Ad

iklim değişikliği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
iklim değişikliği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

iklim okulu Amacı, Vizyon, Misyon ve ilkeleri Nelerdir?

İklim Okulu Kimdir?

İklim Okulu, iklim uzmanları tarafından Dünya'da, 5 Haziran Günü kutlanan Dünya Çevre Günü'nde (World Environment Day) kurulmuştur. İklim Okulu uzmanlarının önerileriyle 2022 yılı itibariyle  5 Haziran’ı içine alan hafta ülkemizde Türkiye Çevre Haftası olarak kutlanmaya başlanmıştır. Amacımız iklim adaptasyonuna öncülük ederek iklim krizi ve bu krizin getirmiş olduğun eşitsizliklerin önüne geçmek ve uzmanlar olarak ilgilileri ve karar vericileri teknik olarak bilgilendirmektir.

Vizyonumuz

Çocuklar, gençler, ulusal ve yerel karar vericiler başta olmak üzere toplumu iklim değişikliğine bağlı etkilerin ne kadar ciddi olduğu hakkında bilgilendirmek, toplumu harekete geçirmek, iklim adaptasyonuna karşı fikirler, projeler ve çözümler üretmek için çeşitli eğitim, seminer, çalıştay ve etkinlikler düzenlemektir.

Misyonumuz

İklim değişikline bağlı afetlerin gerçekleşmeden önce iklim adaptasyonunun sağlanmasında ve oluşacak afetlerin çözümünde öncülük etmek, çalışmalarımıza yeni iklim savunucularını dahil ederek iklim politikalarının çocuklar, gençler ve kadınlar başta olmak üzere dezavantajlı kişilerin lehine olmasını sağlamak için bilinçlendirme faaliyetleri düzenlemektir.

Hak Temelli Yaklaşım Kapsamında Odak Alanlarımız:

(Hak temelli yaklaşım nedir? diyenler için: kaynak)
  • Çevre ve Ekolojik haklar
  • Çocuk hakları
  • Eğitim ve öğrenim hakkı
  • Dijital haklar
  • Gelişme Hakkı
  • İletişim hakkı, ifade medya ve basın özgürlüğü
  • Hayvan hakları
  • Kültürel haklar
  • Sağlık hakkı
  • Sürdürülebilir kırsal ve insani kalkınma
  • Ulaşım hakkı
  • Şeffaflık ve bilgiye erişim hakkı
  • Ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik

Temel Değerlerimiz ve İlkelerimiz

Etik ve ahlaki; şeffaf ve güvenilir; bilimsel ve yenilikçi; işbirliği ve destekçi.

İklim Okulu,

  • Küresel sorumluluk bilincinde,
  • Gücünü bilim ve sanattan alan,
  • Apolitik, tarafsız ve her görüşe eşit mesafede,
  • Şeffaf ve yatay hiyerarşiye sahip,
  • Sorgulayıcı ve özgür düşünce ile yol alan,
  • Gönüllülüğe ve birlikte çalışmaya önem veren,
  • Ön planda sürdürülebilirliği tutan,
  • Kapsayıcı olup herkesi kucaklayan,
  • Sevgiyi ve barış benimseyen ilkelerle hareket eder.
* İklim Okulu, yaptığı çalışmalarla BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'na katkı sunmaktadır.

Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı (SECAP) Nedir?

Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı (SECAP) NEDİR?

Sustainable Energy and Climate Action Plan yani Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı'nın kısaltmasıdır.

Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı yani kısa adı secap ve okunuşu sekap, hazırlığı iklim değişikliğiyle mücadele için atılacak en önemli adımlardan biridir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Bağcılar Belediyesi SECAP raporlarını hazırlamaktadırlar. Umuyoruz ki bu belgeler Türkiye’deki diğer belediyelere örnek teşkil eder ve ülke genelinde SECAP hazırlıkları kapsamında uyum ve azaltım uygulamalarına hızlı bir geçiş yapılır.

SECAP Ne İşe Yarar?

Belediye Başkanları Sözleşmesi'ne (Covenant of Mayors - CoM) imzacı belediyelerin 2030 yılına kadar sera gazı azaltım taahhütlerine nasıl ulaşacağını gösteren kilit belgedir.

SECAP Neden Önemlidir ve Nasıl Hazırlanır?

SECAP, iklim değişikliğiyle mücadele etmek için belediyelerin SECAP dokümanını hazırlayıp bölgelerinde uyum ve azaltım aksiyonları uygulayabilmeleri kentlerin sera gazi emisyonlarını azaltır. Bu hem ülkeler hem Dünya genelinde iklim değişikliğiyle mücadeleyi güçlendirir.


SECAP hazırlığıyla ilgili daha fazla bilgi edinmek ve proje işbirliği için iletişim sayfamızdan yazabilirsiniz :) 

SECAP Hazırlama Rehberi ?

İklim ve Enerji için Belediye Başkanları Sözleşmesi, yerel iklim ve enerji çalışmaları için iddialı bir girişimdir. Bu rehber, imza sahiplerine SECAP'larını geliştirmeleri için bir dizi metodolojik ilke, prosedür ve iyi uygulama örnekleri sağlar. Bu belgenin 1. Kısmı SECAP süreciyle ilgilidir. 2. kısmı belediye değerlendirmelerinin (BEI ve RVA) detaylandırılması hakkında bir fikir verirken, son olarak 3. kısım ise yerel düzeyde uygulanabilecek teknik konuları, önlemleri ve politikaları açıklamaktadır.

