yaşanmıştır. Bu durumda, 2000’li yıllardan itibaren küresel yüzey ortalama sıcaklıklarında rekor seviyelerde artışlar gözlenmiştir.  
 
Şekil 1. Küresel yüzey sıcaklıklarındaki değişimler (1880-2020 dönemi/ 1951-1980 uzun dönem ortalama sıcaklıkları baz alınmıştır.) 


İklim değişikliği etkilerine bir diğer önemli gösterge, küresel deniz seviyesindeki değişimlerdir. Bu değişimler (Şekil 2 ) eriyen buzul tabakaları ve bu tabakalardan eklenen su ve deniz suyunun ısındıkça genleşmesinden meydana gelmektedir. Kıyı gelgit ve uydu verilerinden elde edilen grafik, 1900’lü yıllardan başlayıp 2018 yılına kadar deniz seviyesinde değişimi göstermektedir. Artı (+)simgesi ile gösterilen faktörler deniz seviyesine katkı sağlarken, eksi(-) simgesi ile gösterilenler deniz seviyesinde azalmalara neden olmaktadır. Bu faktörler deniz seviyesini etkiledikleri anda belirlenmektedir. 
 

Şekil 2.  Küresel Deniz Seviyesi Değişimi (1900-2018) (NASA)

Ayrıca 1993 yılından günümüze uzanan dönemde uydular tarafından kayıt altına alınan deniz seviyesi değişimine(mm) Şekil 3’te yer verilmiştir. Deniz yüksekliği değişimi 101.2 mm olarak kayıt edilmiştir.
Şekil 3. Deniz seviyesindeki değişimler(mm) (1993-Günümüz)

Bunlara ek olarak iklim değişikliği etkileri Arktik Denizi buzullarında açıkça görülmektedir. Arktik’teki buzullar her yıl eylül ayında minimum alana ulaşmaktadır. Bu buzulların, 1981-2010 yılları uzun dönem ortalama genişliğine kıyasla, her on yılda %13 oranında küçülme görülmüştür. Şekil 4’te verilen grafik her yıl eylül ayında yapılan gözlemlerin günlük ortalaması şeklindedir. 
Şekil 4. Arktik deniz buzunun her yıl eylül ayındaki alanı 


Kaynak: https://climate.nasa.gov/

Kuraklığın Küresel Boyutu - Güncel

Dünya medyası geçen hafta tuhaf bir şekilde Finlandiya Başbakanı Sanna Marin'in dans etme alışkanlıklarıyla meşgul olurken, devam eden küresel kuraklık ve diğer aşırı hava olayları geniş ölçüde eksik rapor edildi.

İklim krizinin körüklediği aşırı hava olayları artık her kıtayı ve milyonlarca insanın hayatını ve geçim kaynaklarını etkiliyor. 

Sadece birkaç örnek:

• Avrupa'daki kuraklık, şu anda kıtanın üçte ikisini etkileyerek 500 yılın en kötü kuraklığı olduğu belirtiliyor.

• Çin, benzeri görülmemiş 70 günlük sıcak hava dalgası yaşıyor.

• Afrika, 10 milyon çocuğu etkileyen onlarca yıldır iklimle ilgili en kötü acil durumla karşı karşıya.

• ABD'de aşırı kuraklıklar çiftçileri kendi mahsullerini yok etmeye ve hayvanlarını satmaya itiyor.

• Afganistan'da su kıtlığı ve kuraklıktan mahvolan mahsuller milyonlarca insani yardıma muhtaç hale getirdi.

• Pakistan'da yaşanan sel baskınlarında 33 milyondan fazla insan yerinden edildi ve 1000'den fazla kişi öldü.

• Kuzey Kutbu'ndaki Svalbard takımadaları , dünyanın geri kalanından yedi kat daha hızlı ısınarak geçim kaynaklarını etkiliyor ve buzulların yok olmasına neden oluyor. Bölgede yakın zamanda yapılan keşif gezisinde üzücü tablolar görülüyor.



Tüm bu aşırı iklim olayları, sırayla küresel bir enerji krizine neden oluyor. Sadece Avrupa'da bu yıl, su varlığı yüzde 20 azaldı. Aynı zamanda, su reaktörlerini soğutmak için kullanılan su  çok sıcak olduğu için nükleer santraller kapatılıyor.

Bunun yanında enerji kaynakları tükenirken, klima ve sulama gibi ihtiyaçlara talep artıyor. Bu olay silsilesi, hükümetlerimiz tarafından sübvanse edilen, gezegene zarar veren petrol gibi fosil yakıtların kullanımının artmasına neden oluyor.