SECAP Hazırlama Rehberi'ni daha detaylı anlattığımız yazımızı da okuyabilirsiniz;

https://www.iklimokulu.com/2022/08/secap-rehberi-enerji-iklim-plani-hazirlama.html


İklim Okulu
 eğitim ve proje alanında;
  • Yerel Yönetimlere SECAP Hazırlama Teknik Desteği, 
  • İşletmelere Sürdürülebilirlik Eğitimleri, 
  • Kurumlara Enerji Verimliliği Fizibilitesinin Hazırlanması, 
  • Kurumsal Karbon Ayak izi ve Karbon Emisyon Hesaplanması,
  • Eğitim Kurumları için İklim Zirvelerine Hazırlık Eğitimleri, 
  • İklim, Çevre ve Enerji konulu Avrupa Birliği, UfukAvrupa, Erasmus+, Tübitak ve Yerel Proje Ortaklığı, 
  • Sertifikalı İklim Değişikliği Uzmanlığı (Onaylı), 
  • "Türkiye Çevre Haftası" Kapsamında Etkinlik Desteği vermektedir.



İklim Değişikliği Sağlığımızı Nasıl Etkiler?

 İklim değişikliğinin en önemli yan etkilerinden biri sağlık üzerindeki etkisidir. iklim değişikliğinin ekonomik sonuçlarının bir parçası olarak değerlendirilmesi gereken bir iklim riskidir. Aşağıda, ABD'den etkiyle ilgili bazı rakamlar verilmiştir:

  • Aşırı hava olayları son iki yılda 200'den fazla ölüme yol açtı,
  • Orman yangınları sırasında solunum sendromu yüzde 25 artıyor,
  • Su kaynaklı salgınların %51'i aşırı yağış olayları takip etti,
  • Ekim 2012'de Sandy Superstorm'dan 159 ölüm oldu, Sandy Kasırgası, Sandy Superstorm olarak da anılır, 2012'de Atlantik kıyısında meydana gelen kasırga en ölümcül, en yıkıcı ve en güçlü kasırgadır.
  • 1999'dan 2010'a kadar 7.415 ölüm ise aşırı sıcaklığa bağlandı,
  • İklim değişikliğinin neden olduğu aşırı sıcaklık nedeniyle bu yüzyılın sonundan önce 150.000 Amerikalı ölebilir,
  • Çocuklar, yaşlılar ve yoksullar sıcaklığa bağlı hastalıklara karşı daha savunmasızdır,
  •  

  • İklim sağlığınızı nasıl etkiler: Vektör kaynaklı hastalıklar
  • Sıcaklık yükseldikçe, Lyme hastalığı taşıyan kenelerin menzili genişleyecektir.
  • Lyme hastalığı insidansı 1991'den 2013'e iki katına çıktı. İnsidans, tıpta risk altındaki sağlam kişilerin belirli sürede, belirli bir hastalığa yakalanma olasılığını gösteren ölçüttür.

İklim krizinden Etkilenen 6 Sektör ve Çözüm Önerileri

 Dünya, kayıtlı tarihin herhangi bir noktasından daha hızlı ısınıyor.

Isınma devam ederse, gezegen üzerinde yıkıcı bir etkiye sahip olacak, kıyı boyunca evleri açlığın sular altında bırakmasının yanı sıra daha fazla orman yangını, kasırga ve kuraklığa neden olacak.

Ancak birlikte, insanlık bu etkilerin en kötüsünden kaçınabilir. Bunu yapmak için, sıcaklıklardaki artışı sanayi öncesi seviyelerin ortalama 1,5°C üzerinde sınırlamalıyız. İnsan kaynaklı ısınma, 2017 civarında 1°C işaretine ulaştı.

1,5°C işaretinin altında güvenli bir gelecek sağlamak, dünyanın 2030 yılına kadar yıllık 30 gigaton sera gazı emisyonunu azaltmasını gerektiriyor. Ulaşım ve sanayi yeterli değil. Akıllı şehirler inşa etmek ve ormansızlaşmayı ve gıda israfını engellemek de dahil olmak üzere arazimizi ve kaynaklarımızı daha verimli yöneterek karbon emisyonlarını azaltmamız gerekiyor.

Peki İnsanlık Oraya Nasıl Gidebilir?

İstikrarlı bir iklim sağlamak ve Paris Anlaşması taahhüdünü gerçeğe dönüştürmek için UNEP, dünyayı 1,5°C işaretinin altında tutacak kadar emisyonları azaltma potansiyeline sahip altı sektör belirledi.


2030 yılına kadar yıllık 30 gigaton sera gazı emisyonunu azaltmak mümkün. Yapılabilecek çok şey var. Altı sektörde ihtiyacımız olan çözümler zaten var.


Bu altı sektörlü çözüm modeli 29-32 GT karbon salınımını azaltabilir ve sıcaklık artışını 1,5˚C ile sınırlayabilir

İşte altı kilit sektör için bir yol haritası:

Karbonsuz Bir Geleceğe Yol Haritası

Bu 6 sektör nedir ve insanlık bu hedeflere ulaşmak için hangi eylemleri yapmalıdır.

1- ENERJİ

Enerji sektöründe yıllık 12,5 gigaton (Gt) sera gazı emisyonunu azaltabiliyoruz . Yeni buluşlar için beklemeye gerek yok.

Yenilenebilir enerjiye geçerek ve daha az enerji kullanarak bu azaltımı yapmak için gerekli teknolojiye sahibiz.

2- SANAYİ

Endüstri, pasif veya yenilenebilir enerji tabanlı ısıtma ve soğutma sistemlerini benimseyerek, enerji verimliliğini artırarak ve metan sızıntıları gibi diğer acil sorunları ele alarak emisyonlarını yılda 7,3 Gt azaltabilir.

3- Tarım, Gıda ve Atık

Yeni gıda üretim çözümleri, emisyonları yılda 6,7 Gt azaltabilir . Gıda kaybını ve israfını azaltmak ve daha sürdürülebilir diyetlere geçmek, emisyonları yılda 2 Gt'den fazla azaltabilir.

Gıdaların bozulması, çiftlikten çatala kadar gerçekleşir ve bitki açısından zengin bir diyete geçmek, daha az Sera Gazı yaymak için atabileceğiniz en büyük adımlardan biridir. Sağlığınız için de iyidir.

4- Doğaya Dayalı Çözümler

Gıda sistemlerimize bağlı olarak dünya, ormansızlaşmayı, ekosistem bozulmasını durdurur ve ekosistemleri eski haline getirirse emisyonları yılda 5,9 Gt azaltabilir .

Bu eylemler aynı zamanda hava kalitesini iyileştirecek, gıda ve su güvenliğini destekleyecek ve kırsal ekonomileri destekleyecektir. En önemlisi, kara, tatlı su ve deniz ekosistemlerine yapılan yatırımlar, iklim direncinin artırılmasına büyük katkı sağlayabilir.

5- Ulaşım

Tüm sera gazı emisyonlarının yaklaşık dörtte birinden ulaşım sorumludur. Ve 2050 yılına kadar ikiye katlanacak.

Özel ve toplu taşımada elektrikli araçlar kullanarak ve güvenli alanlar yaratarak insanları yürümeye, bisiklete binmeye ve diğer motorsuz ulaşım türlerini kullanmaya teşvik ederek bu rakamı 4,7 Gt'ye kadar azaltabiliriz .

Araç emisyonlarını azaltmazsak, şehirlerdeki egzoz dumanından kaynaklanan ölümler 2030 yılına kadar yüzde 50'den fazla artacak.

6- Binalar ve Şehirler

2030 yılına kadar binalar yaklaşık 12,6 Gt enerji kaynaklı emisyondan sorumlu olacak. Ancak hızla büyüyen bir dünyaya uyum sağlamak için gereken kentsel altyapının yüzde 70'i henüz inşa edilmedi.

Yarının şehirlerini ve evlerini düşük karbon çağına uygun hale getirerek ve mevcut altyapıyı güncelleyerek emisyonları 5,9 Gt azaltabiliriz.

Tüm sektörlerde sübvansiyonlar, yüksek emisyonlu süreçleri ve davranışları desteklemekten, sürdürülebilir düşük karbonlu alternatifleri veya en azından eşit bir oyun alanını zorlamaya kaydırılmalıdır.


Bu veriler, UNEP'in Emissions Gap Report.'un en önemli 2020 baskısından çevrilerek İklim Okulu tarafından derlenmiştir. 

Küresel Isınma Senaryolarına Bakış




Özellikle son 50 yılda gerçekleşen sera gazı emisyonları nedeni ile küresel ısınmaya bağlı sıcaklık artışında ciddi bir sıçrama yaşandı. Sadece 1970'lı yılların başından itibaren meydana gelen emisyonların miktarı, daha önce gerçekleşen emisyonların miktarına yakın.



Sıcaklık artışının yanında;

  • Aşırı kaynak tüketimi

  • Halk sağlığını tehdit eden plastik atıkları

  • Ormanların giderek yok olması

  • Denizlerde artan kirlilik

gelecekte insanlığın yaşam alanını ciddi bir şekilde tehdit ediyor.

Küresel Ortalama Sıcaklık Değişiklikleri (1970 - 2021)



İklim Senaryoları Nasıl Oluşturuluyor?


Bilim adamları , geçmişteki ısınma hızına kıyasla sıcaklıktaki önemli hızlanmaları veya yavaşlamaları gerçekten kanıtlamak için neye ihtiyaç duyulacağını tahmin etmek için küresel sıcaklıklarda yıldan yıla doğal değişkenliğin derecesini değişkenlere bağlı istatistik araçları ile ölçüyorlar.

Her iki durumda da, son yıllardaki dalgalanmalar, beklenen değişkenlik aralığındadır ve dünyanın son 50 yılda deneyimlediği yüzey sıcaklıklarındaki uzun vadeli ısınma eğiliminden herhangi bir sapmayı göstermez. 

Bu durum, aşağıdaki şekilde gösterildiği gibi, 1850'ye kadar olan tam kayıttan daha da açıktır. Hem 1979'a kadar uzanan (uydu çağının başlangıcını yansıtan) Copernicus/ERA5 veri setini (mavi çizgi) hem de zamanda daha geriye uzanan, ancak yalnızca yüzey sıcaklığını kullanan Berkeley Earth veri setini (siyah çizgi) göstermektedir. 





Grafik, 1850'den 2021'e kadar olan Berkeley Earth verilerini içeriyor. Highcharts kullanılarak Carbon Brief'e göre oluşturulan verileri incelemek gerekiyor.


Bu çizelge, 1970'lerden sonra yüzey sıcaklığındaki değişim oranında belirgin bir ivmeyi, ancak 1970'den günümüze kadar olan dönemde oldukça doğrusal bir ısınma oranını vurgulamaktadır. Bu durum, gelecekte küresel sera gazı emisyonları arttıkça veya azaldıkça veya ısınmanın bir kısmını maskeleyen gezegeni soğutan aerosollerin emisyonlarına sınırlar konulursa değişebilir. 

Bilim adamları ayrıca iklim modellemelerinin gözlemlenen sıcaklıkları simüle etme konusunda genellikle iyi bir iş çıkardığını da bu şekilde görebiliyorlar.

Bu demek oluyor ki, 2030 ve 2050'e kadar iklim değişikliği hedeflerine ulaşılamaz ise doğacak sonuçlar ütopik bilimkurgu film dediğimiz sahneleri aratmayacaktır.