Daha umutlu olan kısım da, bazı siyasi liderler bize çözümlerin var olduğunu gösteren önemli bir #İklimEylemi gerçekleştiriyor. 

Bu hafta Fransa'nın fosil yakıt reklamlarını yasaklayan ilk Avrupa ülkesi olduğunu ve Kaliforniya'nın 2035 yılına kadar benzinli arabaları yasakladığını ilan ettiğini güncel olarak gördük.

Çözüm işbirliğinde. İklim Okulu olarak yenilikçi girişimlerden ve iklim, çevre ve enerji eksenli projelerde sizleri bilgilendiriyoruz. Bunda senin oynaman gereken bir rol var. Bugünden itibaren, iklim okulunun hesaplarını takip ederek destek verebilirsiniz.

e-posta: iklimokulu@yandex.com

Sadece Karbon Emisyonuna Odaklanmak (Karbon Tüneli Vizyonu)

"Carbon tunnel vision", yani Türkçe düşünecek olursak "Sadece Karbona Odaklanmak" Nedir? Ne demektir bunu bu yazımızda ele alacağız.



Son BM iklim değişikliği zirvesi yani COP26, Glasgow'da devam ederken, dünya liderlerinin ve kilit paydaşların çoğunluğu arasında, küresel ısınmayı 1.5 derecede tutma hedefi için çok daha fazlasının yapılması gerektiği konusunda fikir birliği olmuştu. Ancak zirvede bir çok mesele uzun uzadıya konuşulmasına rağmen yeterli derecede eyleme geçilemediği görülüyor.

Küresel iklim krizine çözüm için, hibeler ve işbirliği ile desteklenen devletlerin, verdikleri taahhütler ile birlikte küresel olarak eyleme geçmesi gerekmektedir. Tek başına çalışmalar yapan ülkeler veya kuruluşlar ile bu iklim hedeflerine ulaşılamaz. Özellikle Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarından SKA 13 - İklim Eylemi ile iklim konularını sürdürülebilirlik gündeminden ayıramayız.

İklim Krizinin Etkilerini Anlamak için Perspektifi Geniş Tutmalıyız

Sadece karbon emisyonlarına odaklanmak, diğer sürdürülebilir kalkınma amaçlarını göz ardı edip yalnızca net sıfır karbon emisyonu için çaba sarf etmektir. Karbon tüneli vizyonu, olarak adlandırılan bu bakış açısının sıkıntılı olduğunu Maastricht Sürdürülebilirlik Enstitüsü'nden Jan Konietzko yaptığı tasarım ile güzel özetlemiştir.

Sosyal medyada 'karbon tüneli vizyonu' sloganı sürekli dile getiriliyor. Akıllıca bir kelime oyunu yapılarak aslında memnuniyetsizlik dile getirilmiş ve iklim zirvelerindeki karar vericilerin neye odaklandığını çok özet şekilde anlatan bir çalışma hazırlanmış. Yani son derece yerinde bir gözlem. Net sıfır emisyona ulaşırsak, ancak insan haklarını göz ardı edersek veya biyoçeşitliliği koruyamazsak, bu insanların ve gezegenin refahı için ne anlama gelir ki?

İklim krizinde çevresel etkiyi yalnızca karbon "nötr" ile değerlendirmek yanıltıcıdır.

Bu terimleri öğrenmek iklim değişikliği savunucuları, aktivistleri, iklim değişikliği uzmanları, iklim öncüleri ve iklim gönüllüleri için son derece önemlidir. Bazen çevirilerde bu gibi terimler tam anlaşılamamaktadır. İklim Politikalarını daha iyi anlamak için iklim okulu'nun sosyal medya hesaplarını takip etmenizi öneririz.

Devlet ve Özel Sektör Arasındaki İşbirliği Güçlenmeli

İklim değişikliği, tek bir konuda mücadele ile olacak bir kriz değil, iklim politikalarına bütüncül bakılması gerekmektedir. Doğa tahribatını ve iklim değişikliğini düşündüğümüzde daha büyük resme odaklanmamız lazım.

Devletler arasındaki iklim değişikliği koordinasyonunun yanı sıra, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının (SKA'ların) ve Paris Anlaşması'nın gerçekleştirilmesinde ve uygulanmasında özel sektörü, önemli bir ortak olarak kabul etmeli ve karbon emisyonunun dışında diğer hedeflere ulaşmak için daha fazla dahil etmeliyiz.