İklim Değişikliği Spor Kulübünün Gündeminde

MKE Ankaragücü Spor Kulübü, iklim değişikliğine dikkati çekmek amacıyla tamamen geri dönüştürülebilir malzemelerden üretilen iklim değişikliği formasını tanıttı. 



PEKİ TEKSTİL SEKTÖRÜNDE GERİ DÖNÜŞÜM NASIL YAPILIYOR?

Tekstil atıklarının geri dönüştürülmesi için birçok sebep mevcuttur. Bunlar;

  • Doğal kaynakları koruyarak iklim değişikliğine adaptasyon sağlamak, 
  • Atık depolama alanlarına olan ihtiyacı azaltmak, 
  • Atık vergilerinden tasarruf sağlamak,
  • Düşük maliyette hammadde temin ederek döngüsel ekonomi modeline geçmek.

Maalesef tekstil atıklarının geri dönüştürülme oranı oldukça düşüktür. Bunun başlıca sebebi ise toplumun geri dönüşüm konusundaki talebinin yetersizliğidir.  Aslında yapılan bu çalışma bu konuya da dikkat çektiği için oldukça önemlidir.

Tekstil ürünlerinin tüketici öncesinde ve sonrasındaki geri dönüştürme yolları şöyledir;

Tekstil'de formaların veya giysilerin tüketici öncesi - sonrasında geri dönüştürme yolları

 

Tekstil sektöründe geri dönüşümü yapılacak atıklar ilk önce ayırma işlemi ile ayrılır, ardından çeşitli yöntemlerle geri kazanılabilir hale dönüştürülebilmektedir. Tekstil atıklarının geri dönüştürülmesinde mekanik, termomekanik ve kimyasal yöntemler kullanılmaktadır.

Mekanik işlem; bu işlemde kesme, parçalama, tarama ve diğer mekanik işlemler kullanılarak tekstil materyalinin tekrar liflere dönüştürülmesi sağlanmaktadır. Bu yöntemde elde edilen lifler; iplik üretiminde, dokuma kumaş, örme kumaş ve dokusuz yüzeylerin üretiminde kullanılabilir. Bu işlemler sırasında tekstil atığında bulunan fermuar, düğme gibi parçalar kaldırılmalı ve etiketleri çıkarılmalıdır. Mekanik işlemler sonrasında elde edilen liften %100 geri dönüştürülmüş iplik üretilemez. Bunun için geri dönüştürülmüş ipliğin içine birincil lifinin de eklenmesi gerekmektedir. Bu yöntemin kullanım alanı ise; oyuncaklar için dolgu malzemesi, kağıt endüstrisinde lif eldesi ve battaniye yapımı verilebilir. 

Kimyasal işleme; sentetik lifler erime ve kimyasal işlemler kullanılarak ayrıştırılabilmektedir. Bu yöntem ile elde edilen iplikler orijinal iplikler ile aynı özellik sergilemektedir. Ancak kimyasal işleme yöntemi, mekanik yönteme göre pahalı bir yöntemdir.

Termomekanik yöntem, atıklar eritilip granül haline getirilir. Daha sonrasında bu granüller plastiklerin ve tekstil liflerinin üretiminde kullanılabilir. 

Çocuklar İçin İklim Değişikliği Nedir?

 Haydi hep birlikte inceleyelim!


Hepimiz iklim değişikliği hakkında mutlaka bir şeyler duymuşuzdur. Peki bu iklim değişikliği gerçekte nedir ve gezegenimizi nasıl etkiliyor?


İklim Değişikliği Ne Demek?

İklim değişikliği (ya da küresel ısınma), gezegenimizin ısınma sürecine denir. Bilim insanları, insan aktivitelerinin Endüstri Devrimi’nden beri Dünya’nın yaklaşık olarak 1°C ısınmasına neden olduğunu tahmin ediyor. Bu sayı kulağa çok fazla gibi gelmese de insanlar ve vahşi yaşam için çok şey ifade ediyor.

Maalesef, yükselen sıcaklıklar sadece daha güzel havalara kavuşacağımız (Keşke!) anlamına gelmiyor. Aslında değişen iklim hava durumumuzu daha olağanüstü ve öngörülemez hale getirecek. Sıcaklıklar yükselirken, bazı bölgeler daha çok ısınacak ve çok fazla hayvan (ve tabii ki insanlar da!) değişen iklime uyum sağlayamadıklarını görecekler.

 

İklim Değişikliğine Ne Sebep Olur?

1. Fosil Yakıtların Yakılması

Sanayileşmiş ülkeler, geçtiğimiz 150 yıldan beri büyük miktarlarda petrol ve gaz gibi fosil yakıtlar yakmaktadır. Bu işlem sırasında atmosfere salınan gazlar, güneşten gelen ısıyı hapseder ve görünmez bir battaniye görevi görerek Dünya’yı ısıtır. Bu ‘Sera Gazı Etkisi’ olarak bilinir.

2. Çiftçilik

İster inanın ister inanmayın, ineklerin yeme alışkanlıklarının iklim değişikliğinde payı var. Tıpkı bizim gibi, inekler de yemek yediklerinde sindirim sistemlerinde metan (bir tür sera gazı) üretirler ve bir… pırt! ile salıverirler. Kulağa komik geliyor olabilir ama bu gazı atmosfere salan neredeyse 1,5 milyar ineğin olduğunu düşünürsek, bu kesinlikle önemli bir etkendir.



3.Ormansızlaşma

Ormanlar havadan büyük miktarda karbondioksit (diğer bir sera gazı) emer ve oksijen şeklinde havaya geri verir. Amazon yağmur ormanları bunu yapmakta o kadar büyük rol sahibi ve etkilidir ki, adeta iklim değişikliğini kısıtlayan bir klima gibi işler. Ne yazık ki birçok yağmur ormanı odun, palm yağı yapmak ve tarım arazileri, yollar, petrol madenleri ve barajların önünü açmak için kesiliyor.

İklim Değişikliği Gezegenimizi Nasıl Etkileyecek?

Dünya var olduğu milyarlarca yıl boyunca birçok tropik iklime ve buzul çağa ev sahipliği yaptı. Peki durum neden şimdi daha farklı? Bunun nedeni, son 150 yıldır insan faaliyetlerinin sonucu olarak Dünya atmosferine çok büyük miktarda zararlı gaz salınmasıdır ve kayıtlar küresel sıcaklıkların bu zamandan itibaren daha hızlı arttığını gösteriyor.

Daha sıcak iklim gezegenimizi çeşitli şekillerde etkileyebilir:

  • Daha fazla yağış
  • Değişen mevsimler
  • Küçülen deniz buzulları
  • Yükselen deniz seviyeleri

İklim Değişikliği Yaban Hayatı Nasıl Etkileyecek?

İklim değişikliği halihazırda tüm dünyadaki vahşi yaşamı etkiliyor ancak bazı türler bundan daha fazla muzdarip. Kutup hayvanları – buz ile kaplı doğal alanları daha sıcak havalarda eriyen- özellikle risk altındadır. Aslında, uzmanlar Arktik deniz buzunun şok edici bir oranda eridiğini söylüyor – her on yılda %9 oranında! Kutup ayıları avlanmak, yavrularını büyütmek ve uzun süre yüzdükten sonra dinlenmek için deniz buzuna ihtiyaç duyar. Halkalı foklar gibi bazı fok türleri, yavrularını büyütmek, beslemek ve çiftleşmek için karda ve buzda mağaralar yapıyor.

Tehlikede olanlar sadece kutup hayvanları da değil. Endonezya’nın yağmur ormanlarında yaşayan orangutanlar gibi maymunlar, yaşam alanları azaldıkça tehdit altında oluyor ve bölgede daha fazla kuraklık daha fazla orman yangınına neden oluyor.

Deniz kaplumbağaları, yumurtalarını bırakmak için çoğu yükselen deniz seviyelerinin tehdidi altında olan yuvalama kumsallarına güvenmek zorundadır. Yuvaların sıcaklığının yumurtaların erkek mi dişi mi olduğunu belirlediğini biliyor muydunuz? Ne yazık ki, artan sıcaklıklarla, bu erkeklerden çok daha fazla dişinin doğduğu ve gelecekteki kaplumbağa popülasyonlarını tehdit ettiği anlamına gelebilir.

İnsanlar İklim Değişikliğinden Nasıl Etkilenecek?

İklim değişikliği sadece hayvanları etkilemeyecek, hatta şimdiden bile insanlar üzerinde de etkisi olduğu söylenebilir. En çok etkilenenler, her gün yediğimiz yiyecekleri yetiştirenler. Çiftçilerden oluşan topluluklar, özellikle de gelişmekte olan ülkelerde yaşayanlar, yüksek sıcaklıklar, artan yağış, sellerle ve kuraklıkla yüzleşmekteler.

Biz İngilizler çay içmeyi (yaklaşık olarak her gün 165 milyon bardak) çok seviyoruz ama muhtemelen çayımızı yetiştirmek için ne kadar emek harcandığının kıymetini bilmiyoruz. Çevresel koşullar çayın lezzetini ve kalitesini etkileyebilir, ayrıca bitkilerin büyümesi için çok hassas bir ölçüde yağışa ihtiyaç vardır. Kenya’da iklim değişikliği, düzenli yağış miktarlarını giderek daha az tahmin edilebilir hale getiriyor. Çoğunlukla büyük miktarda yağışların ardından kuraklık olacak, bu da çay yetiştirmeyi çok zorlaştıracaktır.

Çiftçiler daha fazla para kazanmak için mahsullerini artırmaya ve bunun için de ucuz kimyasallar kullanmaya başvurabilirler, bu kimyasalların uzun süreli kullanımı topraklarını yok edebilecek olsa bile.

İnsanlar İklim Değişikliğiyle Nasıl Başa Çıkıyor?

Adil ticaret (gelişmekte olan ülkelerdeki üreticilere yardım etmeyi ve sürdürülebilirliği teşvik etmeyi amaçlayan organize bir sosyal hareket) ürünlerini satın almak, çiftçilere makul bir ücret ödenmesini sağlamaya yardımcı olabilir. Bu, maliyetlerini karşılayabilecekleri, iyi bir yaşam standardına sahip olmak için yeterli parayı kazanabilecekleri ve çevreye daha fazla zarar verebilecek ucuz tarım yöntemlerine başvurmak zorunda kalmadan mahsullerini sağlıklı tutmak için çiftliklerine yatırım yapabilecekleri anlamına geliyor.

Bu destek aynı zamanda çiftçilerin çok su alan okaliptüs ağaçlarını, toprak için daha verimli olan yerli ağaçlarla değiştirmelerine yardımcı olabilir. Ayrıca yakıt tasarruflu sobalar yapmayı öğrenebilirler ve bu onlara fazladan para kazandırmakla kalmaz, aynı zamanda toplulukların karbon ayak izini de azaltabilir.



İklim Değişikliğini Engellemek İçin Ne Yapabilirim?

Evindeki küçük değişimlerde fark yaratabilir. Enerji tasarruflu ampulleri değiştirmeyi deneyebilir, araba kullanmak yerine yürüyebilir, elektrikli eşyaları kullanmadığın zaman onları kapatabilir, gıda atığını geri dönüştürebilir ve azaltabilirsin. Tüm bu küçük şeyler bile fark yaratabilir.

Çevirmen: Zişan Aydınoğlu

Editör: Zübeyir Tosun

İklim Okulu

İklim Okulu - 05.06.2022


İklim Okulu, iklim krizine farklı açılardan bakabilme perspektifiyle yayın hayatına başladı. İklim Okulu; genel ve yerel yönetimde çalışan karar vericileri, gençleri, iklim aktivistlerini, iklim savunucularını, iklim savaşçılarını, greenfluencerları, Çevre uzmanlarını, sanatçıları ve gezegenimiz için kaygılanan her kişi için bir okul görevi görecek.

İklim krizi, yüzyılımızın en büyük problemi ve çok sayıda tetikleyici unsur bu krizi günden güne derinleştiriyor. Problemin çözümünde ise değişim ve değişim için her bir kişinin iklim değişikliği konusunda bilinçlenmesi gerekiyor.

İklim Okulu, değişim anlayışı çerçevesinde kolektif çabayı güçlendirmek amacıyla geçtiğimiz aylarda yayın hayatına başladı.

Gezegenimiz için Kaygılanan Kişilerin Okulu, İklim Okulu

Türkiye’nin dört bir köşesindeki gençler, iklim aktivistleri, greenfluencerlar, uzmanlar, sanatçılar ve gezegenimiz için kaygılanan her birey İklim Okulu’nda bir araya gelerek merak ettiklerine cevaplar arıyor; kendi deneyimlerini ve mücadelelerini paylaşıyor.

Türkiye İklim Araştırmalarının Merkezi olan iklim okulunda, iklim krizine farklı açılardan bakan çok sayıda özgün video yer alıyor. İklim aktivistleri kendi yerellerinde gösterdikleri mücadeleyi ve değişim hikayelerini paylaşıyor. Greenfluencerlar atıksız ve ekolojik bir yaşam için ipuçları paylaşıyor. inografikler ve makaleler kafa karıştıran iklim terimlerine açıklık getiriyor.

Her Gün Yeni Araştırma Yazısı

Sitede her gün yeni bir araştırma ve başka bir hikaye yayımlanıyor. Kurum ve kuruluşlardan bağımsız şekilde yürütülen İklim Okulu, değişim için çabalayan ve hikayesini paylaşmak isteyen herkesi de bu okula katılmaya davet ediyor.

İklim kriziyle mücadele için bir adım daha atmayı isteyenler siteye mail adreslerini bırakarak abone olabilir. İlham verici hikayesini paylaşmayı ve sitede yer almayı isteyenler ise iletişim sayfamızdan iletişime geçebilirler




PARİS İKLİM ANLAŞMASI’NDA HAYAL KIRIKLIĞI; ABD ANLAŞMADAN ÇEKİLDİ

 


ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray’ın bahçesinden yaptığı açıklamada ülkesinin Paris

Süleyman ÇETİN

İklim Anlaşması’ndan çekildiğini açıkladı.

Yenilenebilir enerji üreten Amerikan şirketleri, anlaşmadan çekilmeme yönünde görüş bildirmişti. İtalya’da geçen hafta yapılan G7 zirvesi sırasında önde gelen sanayi ülkelerinden altısının liderleri Trump’ı İklim Anlaşması’nın önemine ikna etmeye çalışmışlardı ama yeterince ikna edici olamadıkları ortaya çıktı.

 

ABD Başkanı Donald Trump, yaptığı açıklamadaBugün itibariyle ABD olarak, üzerimizde acımasız finansal ve ekonomik yük yaratan ve herhangi bir bağlayıcılığı olmayan Paris İklim Sözleşmesi’nin tüm uygulamalarını sonlandırıyoruz. Mevcut anlaşmanın şartlarını yerine getirmek, ABD için çok pahalıya mal olacak, “daha adil bir Paris Anlaşması” için çalışacağız.” dedi

ABD vatandaşlarının refahını öncelemeyen bir anlaşmada yer alamayacaklarını belirten Trump, sözleşmenin başka devletlere fayda sağlamak için ABD’yi dezavantajlı konuma ittiğini savundu.

Anlaşmanın imzacısı Çin ve Hindistan gibi devletlerin, hatta Avrupa Birliği’nin bile karbon salınımlarına devam ettiğini söyleyen Trump, ABD’nin çok ağır şartlara maruz kaldığının altını çizdi.

ABD Başkanı ayrıca Demokrat Parti ile masaya oturacağını ve Paris Anlaşması’ndan daha iyi bir seçenek için çalışacaklarını söyledi.

Kısaca Paris İklim Anlaşması Nedir?

İklim değişikliğini kontrol altına alma ve küresel ısınmayı önleme amacıyla Paris’te 2015 yılında varılan mutabakatı 197 taraf ülkeden 147’si imzalamıştı. Anlaşma ile atmosferdeki sera etkisiyle ısınmanın sanayi öncesi çağa kıyasla +2 derecenin altında tutulması konusunda uzlaşılmıştı.

Sözleşmenin sürpriz katılımcısı, o güne kadar benzer anlaşmaları imzalamaktan kaçınan ve dünyanın en büyük karbon salınımı yapan ülkesi Çin olmuştu.

Anlaşmada imzası olan ülkeler, küresel sera gazı emisyonunu düşürmeyi hedefliyor. Bu adım, fosil yakıtların yanması sonucu oluşan karbon dioksit gazının da azaltılması anlamına geliyor.

COP21 Paris İklim Müzakerelerini takip ettiğim ilk yazımda “Kyoto Protokolü 1997’de COP3’te imzalandı. Kyoto Protokolü Sera gazı emisyonlarının %5 azaltılmasını hedefliyordu. Ancak ABD Senatosu imzalamadığı için 2004’e kadar yürürlüğe giremedi ve sonrasında da uygulanamadı. Kyoto’daki hayal kırıklığı, 2009 Kopenhag’daki COP15’te de devam etti. Bu yüzden COP21, iklim değişikliğiyle mücadele için son şans olarak görülüyor” diye yazmıştım.

Trump’ın kararına tepkiler

İklim değişikliğine olumsuz en çok etkide bulunan imzacılardan Çin ve AB’nin Trump’ın açıklaması üzerine ortak bir bildiri yayınlaması bekleniyor.

ABD eski Başkanı ve Paris Anlaşması’nı imzalayan Barack Obama, “Amerikan liderliğinin olmadığı, hatta mevcut yönetimin geleceği reddeden bir avuç ulusa katıldığı bir ortamda, eyaletlerimizin, şehirlerimizin ve şirketlerimizin gelecek nesilleri ve elimizdeki tek gezegeni korumak için öne atılıp ellerinden geleni yapacaklarına güvenim tam” şeklinde bir yazılı açıklamada bulundu.

Süreç 2019’dan Önce Başlayamaz

BBC Washington muhabiri Anthony Zurcher, anlaşmadan çekilme kararının kolay uygulanamayacağını yazmış. Zurcher, Trump’ın anlaşmadan imza çekme kararını tebliğ etse de, resmi sürecin bir sene sürdüğünü ve 2019 yılı Kasım ayına kadar çekilmenin gerçekleşmeyeceğini iddia ediyor.

Bundan Sonra Ne Olacak?

Almanya’nın Bonn’dan yayın yapan medya kuruluşu Deutsche Welle’nin (DW) haberine göre Trump, ABD’nin anlaşmadan çıkma şartlarıyla ilgili henüz bir politika tercihinde bulunmadı. Başkan, yeni imzalanmış uluslararası anlaşmaların bekleme süresi olan üç buçuk yıl bekleyebilir.

Alternatif seçenek ise 1992 tarihli Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nden de çekilmek olabilir. Bu durumda ihbar tarihinden bir sene sonra ABD bu kurumdan ve işleyişinden tamamen ayrılmış olacak.

Gelişmeler gösteriyor ki; Kasım 2017’de yapılacak olan ve bizim de Türkiye’den bir ekiple katılmayı planladığımız COP23Bonn görüşmeleri, oldukça sert geçecek.

Umarız olmaz ama, Dünya'nın karbon salınımında ilk sıralarda olan ABD’nin anlaşmadan tamamen çekilmesiyle COP21 Paris Anlaşması, bir hayal kırıklığına dönüşebilir.

 

Süleyman ÇETİN – Çevre Mühendisi (suleymancetin@engineer.com)

İKLİM ZİRVESİNDEN KISA KISA


Fas’ın eski başkenti Marakeş’te yapılan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) kapsamında 22. Taraflar Konferansı (COP22) esnasında kaleme

Süleyman Çetin

aldığımız “İklim Değişikliği Zirvesi (COP 22) ve Gençler” ile Konferansta özet olarak konuşulanları ele alan “Fas İklim Zirvesi’nde ‘Paris İklim Anlaşması Rüzgârı’ Esti” başlıklı makalelerimizi yayınlamıştık.

“İklim Zirvesi” demeyi daha uygun buluyorum zira Taraflar Konferansı (UNFCCC- COP 22), Kyoto Protokolü Taraflar Toplantısı (CMP 12), Paris Anlaşması Taraflar Toplantısı (CMA 1) ile Gençlik Konferansı (COY12) gibi bir dizi diğer programlar da bu zirve esnasında yapılıyor. Birçok oturum, toplantı, seminer, ikili görüşme ve sanatsal faaliyet de gerçekleştirildi. Yenilenebilir enerji projelerinin sergilendiği fuar büyük ilgi gördü. Bu defa konferans esnasında gözümüze takılan ve bildiklerimizden bir demet sunmaya çalışacağım;

* Türkiye BM Çölleşmeyle Mücadele 12. Taraflar Konferansı (AnkaraCOP12)’na ev sahipliliğinin ardından burada da çölleşme ve Arazi Tahribatının Dengelenmesi (LDN) konusunda yine damgasını vurdu. Orman ve Su İşleri Bakanlığına teşekkürler.

* Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı termik santral ve yenilenebilir enerji kaynakları hakkında, Hazine Müsteşarlığı Yeşil İklim Fonu- GCF için, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Ulusal Katkı Beyanında, Bilim Teknoloji ve Sanayi Bakanlığında İklim Teknoloji Ağı ve Merkezi- CTCN hakkında çalışmalarını yürütüyor.

* İsrail Devletinin Filistin’e karşı tutumlarından dolayı İsrail temsilcilerinin katılımı Fas’ta protestolara sebep oldu. 

* Kyoto Protokolü’nün yerini alan ve 2020 sonrasını kapsayan “Paris Anlaşması” sadece gelişmiş ülkelerin değil, 196 ülkenin de yer aldığı evrensel bir iklim rejimi meydana getirilmesi hedeflenen anlaşma sayesinde; yukarıdan dayatılmış bir azaltım hedefinin değil, ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklarla kendi kapasitelerine göre belirledikleri planlara göre hareket edebilmesini sağlayacaktır. Ülkelerin kendi belirledikleri ulusal katkı beyanlarıyla (INDC) iklim değişikliğiyle mücadeleye katıldıkları bir anlaşma oluşturulmuştur. Bu bağlamda Türkiye Niyet Edilen Ulusal Katkı Raporu ( INDC ) bildirimi yapmıştır.

* İklim Zirvesine 8 bin sivil toplum kuruluşu temsilcisi olmak üzere 195 ülkeden 30 bin kişi katılıyor. Türkiye kendi Sivil toplumunu ve kurumsal kapasitesini bu yönde geliştirmeye devam etmelidir.

* İklim değişikliği Zirvesi katılımcılar ve delegeler iki cenahta özetlenebilir; İklim değişikliği Çerçeve Sözleşmesi tarafı ve Paris İklim Anlaşması tarafı… Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine atıfta bulunanlar da

iklim-1

İklim Zirvelerinin İki Cenahı; Sözleşmeciler ve Paris Anlaşmacılar

* Küresel İklim Eylemini kimsenin durduramayacağı üzerinde çok duruldu ve buradan maksat yeni Amerikan Başkanı dâhil kimse durduramaz denilmek isteniyor. Hatta Bu cümle Marakeş Ortaklığı belgesinin ilk cümlesi olarak geçti.

* Bu İkim Değişikliği Zirvesinden ne götüreceğiz sorusuna COP22 Başkanı Şu şekilde özetledi; Finansal açıdan önümüzü gösterecek bir ‘Fas Yol Haritası’, ‘Marakeş Ortaklığı’ ve Afrika İklim Değişikliği sorunlarına el atan bir ‘Bildiri’. Bildiride küresel ısınmanın önüne geçmek için ülke yönetimlerinin, bilim ve iş dünyasının büyük katkı sağlaması gerektiği belirtildi ve bütün alanlarda küresel çalışmalara yer verilmesi gerektiği kaydedildi. Ayrıca 2020 yılına kadar gelişmiş ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadele için gelişmekte olan ülkelere verilmek üzere 100 milyar dolarlık uluslararası Yeşil İklim Fonu oluşturulacağı da bildiride yer aldı. Karbon Piyasasının altını çizenleri de unutmamak gerekir.

* Türkiye gelişmiş ve gelişmekte olan ülke kavramı üzerinde durarak teknoloji transferi ve iklim finansmanı üzerinde çalışıyor. COP22’de Türkiye’nin iklim finansmanına erişim talebine dair bir karar çıkmadı. İstişareler COP23’e kadar devam edecek.

* İklim Zirvesinde Afrika’nın sorunlarına değinilmesi planlanırken daha çok Akdeniz Ülkelerinin rüzgârı esti. Konferansın Yüksek Düzeyli Toplantısında bu yöndeki gündem “Afrika 3S Girişimi” idi. Türkiye’den tam destek aldı. Fakat Akdeniz Rüzgar derken bu konuda Fransızların bölgedeki ekonomik hâkimiyetini de unutmamak gerekir.

* Paris İklim Anlaşması, iklim değişikliğine uyum (adaptasyon) ve iklim değişikliği etkilerini azaltım (mitigasyon) konularına atıf yaparken göze çarpan noktalardan biri de ilk kez “Topak Ana” kavramının yer alıyor olmasıydı. Buradan hareketle, önümüzdeki dönemde özellikle arazi tahribatı, toprak karbonu, arazi mülkiyeti ve hakları gibi konulara daha fazla önem verileceğini söyleyebiliriz.

* Fas’lı çizer arkadaşım Ali Ghamir ve uluslararası çapta çizen birçok karikatürist karikatürleriyle “İklim Değişikliği” konusuna dikkat çektiler. Bana duvarlarında isim yazma fırsatı verdikleri içinde teşekkür ederim. Bu çalışmadan dolayı kendisini tebrik ediyorum. Daha Yeşil Bir Dünya Gençlik Platformu olarak bizde böyle bir çalışma hazırlıyoruz.

iklim-2

* Bu arada Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un son zirvesiydi (2007-2016) ve Paris İklim Değişikliği anlaşmasıyla hanesine bir yıldız atmış oldu. Zirvedeki konuşmasında özet olarak “iklim eylemi küresel ve acil öncelik olmalıdır” dedi.

* Rio sözleşmelerinden olan Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin 2018’deki 14’üncü Taraflar Konferansı’na Türkiye ev sahipliği için aday oldu. Büyük bir ihtimal İstanbul’da COP14 gerçekleşecek.

* İklim Zirvesi’nin bundan sonraki durakları; Fiji Adaları (COP23- 2017), Polonya (COP24- 2018), Karayipler (COP25- 2019) olarak bildirilirken; Türkiye COP26’ya aday olduğunu dile getirelim. Türkiye’deki İklim Zirvesine hazırlık amacıyla biz Daha Yeşil Bir dünya İçin Gençlik Platformu olarak takipte olacağız ve çalışmalarımızı sürdüreceğiz. BM Biyoçeşitlilik Konferansı da yine yakında Türkiye’de yapılacak ve Gençlik Platformu uzmanlık seviyesinde olmasa da onu da takip ediyor.


iklim-3






Bazı Önemli Belgeler İçin Bağlantılar;

1) Marakeş Eylem Planı;

http://unfccc.int/files/meetings/marrakech_nov_2016/application/pdf/marrakech_action_proclamation.pdf

2) Marakeş Ortaklığı;

http://unfccc.int/files/paris_agreement/application/pdf/marrakech_partnership_for_global_climate_action.pdf

3) Gençlik Konferansı (COY12); http://newsroom.unfccc.int/unfccc-newsroom/conference-of-youth-12/

4) Gelecek İklim Zirvesi Yer Ve Tarihleri; http://unfccc.int/files/meetings/marrakech_nov_2016/application/pdf/auv_cp22_i2g_dates_and_venues_for_future_sessions.pdf

.

Süleyman ÇETİN – Çevre Mühendisi (suleymancetin@engineer.com)